Gündem

24.02.2015 - Alman basınından özetler

TTİP'ye karşı yürütülen kampanyalar, Macaristan başbakanının parlamentoda üçte iki çoğunluğu kaybetmesi ve Deutsche Bahn'ın işlettiği otobüslerin sayısını artıracağını açıklaması seçtiğimiz yorumlar.

24 Şubat 2015 00:07


Dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesinin oluşturulmasına yönelik Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından yürütülen müzakereler sık sık protestolara neden oluyor. Ticaret, tarım, çevre ve bankalara yönelik düzenlemeleri hafifletmek amacı taşıyan anlaşmaya tepki gösterenler hayat standartlarının düşmesinden endişe ettiklerini dile getiriyorlar.

Berlin'de yayımlanan Neues Deutschland gazetesi, Almanya Başbakan Yardımcısı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Sigmar Gabriel'in anlaşmayı protesto edenlere yönelik eleştirilerini gündeme getiriyor. Yorumda şu satırları okuyoruz:

"Alternatifler kesinlikle düşünülmemeli. Bu bağlamda, bir defa serbest ticaret anlaşmasının sonuçlarıyla ilgili eleştirel yaklaşım sergilemek mantıklı olacaktır. Çünkü büyük pazarlar ve artan rekabet, kazananların yanında çok sayıda kaybedenin oluşmasına da yol açacaktır. Bu durum hem ekonomisi zayıf ülkeleri, hem de sanayi memleketlerindeki çalışan kesimi etkileyecektir. Bu kesim haklarının törpülendiği hissine kapılacaktır. Şimdiye kadar Angela Merkel politikalarını argümanlar sunmak yerine, "alternatifsiz" olarak göstermesiyle bilinirdi. Gabriel de bu tarzı taklit ediyor gibi. Ancak patronunun gölgesinden kurtulmak isteyen Maliye Bakanının hedefine ulaşması için bu yeterli olmayacaktır."

Aynı konuda Badisches Tagblatt'ta yer alan bir yorumda da şu ifadeler dikkati çekiyor:

"Halkın anlaşmaya kuşkuyla bakmasında sorumluların verdiği sözler de etkili olmuştur. Anlaşma sayesinde yüz binlerce yeni istihdam imkanının oluşacağını söylemek kolay. Ama bu vaadi kimse ne garanti edebilir, ne de denetleyebilir. Şimdi muhtemelen bazıları gümrük vergilerinin kaldırılıp, standartların teke düşürülmesinin reel ücretleri artırıp yeni iş imkanlarına ne şekilde yol açabileceği yerine, zaten büyük kazançlar elde eden çok uluslu şirketlerin daha nasıl büyüyebileceğini sorguluyorlar."

Ludwigshafen'da yayımlanan Rheinpfalz gazetesi ise Macaristan'da sağcı muhafazakar başbakan Viktor Orban'ın meclisteki üçte iki çoğunluğu kaybetmesine ilişkin bir yorumu aktarıyor okurlarına. Orban liderliğindeki Fidesz Partisi'nin bağımsız aday Zoltan Kesz'in ara seçim sonucunda aldığı sürpriz oylarla çoğunluğu elinden kaçırdığını yazan gazete, yorumunda şu noktalara işaret ediyor:

"Ancak Kesz'in yeni bir lider olarak ortaya çıkma ihtimali mümkün görünmüyor. Çünkü kendisi, gözden düşmüş, umutların tükendiği muhalefetin desteklediği bir politikacı. Yeşiller, 'Sadece vergilerini zamanında ödeyenlere seçme hakkı tanınsın' şeklindeki demokratik uygulamalarla bağdaşmayan önerileri nedeniyle kendisini en başta desteklememişlerdi. Ayrıca Fidesz önümüzdeki haftalarda üçte iki çoğunluğu teorik olarak yeniden elde edebilir. Çünkü Tapolca'da da bir ara seçim yapılacak."

Süddeutsche Zeitung ise Alman demiryolları işletmesi Deutsche Bahn'ın bünyesindeki otobüslerin sayısını 2016 yılının sonuna dek dört misli artıracağını yazıyor. Konuya dair yorumda toplu taşımada otobüs şirketleri arasında yaşanan rekabetin tüketiciye yaradığına işaret edilerek, Deutsche Bahn'ın bu rekabet ortamına uzun süre katlanıp katlanamayacağı sorgulanıyor. Yorum şöyle:

"Yolcular için bundan daha iyisi olamazdı. Eğer Deutsche Bahn zamanında otobüs sektörüne daha güçlü bir şekilde dahil olsaydı küçük rakiplerine hiç şans tanımayacaktı. Öyle yapmadığı için şu anda sektörde küçük çaplı birçok otobüs şirketi faaliyet gösteriyor. Arz çok olunca fiyatlar da düşüyor. Ancak bu durum böyle sürmeyecektir. Şu anda fiyatlar o kadar düşük ki hiç bir şirket kazanç elde edemiyor. Deutsche Bahn bile bu duruma çok uzun süre katlanamaz."