Gündem

27.02.2014 - Alman basınından özetler

Avusturya'nın yeni İslam yasası, Yunanistan’a uygulanan yardım programının uzatılması ile ilgili tartışmalar ve Almanya'daki kalifiye işgücü eksikliği, Alman gazetelerinin öne çıkardığı haberler arasında yer alıyor.

27 Şubat 2015 00:33


Der Tagesspiegel gazetesi Avusturya Parlamentosu'nun kabul ettiği yeni İslam yasasını eleştirerek, bu yasanın ayırımcı yanına şu yorumla vurgu yapıyor:

“Hukuk önünde herkes eşittir. Her türlü ayrımcılığın temelinde çifte standart yatar. Şayet Hristiyanlara ait kiliseler Afrika ve Asya'daki kendine yakın cemaatleri destekleyebiliyorsa, Yahudi örgütler Avrupa'ya haham gönderebiliyorsa, Avrupa'daki Müslüman toplumundan, dış ülkelerden maddi destek almamalarını ve yine başka ülkelerden gelen imamların vaaz vermemelerini nasıl talep edebiliriz? Avusturya'da yapılması planlanan şimdi bu. Eğer kiliselerin sığınmacılara kapılarını açması serbest ise camilerin de korunmaya muhtaç insanlara yardım edebilmesi gerekmez mi? Peki İslami yardım kuruluşları, İslami çocuk yuvaları, okullar ve hastanelerin durumu ne olacak?”

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Yunanistan'a uygulanan yardım programının uzatılmasına Alman Federal Meclisi'nin büyük çoğunluğunun onay vereceği yönündeki beklentilere yer veriyor. Gazete, krediler ile ilgili olarak Alman toplumunda sabrın tükenmek üzere olduğu değerlendirmesinde bulunuyor:

“Avrupa'nın tamamında Yunanistan’ın Euro Bölgesi'nden çıkması olasılığının siyasi ve ekonomik riskleri korku yaratıyor. Lehman krizinden bu yana siyasiler, neticelerin hesaplanabilirliğine dair yeminlere itibar etmemekte. Ancak sınırsız korku durumunun da bedeli var, biri siyasi, biri de ekonomik. İkisi de şu an tırmanıyor. Yunanistan'a olumlu yanıt verecek Alman Parlamentosu'ndaki çoğunluğun karşısında kamuoyunun çoğunluğu var ve onlar ‘Artık yeter!' diyor. Yunanistan ile dayanışma isteği ve sabrının sonuna gelindi. Berlin'de alınacak kararın ardındaki çoğunluk bir tehlike de barındırıyor: Yunanlar bu çoğunluğu yanlış anlayabilirler.”

Aynı konuyu işleyen bir diğer gazete de Rhein-Neckar-Zeitung. Gazete Yunan tarafının tutumunu şu yorumla eleştiriyor:

“Hiç kimse Tsipras hükümetinin minnet duyguları ile diz çökmesini beklemiyor. Ancak diğer yandan onlara kredi sağlayanları provoke edecek röportajlardan ve alaycı karikatürlerden de kaçınmalılar. Ekonominin yüzde 50'sinin psikoloji olduğu tezine ilave olarak şunu da hatırlatmak gerekir ki, politika da yüzde 95 duygularla alınan kararlardan oluşur.”

Alman iş piyasasında kalifiye işgücü eksikliği son yıllarda sıklıkla ifade edilir oldu. İşte Eisenacher Zeitung'un konuya dair yorumu:

“Kulağa çok sert gelse de piyasanın durumu bu. Ekonomi araştırmacılarının çeşitli çalışmalarına bakacak olursak çok sayıda şirketin, iş başvurularında yeterli donanıma sahip eleman bulmakta zorlandığını görüyoruz. Daha on yıl önce şirketler çeşitli seçeneklerden birini tercih etme şansına sahip iken, bugün iş ilanlarına en iyi olasılıkla bir nebze uyan kişilerin müracaat ettiklerini görüyorlar. Ancak şirketlerin rekabette ayakta kalabilmek için bu durumla yaşamayı öğrenmeleri gerekiyor. Henüz on yıl önce iş arayanlar aynı durumda idiler. Bugün mekatronik uzmanları ve bilgisayar mühendisleri çeşitli seçenekler arasından çalışacakları yeri seçiyor. Yaptığı iş başvurusuna yanıt almayanlar ya da bir zamanlar staj başvurusunda bulunduğunda hemen sert bir ret cevabı aldığını ya da hiç cevap gönderilmediğini anımsayanlar, muhtemelen bugün iki seçenek arasında kaldığında, bu olumsuz tavrı sergileyen şirketi seçmeyecektir.”