Gündem

27.01.2014 - Alman basınından özetler

Ukrayna'daki gerginliğin tırmanması, Suriye barış konferansı ve Mısır devriminin üçüncü yıldönümü.

27 Ocak 2014 12:20


Ukrayna'daki gerginliğin tırmanması, Suriye barış konferansı ve Mısır devriminin üçüncü yıldönümü, bugünkü Alman gazetelerinden aktaracağımız yorumların konuları.

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Ukrayna muhalefetinin Devlet Başkanı Yanukoviç tarafından yapılan hükümete ortak olma önerisini kabul etmemesi gerektiğini yazıyor:

“Muhalefetin hükümette temsil edilme teklifini kabul etmesi intihar anlamına gelirdi. Hükümete ortak olduğu takdirde hiçbir şey kazanmaz ama inandırıcılığını kaybederdi. Yanukoviç'in elini zayıflatamaz, otoritesini kıramazdı. Ukrayna Devlet Başkanı, muhalefet liderlerinin şahsi güvenlikleri açısından mutlaka açıklık kazandırılması gereken bundan sonraki adımlar hakkında açık konuşmaktan da kaçınıyor. Muhalefet liderlerinin yegâne özgürlük garantisi başkent Kiev ile diğer Ukrayna şehirlerinde sokaklara dökülen kitlelerdir. Yanukoviç aleyhtarlarının bu kozu elden çıkarmaları durumunda başlarına nelerin gelebileceğine en iyi örnek, kaybolan ya da kötü muameleye maruz kalan göstericilerin akıbetidir.”

Koblenz'de yayımlanan Rhein-Zeitung gazetesi, muhalefetin radikalleşmesinin Ukrayna'daki iktidar çekişmesini tehlikeli bir mecraya sürükleyebileceğini belirttiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç hile kokan bir teklifte bulunarak, muhalefet liderlerinden Arseni Yazenyuk ve Vitali Kliçko'ya hükümette görev almalarını önerdi. İkisi de bu öneriyi geri çevirmekle iyi etti. Çünkü Yanukoviç'in onları aslında haftalar önce hükümete katılmaya davet etmesi gerekirdi. Aralık ayındaki barışçı protesto gösterilerinin sürdüğü bir sırada işbirliği önerilmiş olsaydı, bu işe yarayabilirdi. Anlaşmazlık artık iyice tırmanmaya başladı, muhalefet radikalleşti ve Yanukoviç bütün inandırıcılığını kaybetti. Ukrayna'nın durumu artık uzlaşmalarla ve yarım yamalak adımlarla düzeltilemez.”

Cenevre'deki Suriye barış konferansında şimdiye kadar son derece az ilerleme sağlanabilmiş olmasına rağmen, tarafların görüşmeye başlamış olmalarının bile başarı sayılması gerektiği belirtiliyor. Mittelbayerische Zeitung'un konuyla ilgili yorumu:

“Suriye'de artık iyi ile kötü arasında ayırım yapmak mümkün değil. Kanlı iç savaşta kazanan taraf olmayacak. Savaşın şimdiden milyonlarca kaybedeni var. Önce siviller; komşu ülkelerdeki mülteci kamplarına sığınıp ülkelerine dönebilecekleri günü bekleyen kadını, erkeği, çocuğuyla milyonlarca Suriyeli. Suriye konferansına katılan bütün tarafların onlara acilen karar alma borcu var. Bu bakımdan, kadın ve çocukların, şiddetli çarpışmalara sahne olan Humus'un kent merkezinden tahliye edilmelerinin kararlaştırılmış olması umut kaynağı olmuştur. Çünkü daha uzun süre kesinlikle barış olmayacaktır. Barış olana kadar da taraflar bütün çatışma bölgelerine yardım malzemesi ulaştırılmasına izin vermelidirler. Kısa süre önce, keskin nişancılara hedef olmaları için sivillere gıda maddesi tuzağı kurulduğuna dair haberler çıkmıştı. Bu düpedüz sapıklıktır.”

Yine Frankfurter Allgemeine Zeitung'a dönüyoruz. Gazete bu kez de Mısır'daki halk devriminin üçüncü yıldönümünü yorumluyor:

“Kahire'de şahinlerin ve radikallerin vakti geldi. Bombaların yollarda açtığı kraterler, düzinelerle öldürülenler ve meydanlardaki sevinç gösterileri buna kanıt oluşturuyor. Mubarek'in askeri rejiminin akıbetini sembolleştiren Tahrir Meydanı'nda binlerce Mısırlı Genelkurmay Başkanı Sisi'ye tezahürat yapıyor. Gazetecileri hapsettiren ve rejimini eleştirenleri vatan haini ilan eden Sisi'ye. Bu manzara değişim hayalinin, ülkeyi düzene kavuşturacak üniformalı güçlü adam hayaline dönüşmekte olduğunu gösteriyor. Unutulmamalı ki, daha önce de Mısır'ı yöneten üniformalılar ülkeye ne hürriyet getirmiş, ne fakirliği yenmiş ve ne de haksızlıkları gidermişlerdi.”