Gündem

28.01.2014 Alman basınından özetler

Ukrayna’daki kriz, Almanya’da İslam Konferansı’nı yeniden canlandırma çabaları ve Tunus’ta kabul edilen yeni anayasa, Alman basınında öne çıkan konular arasında.

27 Ocak 2014 23:36


Wetzlarer Neue Zeitung, Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in muhaliflere hükümete katılma çağrısı yaptığı Ukrayna’daki durumu ele alıyor:

“Devlet Başkanı Yanukoviç’in muhalefete yaptığı, bazı muhalif liderlerin hükümete entegre edilmesi teklifi becerikli bir satranç hamlesinden başka bir şey değil. Eski dünya boks şampiyonu Vitali Kliçko ve meclis eski başkanı Arseny Yatsenyuk haklı olarak bu teklifi reddetti. Çünkü bu, durumu yatıştırmayıp, tersine muhalefetin öfkesini daha da tırmandırırdı. Ancak aynı zamanda muhalefetteki Batı yanlısı, ilerici politikacılar da artık barışçı, nesnel talepleri olan toplumsal bir güç olarak algılanmadıklarını bilmek zorunda. Muhalefet atılan her molotof kokteyliyle inandırıcılığından bir parça daha kaybediyor.”

2006 yılında büyük umutlarla başlatılan ve Alman devletiyle Müslüman kuruluşlar arasında diyaloğu geliştirmeyi hedefleyen İslam Konferansı bir süre sonra hayal kırıklığına dönüşmüştü. Bir önceki içişleri bakanının güvenlik konusunu öne çıkarması nedeniyle tıkanma noktasına gelen İslam Konferansı’nda şimdi ise yeni bir başlangıç umudu doğdu. Yeni İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere İslam Konferansı’na yeni bir yön verilmesini istiyor. Süddeutsche Zeitung’un yorumu şöyle:

“Temelde devlet ile Müslümanlar arasındaki diyalog, 2006 yılında İslam Konferansı’nı hayata geçiren dönemin içişleri bakanı Wolfgang Schäuble’nin sloganı doğrultusunda yürümeli. Yani dinler devlet ve toplum içinde yerlerini alırlarsa, olumlu bir din-toplum ilişkisine dahil olurlarsa sivil toplumu güçlendirebilirler. Bu Hrıstiyanlık için olduğu gibi İslam için de geçerli ve bu nedenle ayrıntıda çok çaba gerektirse de İslam’ın ülke kültürünün bir parçası haline gelmesi gerekir.”

Frankfurter Rundschau gazetesi ise Tunus’ta geçici meclisin kabul ettiği yeni anayasayı konu alıyor:

“Tunus bölgenin en ilerici anayasasını kabul etti. Şeriattan tek kelime yok, kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip. İktidardaki İslamcı Nahda Hareketi Partisi, örgütlü bir sivil toplum ve güçlü bir sendikanın baskısı karşısında bu iki konuda geri adım attı. Raylar döşendi. Şimdi önemli olan, yeni anayasaya uygulamada da riayet edilip edilmeyeceği. Eski anayasa ayaklar altına alınmıştı. Ama sonuçta Tunus’un kaderi, Yasemin Devrimi’ni başlatan, ülkenin ihmal edilmiş iç kesimlerindeki gençlere iş ve yaşam perspektifi sunulup sunulamayacağına bağlı olacak.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’de yapılacak Olimpiyat Kış Oyunları öncesindeki politikalarını eleştiriyor:

“Putin, Soçi’de dünyaya ‘kendi’ Rusyasını göstermek istiyor. Şimdiden bunu başardığı söylenebilir. Büyüteçten süzülürcesine bu projede, onun yarattığı siyasî sistemin tüm tipik özelliklerine rastlanabiliyor. Putin’in gücünün nasıl Rusya’nın zaafına dönüştüğünü Soçi’de görmek mümkün. Yarı tropikal bir kıyı beldesinin yedi yıldan bile az bir sürede kış sporları bölgesine dönüştürülmesini isterse, bunu bile yapabilir. Putin bu işin çok önemli olduğunu açıkladığı için, anlamı ve masrafı hakkında tartışılmadı. Bunun sonucu ise yolsuzluklar, çevre tahribatı ve karşı çıkmaya çalışan herkese karşı keyfî uygulamalar. Son yıllarda Soçi’de yasalar sadece Olimpiyat Kış Oyunları’nın önünü tıkamadıkları sürece geçerli oldu.”