Gündem

24.01.2014 - Avrupa basınından özetler

Suriye krizi, Ukrayna'daki protestolar ve İran'ın Batı'ya açılma girişimi, bugünkü Avrupa gazetelerinden derlediğimiz yorumların konuları.

24 Ocak 2014 12:54


Budapeşte'de yayımlanan Magyar Nemzet adlı Macar gazetesi ABD'nin Suriye barış konferansında izlediği politikayı şöyle değerlendiriyor:

“Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry Montrö'de mantığa takla attırırcasına Suriye hükümetini, ülkesini teröristlerin toplanma yerine çevirmekle suçladı. Oysa bu aktörler, ABD ile müttefikleri tarafından finanse ediliyor. Öyle olmasaydı Beşar Esad her türlü kaygıdan uzak hükmetmeyi sürdürürdü. Suriye hiçbir zaman demokratik bir devlet olmadı. Ama küçüklerin okula, büyüklerin de işe gittiği işleyen bir devletti. Bu devlet artık yok. Her halükârda yeni bir Suriye doğacaktır. Cini yeniden, çıktığı şişeye sokmak mümkün değildir.”

Fransız Le Figaro Avrupa Birliği'nin Ukrayna politikasını eleştirdiği yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in vatandaşlık haklarını sınırlaması protestocuların radikalleşmesine yaradı. Ancak Yanukoviç'in koltuğu sağlam değil. Ukrayna, Batı yanlısı Batısıyla, Rusya sempatizanı Doğusu arasında ikiye bölündü. Finans ve ekonomi krizi çıkmaza giren siyasi duruma tuz biber ekiyor. Avrupa bu faktörleri dikkate alarak gerginliği gidermesi için hükümete baskı yapmalıdır. Ancak Ukraynalılara gerçekleşmesi mümkün olmayan Avrupa masalı anlatılmamalıdır. Ukrayna'da izlenecek stratejinin ilk şartı, Avrupa'nın önce Rusya ile ilişkilerini sağlam bir stratejiye bağlamasıdır.”

Muhafazakâr Norveç gazetesi Aftenposten, Ukrayna'daki protesto gösterilerini konu alan yorumunda, Avrupa'nın gelişmeleri etkileme imkânları üzerinde duruyor:

“Kiev'in merkezindeki sokak çatışmaları, bir hükümetin protestonun nedenlerini bertaraf etmek yerine, polisi göstericilerin üzerine sürmesinin nelere yol açabileceğinin en güzel örneğidir. Huzursuzluk daha fazla sürerse, diyalog umutları buharlaşıp gider. Onun yerini şiddet, karşı şiddet sarmalı alır ve şiddetin ülke sathına yayılma tehlikesi doğar. Uluslararası topluluk, Ukrayna'daki iktidar mücadelesinin sonucunu tayin edecek durumda değil. Bu zaten arzu edilecek bir çözüm olmaz. Ancak dış dünyanın tamamen aciz olduğu da söylenemez. Hem Avrupa Birliği, hem de ABD, Ukrayna'da olumlu rota değişikliğine yardımcı olacak araçlara haizdir. Aynı zamanda ekonomik yaptırım kozunu da kullanabilirler.”

Amsterdam'da yayımlanan De Telegraaf adlı Hollanda gazetesi, İran'ın Batı ülkeleri ile uzlaşma arayışını konu alan yorumunda Tahran yönetiminin dünyanın gözünü boyamaya çalıştığını iddia ediyor:

“Tartışmalı nükleer programın geçici olarak dondurulması karşılığında ekonomik yaptırımların gevşetilmesinden cesaret alan İran, dış dünya ile ticari ilişkilerini canlandırmayı umuyor. Tahran yönetimi altı ülkeyle vardığı anlaşmanın dış ilişkilerinin düzelmesine ve ekonomisinin güçlenmesine yardımcı olacağını düşünüyor. Ancak ılımlı görünen Cumhurbaşkanı Ruhani, İran'ın nükleer teknoloji geliştirmekten katiyetle vazgeçmeyeceğini de söylüyor. Ruhani nükleer teknolojinin sadece barışçıl amaçla kullanılacağı teminatını veriyor. Bu ifade şüphe götürür. Anlaşıldığı kadarıyla İran yine süper güçlerin gözünü boyamayı deniyor. Tahran, önemli tavizlerde bulunmadan yaptırımların kısmen de olsa kaldırılmasını başardı. İran'ın bombaya kavuşma tehlikesi ortadan kalkmış değildir.”