Gündem

28 Şubat davası tutuklusu Çetin Doğan'ın eşi Nilgül Doğan: Sağlık durumu pamuk ipliğine bağlı, her telefonda kalbim çarpıyor!

Adli Tıp Kurumu’nun komutanlar hakkında sağlık nedeniyle tahliye edilmeleri gerektiğini belirten raporu, Erdoğan tarafından 9 aydır imzalanmıyor

25 Şubat 2024 07:33

28 Şubat hükümlüsü eski Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın eşi Nilgül Doğan, “Sağlık durumu pamuk ipliğine bağlı. Her telefon çaldığında kötü bir haber diye elim titriyor, kalbim çarpıyor” dedi.

28 Şubat davası mahpusu 85 yaşındaki Vural Avar, 20 Aralık’ta cezaevinde hayatını kaybetti. Kamuoyunda infial yaratan olayın ardından, Adalet Bakanlığı, 2 Ocak tarihli genelgeyle, sürekli hastalık ve kocama hali bulunan mahpusların cezalarının hafifletilmesi ve kaldırılması için genelge yayımladı. Genelgeyle birlikte 28 Şubat sanıkları, tıpkı diğer mahpuslar gibi Adli Tıp’a sevk edildi. Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu, generallere ayrıntılı bir sağlık taraması yaptı. Hepsinin kronik hastalıkları çıktı. Adli Tıp Kurumu’nun tahliye edilmeleri gerektiğini belirten raporu, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 9 aydır imzalanmıyor.

Sözcü’ye konuşan Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan, “Yıllarca PKK ile mücadele etti şimdi PKK’lılar, Hizbullahçılar, FETÖ’cülerle aynı cezaevinde. Köy ilkokulundan çıktı, bu ülkeye hizmet etti. Sen onu al, buruştur ve cezaevi köşelerinde çürüt… Artık söz bitti” ifadelerini kullandı.

"Raporlar 9 aydır Cumhurbaşkanı’nın önünde imza bekliyor"

Eşinin, şeker, hipertansiyon, kalp damarlarında tıkanıklık, omurga rahatsızlığı, ayakta sinir hasarı ve işitme kaybı rahatsızlıklarının olduğunu belirten Doğan, şunları anlattı:

‘’Eşimin sağlık sorunları devam ediyor. 5 damardan by-pass ameliyatı oldu. Ciddi bir bel ameliyatı da geçirdi. Eğilip çorabını bile giyemiyor. Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı var. Cumhurbaşkanının anayasal yetkisi kapsamında yaşlı ve rahatsızlığı olan kişileri tahliye edebilir. Raporlar 9 aydır Cumhurbaşkanı’nın önünde imza bekliyor. Çok büyük endişe taşıyorum, bilmediğim bir numara aradığında kötü bir haber mi diye elim titriyor kalbim çarpıyor. Hastaneye gittikleri zaman bize haber verilmiyor, sonra avukattan duyuyoruz. Niye gitti, rahatsız mı diye endişeleniyorum.”

"O cezaevinde de PKK’lılar, Hizbullahçılar, FETÖ’cüler var"

“Cezaevinde tek başına, düşse, başına bir şey gelse oradaki imdat butonuna ulaşması bile mümkün değil. İmdat butonuna bassa bile hastaneye ulaşması tam iki saat. Vural Avar paşayı da bu nedenle kaybettik. Kim 84 yaşındaki bir insanın bu koşullarına razı olabilir? Haftada bir defa 10 dakika telefon görüşme hakkımız var. O zaman da bütün koridoru güvenlik nedeniyle boşaltıyorlar. Güneydoğuda PKK’ya karşı büyük mücadele verdi. O cezaevinde de PKK’lılar, Hizbullahçılar, FETÖ’cüler var. Şu sıralar diş tedavisi de görüyor, 5 dişi çekildi. Ölmesini bekliyorlar. Bunun başka anlamı var mı? Vicdansız bir silsile var. Arkamızda ordu da yok, kimse yok. Görevde olanlar maalesef sırtlarını döndü. Korkuyorlar mı, altımdan koltuk gider mi diye düşünüyorlar, bilmiyorum. Yaşam haklarını aldılar ellerinden. Bizi de dışarıda mahkum ettiler.’’