Dünya

21 Nisan dünya basını

21 Nisan 2009 03:00
İNGİLİZ BASINI

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın BM'nin ırkçılıkla mücadele konferansı sırasında yaptığı konuşma ve bu konuşmaya gösterilen tepkiler, bugün tüm gazetelerde yer buluyor.

Guardian haberi şu satırlarla duyuruyor:

"Birleşmiş Milletler'in ırkçılıkla mücadele konferansının programında Mahmud Ahmedinejad'ın isminin görüldüğü andan itibaren, performansının tartışmalar yaratacağı kesindi. İran Cumhurbaşkanı konuşmasında Yahudi soykırımının geçmişini sorgulayarak ve İsrail'i ırkçılık ve soykırımla suçlayarak beklentileri boşa çıkarmadı."

Independent, Ahmedinejad'ın bu tartışmalı sözlerinin hemen ardından Avrupalı heyetlerin konferansı terk ettiklerine dikkat çekiyor. Gazete, Ahmedinejad'ın konuşmasını "kesinlikle kabul edilemez" olarak nitelendiren İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband'in şu sözlerine yer veriyor:

"Böylesi nefret dolu söylemler, ifade özgürlüğünün ve konferansın hoş görülemeyecek şekilde suistimal edilmesidir."

Times'da yazan Richard Beeston ise, Ahmedinejad'ın konuşmasıyla ilgili şu yorumda bulunuyor:

"Venezuela'nın solcu lideri Hugo Chavez ABD Başkanı Obama'ya hediyeler verip elini sıkıyor olabilir. Washington'a geçmişte düşmanca tutum takınan başka liderler de ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olabilirler. Ancak İran, son sarfettiği sözleri ve eylemleriyle, yerinden kımıldamayacağını gösterdi."

Avukatlara Gazze engeli

Guardian'da yer alan bir özel habere göre, İsrail'in Gazze operasyonu sırasında savaş suçları işlediğine dair delil toplamak isteyen İngiliz avukatların Gazze Şeridi'ne girişleri engellendi.

Gerekçe, Dışişleri Bakanlığı'nın avukatların çalışmalarını desteklememesi.

"Delil toplamak amacıyla bölgeye giden bir grup avukat, Filistin topraklarına giremedi çünkü ellerinde İngiltere hükümetinin ziyaretlerine izin verdiğini ifade eden mektuplar olmaksızın sınırı geçemiyorlardı. Avukatlardan birine gönderilen mektupta, bunun yerine insani çalışmalara katkıda bulunmasının daha iyi olacağı ifade edildi. Guardian'ın da gördüğü mektup, hükümetin 'Gazze'ye girişi kolaylaştıracak mektupları kaleme almayı sürekli reddettiğini' doğruluyor."

Yeni G-20 görüntüleri

Guardian'daki bir diğer özel haberde ise bu ay başında Londra'da yapılan G-20 protestoları sırasında polisin göstericilere kötü muamele uyguladığına dair ele geçirilen yeni görüntülere yer veriliyor.

Guardian, haberinde, kendilerine geçen hafta ulaştırılan beş video görüntüsünün yetkililere bugün iletileceğini belirtiyor.

"Guardian'ın yetkililere ilettiği görüntülerden birinde, çevik kuvvet ekiplerinin yanında bulunan iki doktor polisin protestoculara coplarla vurdukları görülüyor. Ayrıca bir polis köpeğinin yol kenarında duran bir kadını ısırdığı, ayrıca kadın olduğu sanılan bir kişinin sertçe yere itildiği görüntüler de var. Üç video kaydında ise polisin protestolar sırasında ne kadar şeffaf olduğu sorusu akıllara getiriyor."

Guardian yazarı George Monbiot ise, polisin şiddet içeren yöntemlere başvurmasının yeni görülen bir şey olmadığını, yeni olanın protestocuların azmi olduğunu söylüyor.

