Gündem

25 Ocak 2017 İngiltere Basın Özeti

İngiliz basınında, Yüksek Mahkeme'nin Brexit kararının yansımaları, iş hayatında kadınlara yönelik ayrımcılığa yol açan kılık-kıyafet düzenlemeleriyle ilgili tartışmalar ve 1974'te yılında dünyayı üçüncü bir savaşın eşiğinden döndüren nükleer kaza yer alı

25 Ocak 2017 11:47

İngiliz gazetelerinin bugünkü sayılarında, Yüksek Mahkeme'nin hükümetin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma müzakerelerine başlamak için Parlamento'nun onayının şart olduğuna dair kararıyla ilgili yorum ve haberler ön plana çıkıyor.

Financial Times (FT) gazetesi, mahkemenin kararının ardından Başbakan Theresa May'in hızla harekete geçerek, AB'den ayrılma (Brexit) sürecini başlatacak olan Lizbon Antlaşması'nın 50'nci maddenin yürürlüğe sokulması için kendisine tam yetki veren bir yasal düzenlemeyi Perşembe günü Parlamento'ya sunacağını yazıyor.

Gazetenin haberine göre, May, bu düzenlemenin Parlamento'dan herhangi bir sorunla karşılaşmadan geçeceğinden emin.

Bu süreci, "bir nesilin tanık olduğu en önemli anayasal karar" olarak nitelendiren FT konuyla ilgili baş yazısında, "İngiltere Parlamentosu, ulusun geleceği hakkında başlayan bu büyük tartışmada olması gerektiği yere, yani tartışmaların tam merkezine oturdu" diyor.

İngiliz Yüksek Mahkemesi, hükümetin Brexit sürecini başlatabilmek için Parlamento'dan onay alması gerektiğine hükmetti. Hükümet ise bunun aksi bir görüş savunuyordu.

The Times gazetesi de "Bakanlara Brexit darbesi indiren yargıçlar tarih yazdı" başlığıyla manşetine taşıdığı haberde, Brexit Bakanı David Davis'in açıklamalarına yer veriyor:

"Davis, hükümetin Yüksek Mahkeme'de aldığı yenilginin Brexit takvimini bozmayacağı ya da İngiltere'yi AB'den ayrılmaktan alıkoymayacağı uyarısını yaptı. "Geri dönüş olmayacak" diyen Davis, "Geçen yılın 23 Haziranında geri dönüşü olmayan bir yola girdik" diye konuştu.

İngiltere'de 23 Haziran'da yapılan referandumda halkın yüzde 52'si AB üyeliğinden ayrılma yönünde oy kullanmıştı.

İngiliz hükümeti, Lizbon Antlaşması'nın AB'den çıkmayı düzenleyen 50'nci maddesini tek başına yürürlüğe sokup, Parlamento onayı olmaksızın müzakerelere başlamak istemişti.

Yüksek Mahkeme, verdiği bu karar ile referandum sonucunu yok saymasa da, İngiltere'nin AB'den nasıl ayrılması gerektiğini belirlemiş oldu.

Hükümet, Brexit sürecine Mart ayı sonundan önce başlamayı planlıyor.

May, Brexit'in nihai hedefinin AB ile İngiltere arasında yeni, pozitif ve yapıcı bir ortaklık kurulması olduğunu ve bu kapsamda AB'den ayrılmanın ortak pazardan çıkmak anlamına geldiğini açıklamıştı.

The Guardian gazetesi de Yüksek Mahkeme'nin aynı zamanda İngiliz hükümetinin İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler parlamentolarının onayını beklemeye ihtiyacı olmadığına da hükmettiğini hatırlatıyor.

Gazete, İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon'un mahkemenin verdiği kararın ardından bağımsızlık referandumunu yeniden gündeme getirdiğini ifade ediyor.

İskoçya Özerk Yönetimi, AB'den çıkılmasına itiraz ediyor ve birliğin içerisinde kalmak istiyor.

İş hayatında kadın çalışanların ayrımcılığa uğramasına neden olabilecek düzenlemelerin değiştirilmesi yönündeki talepler de gazetelerin tamamında kendine yer bulan bir diğer haber oluyor.

FT, İngiltere Parlamentosu'nun Dilekçeler ve Kadın ve Eşitlik Komiteleri tarafından hazırlanan raporda, kadınların iş hayatında yüksek topuklu ayakkabı giymeye zorlanmasının yaygın bir uygulama olmayı sürdürdüğü sonucuna varıldığını bildiriyor.

Gazetenin haberine göre, raporda kadınların yüksek topuklu ayakkabı giymeye zorlanmasının yasadışı olduğu ve bu uygulamaya devam eden işverenlerin daha etkin bir şekilde cezalandırılmasını sağlamak adına yeni bir yasal düzenlemeye gidilmesi gerektiği belirtiliyor.

The Times gazetesi, ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nın (CIA) kısa bir süre önce gizliliği kaldırılarak kamuoyuna açılan belgelerinden birinde dünyanın 40 yıl önce nükleer savaşın eşiğinden döndüğünün ortaya çıktığını duyuruyor.

The Times'ın haberinde olayın detayları şöyle aktarılıyor:

"Resmi bir CIA belgesi, Soğuk Savaş'ın en hararetli günlerinde İngiltere açıklarında iki nükleer denizaltının çarpıştığını ve bu olayın 40 yılı aşkın bir süredir kamuoyundan gizlendiğini ortaya çıkardı.

"Bir uzmana göre, 160 nükleer füze başlığı taşıyan bir Amerikan denizaltısı ile bir Sovyet denizi aracının çarpışmasıyla meydana gelen kaza o kadar ciddiydi ki, üçüncü dünya savaşını başlatabilirdi."