Gündem

21 Mayıs Çerkes Soykırım ve Sürgünü'nde hayatını kaybedenler 151. yılda anılacak

Soykırımda ve sürgün yollarında kaybedilenleri anmak için bu yıl da 16 Mayıs 2015 Cumartesi günü Kefken'de anma töreni yapılacak

13 Mayıs 2015 13:23

“Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem”                                                                   

Çerkes Sürgünü'ne tanıklık eden yaşlı bir Çerkes

 

Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED), Rusya topraklarından Osmanlı topraklarına 151 yıl önce sürgüne gönderilen ve soykırıma uğrayan Çerkes halkı için 16 Mayıs 2015 Cumartesi günü Kefken'de anma töreni yapacak ve Nart Ateşi yakacak. Soykırımın 151. yıl dönümü olan 21 Mayıs Perşembe günü ise Diaspora ve Anavatanın birliğini temsil eden Nart Ateşi, Kuzey Kafkasya’da yanacak.

Yaklaşık 300 yıl süren Osmanlı-Rus savaşında, Rusların galip gelmesinin ardından Osmanlıyı destekleyen Çerkeslerin anavatanlarından sürgün edilmeleri ve soykırıma uğramalarının üzerinden 151 yıl geçti. Dönemin Rus belgelerinde ve gazetelerinde "Dağlılar" olarak söz edilen Çerkeslerin sürgünü sırasında 1,5 milyon insanın sürgün edildiği bunlardan 500 bininin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Her yıl Çerkes Soykırım ve Sürgünü'nü anma etkinliklerinin düzenlendiği 21 Mayıs tarihi ise Rus ordularının Mzımta nehri civarında nihai zaferi kazandığı tarihi ifade ediyor.

Çerkes soykırımı ve sürgününü anma etkinliklerine ilişkin Kafkas Dernekleri Federasyonu'ndan yapılan açıklama şöyle:

"Türkiye’de, Suriye’de, Mısır’da, Ürdün’de, İsrail ve Filistin’de, Rusya’da, Avrupa ve Amerika’da, Kafkasya’nın pek çok kentinde  ve köyünde yapılan 21 Mayıs Çerkes Soykırım ve Sürgününü anma etkinlerinde Çerkesler Karadeniz kıyılarına iner, Nart ateşi yakar, ölenlerin anısına denize çiçekler, mumlar bırakır ve “Bu deniz, bu toprak, bu gökyüzü sürgünümüze tanıktır. Bu deniz, bu toprak, bu gökyüzü daha dün gibi hatırlar...”  ağıt yakar;eşitsiz, haksız ve hukuksuz bir savaşın sürgün ettiği, yollarda yitip giden 1.5 milyon Çerkesi derin bir acı ve hüzünle anarlar...

Kafkas Dernekleri Federasyonu soykırımda ve sürgün yollarında kaybedilenleri anmak için bu yıl da 16 Mayıs 2015 Cumartesi günü Kefken'de anma töreni yapacak ve Nart Ateşi yakacak.

21 Mayıs günü Diaspora ve Anavatanın birliğini temsilen Nart Ateşi bu kez Kuzey Kafkasya’da yakılacak.

Çerkesler için 21 Mayıs, Çerkes halkının belleğine kazınan tüm acıları, savaşları, insanlık dışı uygulamaları dünyaya haykırmak istediği gündür. Birbirinden koparılmış ve farklı coğrafyalara dağıtılmış halkın birlikte yaşama irade ve arzusunu haykırdığı bir gündür.

KAFFED, soykırım ve sürgünün acısını yüreğinde hisseden tüm Çerkesleri ve Çerkes dostlarını bu 16 Mayıs’ta Kefken’de, 21 Mayıs günü Kuzey Kafkasya’da beraber olmaya çağırıyor."

 

 

Soykırımı tanıkları anlatıyor

 

KAFFED internet sitesinde Çerkes soykırım ve sürgünüyle ilgili şu bilgiler yer alıyor:

 

Tanıklar

 

Grand Dük Michael: "Dağlılar teslim olmuyor diye biz görevimizi yarıda bırakamazdık. Yarısının temizlenebilmesi için öbür yarısının yok edilmesi gerekiyordu."

Kafkasya Orduları Kurmay Başkanı Milyutin: "Dağlıları, zorla ve bizim istediğimiz yerlere göndermeliyiz. Gerekiyorsa Don yöresine sürmeliyiz. Bizim esas gayemiz Kafkas dağlarının eteklerindeki bölgelere Rusları yerleştirmektir. Ancak bunu şimdiden dağlılara hissettirmeyelim.

General Yevdokimov: "Batı Kafkasların fethi ile ilgili plan açısından şimdi de kıyı şeridini temizlemeliyiz."

Lev Tolstoy: "Köylere gece karanlığında dalıvermek adet haline gelmişti. Gece karanlığının örtüsü altında Rus askerlerinin, ikişer üçer evlere girmesini izleyen dehşet sahneleri öylesineydi ki, bunları hiçbir rapor görevlisi aktarmaya cesaret edemezdi."

Grand Dük Michael: “Savaşın sonlarında Çerkes beylerinin mağlup olduklarını, Rus yönetimini kabul ederek kendi topraklarında yaşamalarına izin verilmesini istediklerinde verdiği cevap: "Size bir ay süre veriyorum. Bir ay içerisinde ya Kuban ötesinde gösterilecek yere gidersiniz ya da Osmanlı topraklarına gidersiniz. Bir ay içerisinde sahile inmeyen köylüleri ve dağlıları savaş esiri sayıp ona göre işlem yapacağız."