"Sağcı basın (gösteriler sırasında) birkaç polisin kontrolden çıktığını söylüyor. Ancak polisin G-20 gösterilerindeki şiddetinin organize ve sistematik olduğu görülüyor. Polis böyle davranıyor çünkü bundan paçayı kurtaracaklarını biliyorlar. Hükümetin onları kontrol edemeyeceğini, birini döven ya da öldüren bir polis memurunun alacağı en ağır cezanın bir süre işten uzaklaştırma olacağını biliyorlar. Birkaç gün içinde sağcı basının İngiltere'yi kan gölüne çevirmek isteyen anarşist bebek yiyicilere dair hikâayeler yazacağını biliyorlar. Ama bu ülkede değişen bir şey var ki o da protestocuların azmi. Bu insanlar, protestonun demokrasi için bir tehdit olmadığının, demokrasinin mihenk taşı olduğunun farkında. Dövülmelerinin devletin bu tartışmayı kaybettiğinin bir işareti olduğunu da biliyorlar."

CIA'den Obama'ya tepki

ABD Başkanı Barack Obama'nın Adalet Bakanlığı'nın CIA'e gönderdiği tavsiyeler de dahil olmak üzere bazı belgelerin kamuoyuna açıklanmasına onay vermesine tepkiler sürüyor.

Bu belgeler CIA'in, su işkencesi olarak bilinen bir yöntemi bazı Guantanamo tutuklularına toplam 262 kez uyguladığını ortaya çıkarmıştı. Obama, dün CIA'in genel merkezini ziyaret etti ve kurum çalışanlarına -bu tür yöntemleri uygulamış olsalar dahi- haklarında soruşturma açılmayacağı güvencesi verdi.

Ancak CIA, belgelerin açıklanmış olmasının ABD'yi tehlikeye attığı görüşünde. Times'ın haberinden bir kesit şöyle:

"Başkan Bush döneminde CIA'in başında olan Michael Hayden, belgelerin açıklanmasının terör zanlılarından yararlı bilgi alınmasını zorlaştıracağını söyledi. Hayden, 'Düşmanlarımıza sınırlarımızın nerede olduğunu öğretmek, tekniklerimizi masadan çekmek, CIA memurlarının ülkeyi korumalarını çok daha zorlaştırmıştır.' dedi. CIA'in gelişmiş sorgu tekniklerini kullanmaya başlamasının ardından terör zanlısı Ebu Zübeyde'den kritik bilgiler almaya başladığını söyleyen Hayden, 'Bu teknikler bizi daha güvenli hale getirdi.' diye konuştu. Üç eski CIA başkanı ve kurumun halen başında olan Leon Pannetta da belgelerin açıklanmasına muhalefet etmişlerdi.

Merakla beklenen roman

Hemen hemen tüm İngiliz gazetelerinin yer verdiği bir habere göre ise, dünya genelinde en çok satan kitaplar listesinde haftalarca zirveye oturan Da Vinci Şifresi'nin devamı niteliğindeki roman yakında kitapçılarda olacak.

Independent'ta haber şu satırlarla aktarılıyor:

"Dan Brown'un yeni kitabı 'The Lost Symbol (Kayıp Simge)'nin ilk baskısı 6,5 milyon adet basılacak. Kitabın 15 Eylül'de piyasaya çıkması bekleniyor. Romanda, Da Vinci Şifresi'nin baş kahramanı Robert Langdon'ın yer aldığı açıklandı. Dan Brown'un romanla ilgili beş yıl boyunca araştırmalarda bulunduğu, romanın on iki saatlik bir örgü içinde geçtiği belirtiliyor. Da Vinci Şifresi Mart 2004'te basılmasından sonra iki yıl boyunca Sunday Times'ın en çok satan 10 kitap listesinde kalmayı başarmış, toplam 51 dile çevrilmişti. Waterstones kitapçılar zinciri, yeni romanın 2009 yılının en çok satan kitabı olacağını tahmin ediyor."

