Burdur Cezaevi’ne 2000’de düzenlenen, cezaevi duvarının dozer kepçesiyle yıkılarak gerçekleştirilen operasyonla ilgili olarak açılan tazminat davası 21 yıl sonra karara bağlandı. Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, duvarın cezaevindeki 61 mahkumun isyan etmesi nedeniyle yıkıldığını belirterek, faiziyle birlikte 500 bin liraya yaklaşan zararın, ulaşılabilen tek isim olan Veli Saçılık’tan tahsil edilmesini talep eden devletin talebini haksız buldu. Aynı operasyonda, dozerin kepçe darbesiyle kolunu kaybeden Saçılık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, “işkence iddiasını bile soruşturmadınız” kararını esas alarak davanın reddinin gerektiğine hükmeden Yargıtay’ın görüşü doğrultusunda verilen bu kararla hukuk mücadelesini kazandı.
Burdur’daki duruşmada, Saçılık’ı, KHK ile akademiden ihraç edildikten sonra avukatlık ruhsatını alabilmek için uzun bir hukuk mücadelesi veren Cenk Yiğiter ile avukat Senem Doğanoğlu temsil etti. Mahkeme, idarenin, yıkılan duvarın ücretinin faiziyle birlikte o dönemde cezaevinde bulunan isimlerden erişilebilen tek kişi olan Saçılık’tan tahsilinin talep edildiğini anımsattı. AİHM’nin, bu davada, “işkence iddiasının bile soruşturulmadığı için davanın reddinin gerektiği” kararını verdiği, Yargıtay’ın da bu karar doğrultusunda, daha önce Saçılık’ın tazminat ödemesi gerektiğine hükmeden mahkemenin kararını bozduğu anımsatıldı. Mahkeme, kısa değerlendirmeden sonra Yargıtay’ın kararına uyarak, davanın reddine hükmetti.
2000’de, Burdur Cezaevi’nde kolunu kaybeden Saçılık’tan İçişleri ve Adalet bakanlıkları kanalıyla, faiziyle birlikte 500 bin TL’ye ulaşan tazminatı ödemesi isteniyordu. Bakanlıklar, bu ücretin tahsili için icra işlemi başlatmışlar ancak AİHM kararından sonra işlemler durdurulmuştu.