Die Welt gazetesi, Almanya'nın birçok kentinde düzenlenen İsrail karşıtı gösterileri irdeliyor. Gazetede yer alan yorumda, Filistin'e destek gösterilerinin İsrail karşıtı propagandaya dönüştüğü belirtilerek, bunun tehlikeli bir boyut kazanmasından endişe edildiği dile getiriliyor:
“Polis, İsrailli bir çifti Berlin'de hafta sonu düzenlenen bir protestoda şiddet yanlısı göstericilerden korumak zorunda kaldı. Yok etme özlemi içindeki Filistin taraftarları bu tür davranışlarını burada tekrarlamalalılar. Bu tavır şu sıralarda düzenlenen gösterilerde sıradan bir hal almaya başladı. Tehdit altındaki İsrail'e destek veren halk veya siyasetçiler Müslüman gençlerin saldırısına uğrayacaklarını hesaba katmalılar. Bu Almanya için bir utanç ve asla kabul edilemez. Elbette İsrail siyaseti protesto edilebilir. Ama son derece hassas medeniyet sınırımızın çiğnenmesine göz yumamayız. “
Hessische Niedersaechsische Allgemeine gazetesi de İsrail - Filistin sorununun Almanya'da Yahudi düşmanlığını ateşlemesinden endişe edildiğini vurguluyor:
“Eğer gösterilerden sonra bir sinagoga saldırı düzenlenmesinden endişe ediliyorsa, eğer karşıt göstericilere saldırılıyorsa, eğer halkı kışkırtmaya yönelik sloganlar atılıyor ve Yahudilerin gaz odalarında öldürülmesi isteniyorsa, artık bunlara tahammül edilemez. Böyle durumlarda devlet kurallarını koymalı. Gösteri yasağı, gözaltılar ve soruşturmalar olabilmeli. Almanya Yahudileri Merkez Konseyi Başkanı haklı olarak, Yahudi düşmanlığının kınandığı politik açıklamaların neden yapılmadığını soruyor. Susan, müsamaha gösterir. Bu izlenim oluşmamalı. Özellikle İslamcılar çekimserliği zayıflık olarak görüyorlar. Ama şu da vurgulanmalı; İsrail'in işgal politikasını uzatarak, Hamas'la yüzlerce masumun ölümüne neden olan bir savaşa girmesini eleştirmeye hiçbir engel olamaz."
Bonn'da yayınlanan Generalanzeiger Gazetesi ise dünyanın savaşlarla, çatışmalarla boğuştuğuna işaret ederek şu satırlara yer veriyor:
“Bir yılda bu kadar savaşın çıkması çok nadir bir durum. Ukrayna'da, İsrail ve Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta, Afganistan ve birçok Afrika ülkesinde şu sıralar silahlar konuşuyor. Öyle görülüyor ki, Birleşmiş Milletler de akan kanı seyretmekle yetiniyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, barışı tesis etmek üzere kurulan organizasyonlar da iki cepheye odaklanmış durumda; Ukrayna ve Ortadoğu."
Ukrayna'daki gelişmelere geniş yer ayıran Frankfurter Rundschau gazetesi ise düşürülen Malezya uçağıyla ilgili ayrıntıları şöyle ele alıyor:
“Birçok unsur Boing 777 uçağının düşürülmesinde Rusya'nın, dolayısıyla başkan Putin'in sorumluluğu olduğunu gösteriyor. Çok fena bir suç. Sırf bu gerekçeyle suçluyu tespit etmek ve yargılamak önemli. Doğu Ukrayna'daki iç savaşın tarihi Putin'in Kremlin sarayını ayrılıkçılara ağır silah temin etmeye teşvikinden daha önce başlar.”