AMERİKAN BASINI (20 NİSAN)

USA Today Amerika Zirvesinde Venezuela devlet başkanı Hugo Chavez’le el sıkışmasını onaylıyor. Gazete, Obama’nın Latin Amerika’daki Amerikan karşıtı ülkelerle ilişki kurma çabasını destekliyor.

''Bölgede birçok kötü rejim işbaşında. Ancak sorumluluk sahibi yönetimlerin sayısı da az değil. Başta Brezilya olmak üzere bir çok ülke ekonomik büyüme hedefine kilitlenmiş durumda. Bu ülkelerin önündeki en büyük tehlike ise popülist politikalar. Böyle bir ortamda Obama’nın izleyebileceği en iyi politika, anlaşmazlık konularını değil, ortak çıkarları öne çıkartmaktır. Bu politikayı hayata geçirmek için onlara biraz saygı göstermekten daha iyi bir başlangıç olamaz.''

Boston Globe Afganistan’da evlilik içi tecavüzü yasallaştıran düzenlemeyi sert bir dille eleştiriyor. Gazete, devlet başkanı Karzai’nin gelen tepkiler üzerine yasayı gözden geçirme sözünü yetersiz buluyor.

''Karzai, Afganistan’daki kökten dincilerin baskılarına boyun eğerek Şii kadınların haklarının çiğnenmesine göz yumdu. Karzai’nin bu tavrı, Taliban tarzı aşırılığa karşı ne kadar güvenilir bir müttefik olduğunu tartışmalı hale getirdi. Afganistan’da demokratik bir yönetim oluşturmak için hem güvenliği sağlamak hem de Afgan halkının refah düzeyini artırmak gerekiyor. Bu yasanın ortadan kaldırdığı haklar, kırsal alanda zaten pratik olarak uygulanmıyordu. Ancak en azından yasalar kadınlardan yanaydı. Karzai yönetimi, kadın haklarını siyasi çıkarlara feda etmemelidir.''

New York Times AIDS’in yayılma hızının beklenenden yüksek düzeyde seyrettiği uyarısında bulunuyor. Gazete, bu gerçeğe rağmen Amerikan halkının AIDS’e karşı duyarlılığının azaldığını belirtiyor.

''Amerika’da bir milyondan fazla insan AIDS’e yol açan HIV enfeksiyonunu kaptı. ''Ancak bu insanların % 20’si bundan haberdar değil. İnsanların bu cehaleti hem kendi sağlıklarını riske sokuyor hem de hastalığın başkalarına yayılması riskini artırıyor. Bush yönetimi, yabancı ülkelerde AIDS’le mücadeleye verdiği destekle haklı bir itibar kazandı. Bu sayede Afrika’da AIDS’ten ölümlerin oranı % 12 azaldı. Ancak hastalığın yayılması engellenemedi. Şimdi Obama yönetimi, bir yandan dünya çapında AIDS’le mücadeleyi sürdürürken bir yandan da Amerika’da hastalığın yayılmasına karşı etkili politikalar uygulamalıdır.''

Washington Post 2003 yılında Arizona’da 13 yaşındaki bir kız öğrencinin okul yöneticileri tarafından soyularak aranması davasında yerel mahkemenin verdiği kararı eleştiriyor. Gazete, yüksek mahkemeden okul yönetimini haksız bulan kararı gözden geçirmesini istiyor.

''Yasalar, kendi gözetimlerindeki öğrencileri daha iyi koruyabilmeleri için okul yöneticilerine dolapları ve çantaları aramaları için özel yetkiler veriyor. Ancak yerel mahkemenin kararına göre, okul yöneticilerinin bir arama yapabilmesi için olası bir kural ihlali ilkesine göre değil, haklı bir şüphe göstermesi gerekiyor. Yüksek mahkeme bu kararı yok saymalıdır. Okul yöneticileri her türlü tehlikeyi bertaraf edebilmek için hızlı ve kararlı davranabilecek bir esnekliğe sahip olmalıdır. Hakkında dava açılması korkusuyla hareket eden yöneticiler böyle bir kararlılığa sahip olamayacaktır.'' (Amerika'nın Sesi)