Hülya Karabağlı
T24/ ANKARA - Hükümet, kadına yönelik şiddette kapsamlı bir değişiklik için gün sayarken, 222 Kadın Örgütü alternatif yasa taslağı hazırlandı. Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) tarafından açıklanan 29 maddelik taslakta, “Erken ve zorla evlendirmelere ve kadınlara dijital ortamda işlenen suçlar’ konusunda ek düzenleme yapılması, her kentte cinsel şiddet kriz merkezlerinin kurulması öngörülüyor.
Cinsel istismar ve zorla evlendirilmeleri gibi çocuklara karşı işlenen suçlarda yasal işlemlerin başlatılması için zaman aşımı süresinin işletilmemesi isteniyor.
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi, (KAHDEM) 25 Kasım’la ilgili bir bildiri metni yayınlarken alternatif yasa taslağını da tartışmaya açtı. Bildiri şöyle:
-Yeni yasa yapma sürecinde yol gösterici olarak uluslar arası standartları belirleyen sözleşmeler dikkate alınmalıdır.
-Türkiye Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesinin ilk imzacısıdır Sözleşme Bakanlar Kurulunca hiçbir çekince olmaksızın TBMM Genel Kurulu’nda çıkarılmalıdır.
-Sadece sözleşmenin imzacısı olmak yetmez. Önemli olan sözleşmedeki standartların yasaya ve uygulamaya yansımasıdır.
-Uluslararası mücadele deneyiminden elde edilen sözleşme ilkeleri yeni hazırlanan yasa taslağında eksiksiz yer almalıdır. Aksi halde yapılacak yeni yasa sadece gündelik sorunlara pansuman işlevi görecektir.
-Her türlü şiddet vakalarına dair ilgili ayrıştırılmış toplumsal cinsiyet duyarlılığı çerçevesinde istatistiksel verilerin toplanması ve kamuya açıklanması ve bütünsel yaklaşımla tüm hedeflerin gerçekleşmesi için bütçeden pay ayrılması gerekir.
Şiddeti önleme yasa tasarısında mutlaka bulunması gerekenler:
-Kadına yönelik şiddetin bir ayrımcılık ve kadının insan hakları ihlali olduğunun kabulüne ilişkin bir açıklama yasaya eklenmelidir
-Şiddetin ortadan kaldırılması, soruşturulması, cezalandırılması, kadının güçlendirilmesi amacı ve bu amacın gerçekleşmesi için kadınlar ve erkekler arasında somut ve fiili eşitliğin sağlanması ile mümkün olacağı cümlesi yasaya mutlaka eklenmelidir.
-Erken ve zorla evlendirmelere ve kadınlara dijital ortamda işlenen suçlara ilişkin ek düzenleme yapılmalıdır.
-Şiddetten korunması gereken kişiler arasındaki ayrımcılık yasağı sözleşme ile aynı kapsamda açıklanmalı özellikle medeni durum, karşılıklı ilişki içinde olup olmama, cinsiyet kimliği, sağlık durumu gibi muhtemel ayrımcılık tehlikeleri giderilmelidir.
-Sadece şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan bireyler hakkında değil, şiddeti azmettiren veya yardımcı olan birey hakkında da koruma kararı verilmesi eklenmelidir.
-Çocukların velayet hakkının koruma süresince (kendi talebi halinde) şiddet mağduru tarafından kullanılacağı, çocukların şiddet uygulayan ile kişisel ilişkisinin bu süre boyunca kaldırılacağı veya denetime tabi tutulacağı; çocukların şiddet mağduruna teslimi konularında açık bir hüküm bulunmalıdır.
-Kadınları çocuklar üzerinden kontrol etme uygulamalarına son verilmesi için özel düzenlemeler yapılmalı, dünya hukukunda yürüyen bu yeni yasalaşma süreci iç hukukta da yerleştirilmelidir
-“24/04/1985 tarihinde Türkiye tarafından imzalanmış bulunan “Şiddet Suçu Mağdurlarına Devlet Tarafından Tazminat Ödenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi” çerçevesinde, gerekli tazminat ödenir “ düzenlemesi eklenmelidir
-Bu yasa kapsamında başta çocukların cinsel istismarı ve zorla evlendirilmeleri olmak üzere çocuklara karşı işlenen suçlarda yasal işlemlerin başlatılması için zaman aşımı süresi işletilmemeli. TCK’nın ilgili maddeleri bu yasa ile değiştirilmiştir” ibaresi eklenmelidir.
-İhlal halinde cezasızlık ve cezai sorumluluğun azaltılmasına yol açan “tahrik ve iyi hal indirimi” yapılamaz, namus savunması dinlenmez. Şiddetin çocuğun önünde gerçekleşmesinde ceza yarı oranda arttırılır. Cezalar kısa süreli seçenek yaptırımlara ve/veya adli para cezasına çevrilemez. Saldırganın mahkumiyetinin bitmesi halinde mağdur bilgilendirilir düzenlemesi eklenmelidir.
-Mağdurla yapılan tüm mülakatların sesli-görüntülü olarak kaydedilmesi ve bu kayıtların gerektiğinde mahkeme işlemlerinde delil olarak kabul edilmesi sağlanmalıdır.
-Bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak; arayanlara, gizlilik içerisinde ya da arayanın kimliğinin gizli kalmasına gereken özeni göstererek danışmanlık vermek, mağdura hakları konusunda bilgilendirme yapmak ve ilgili kurumlara yönlendirmek için ülke çapında, kesintisiz (7/24) çalışan, ücretsiz telefon destek hattı hizmeti sağlayacak bir telefon hattı açılmalıdır.
-Tüm kentlerde en az bir adet olmak üzere, cinsel şiddet mağdurlarına yönelik tıbbi ve adli muayene, tedavi, delillerin saptanması ve saklanması, travma desteği ve danışmanlık sağlamak üzere, yeterli sayıda, uygun ve kolay erişilebilir, tüm hizmet ve desteklerin ücretsiz olacağı cinsel şiddet kriz merkezleri kurulmalıdır..
-Kolluk birimlerince koruyucu tedbir kararı verilinceye kadar öncelikle mağduru, yakınlarını ve tanıkları güvence altına alacak ve saldırganı durduracak/uzaklaştıracak tedbirleri alınmalıdır.
-Koruma kararları aynı gün verilmeli ve aynı gün faile bildirilmelidir.
-Mesai saatleri dışında kolluk ve savcılık –ilk iş günü hakim onayına sunulmak üzere-koruma kararı verebilmelidir.
-Koruma kararı için başvuruda ve infazda hiçbir harç, masraf ve gider alınmamalıdır.
-Koruma kararları kapsamına ısrarlı takip mağdurları alınmalı ve karar verilirken medeni durum, karşılıklı ilişki içinde olup olmama cinsel kimlik, mülteci, sağlık durumu vb sebepler ayrımcılık sebebi oluşturmamalıdır.
-Koruma kararının Aile Mahkemesi veya Savcılıkça verilmesi durumunda da kararın aynı gün içinde verileceği ve faile bildirileceği açıklanmalıdır
-Kadın danışma/dayanışma merkezlerinin, kendilerine başvuran kadınları emniyet ya da jandarmaya bildirme yükümlülüğü yasada yer almamalıdır..