St.Petersburg Gazetesi: "Savunmaları ile ölümsüzleştirdikleri sahillerden kaçış başladı. Çerkesya artık yok. Dağlardaki artıkları da askerlerimiz yakında temizleyecek ve savaş kısa zamanda sona erecek..."

A.P. Berje: "Novorosisk limanında 17.000 Çerkes'in çektiği eziyeti ve başlarına gelen afetleri hayatım boyunca unutmayacağım. Kış aylarına rastlayan bu dönemde onca insan burada bir aydan fazla bekletildiler. İnsan kalbine kılıç gibi saplanan bir çok olaya şahitlik ettim. Ruslar Çerkesler'e hayvanlara bile yapılmayacak şeyler yaptılar. Şu gördüğüm olayları kağıda gözyaşım damlamadan nasıl yazacağım?"

The Times (9 May 1864): "Önümüzdeki 2-3 ay içerisinde en az 300,000' kişinin bu ülkeye sığınacağı hesaplanıyor. Bu sayının yarısı kadar insan şu anda kendilerini Türkiye'nin Kara Deniz kıyılarına taşıyacak ulaşım araçlarını arıyor. Maalesef bu amaçla bir ulaşım aracı bulmak çok zor. Türk hükümeti bu amaçla her türlü maddi teşvik sağlıyor fakat nafile. Şimdi bazı askeri birliklerin bu amaçla kullanılması düşünülüyor fakat bu da yeterli olmayabilir. ... Saray, talihsiz göçmenlerin korumasız kıyılara, aşırı yüklü küçük teklenelere sürüklenmesi yerine düzenli ve sistemli ulaşımı sağlamak için Rusya hükümeti ile Kara Deniz'deki limanların açılması konusunu görüşüyor."

 

Tarihçiler

 

Albay Teophil Lapinsky: "Göçmenlerin sorunu felakete dönüşüyor. Açlık ve hastalık had safhada. Trabzon'a gelen 100.000 kişi 70.000 kişiye indi. Samsun'a 70.000 kişi indi. Günlük ölü sayısı 500 kişidir. Trabzon'da bu sayı 400 kişidir. Gerede Kampı'nda 300 kişi, Akçakale ve Sarıdere'de günlük ölüm 120-150 kişi arasındadır.

Justin McCarthy 1864'e kadar 600.000 Çerkesin Osmanlı İmparatorluğu'na geldiğini, bunların üçte birinin o dönemde hayatını kaybettiğini, 1864'den sonra gelenlerin sayısının ise daha fazla olduğunu belirtmektedir. (Justin McCarthy, "Factors in the Analysis of the Population of Anatolia, 1800-1878", G. Gilbar (der.), Asian and African Studies, 1987, 21(1): 33-63.

Stanislav Lak'oba'nın tahminine göre 1866 sonu itibariyle 1 milyon Çerkes sürgün edilmiştir. (Stanislav Lak'oba, "History: 18th Century-1917", G. Hewitt (der.), The Abkhazians: A Handbook, Londra: Curzon, 1999)

Stephen D. Shenfield'e göre Çerkes nüfusunun yaklaşık yarısından fazlası resmi istatistiklerde hesaba katılmamış, sürgün yollarında en az bir milyon kişi hayatını kaybetmiştir. (Stephen D. Shenfield, "The Circassians: A Forgotten Genocide?", Leven & Penny (der.), The Massacre in History, New York: Berghahn, 1999)

Kemal Karpat 1859-1879 arasında çoğu Çerkes olmak üzere yaklaşık 2 milyon Kafkasyalının göç ettiğini, bunların sadece 1.5 milyonunun yeni yerleşim yerlerine ulaşabildiğini, 1881-1914 döneminde ise 500.000 kişinin daha Osmanlı topraklarına geldiğini tahmin etmektedir. (Kemal Karpat, Ottoman Population 1850-1914, Madison, WI.: University of Wisconsin Press, 1985)

Alan Fisher'e göre, "Kırım ve Kafkasya'dan gelen mültecilerin sayısını kesin olarak belirlemek mümkün değildir. Kafkasya'dan ayrılanlar acele ve düzensiz bir şekilde, sayılacakları veya kayıtlarının tutulacağı resmi bir sınır noktasından geçmeden anayurtlarından ayrılmak zorunda kalmıştır." (Alan Fisher, A Precarious Balance, Analecta Isiana XL, İstanbul: Isis, 1999)

 

Soykırım ve sürgünün sonuçları

 

Kuzey Kafkasya’nın Çarlık Rusyası tarafından işgal edilmesinden sonra yaklaşık 1.5 milyon kişi anayurdundan koparıldı ve Osmanlı topraklarına sürgün edildi. Sürgün edilen her üç kişiden biri sürgün yollarında açlık ve hastalıktan hayatını kaybetti. Hayatta kalabilenler ise Balkanlarda Tuna nehrinden Amman’a kadar geniş bir coğrafyaya Osmanlıların iskan politikası sonucu darmadağınık yerleştirildi.

Çerkesler şimdi toptan yok oluş tehlikesiyle karşı karşıya. Ubıh halkı tarafından konuşulan Ubıh dili, bu dili konuşan son kişinin, Tevfik Esenç’in 1992’de Türkiye’de hayatını kaybetmesiyle artık bir kayıp dil. Kalan diğer Çerkes dilleri, Adıgece ve Abhazca da UNESCO tarafından resmen “yok olma tehlikesi altında” [vulnerable] olarak tanımlanmış durumda.

Soykırım ve sürgün olağanüstü bir insani kayba yol açtı (Çerkes soykırımı ve sürgünü olmasaydı günmüzde Çerkeslerin nüfusu 20 milyona ulaşacaktı) ve etnik bütünleşme sürecini durdurdu. Bu nedenle 21 Mayıs ile özdeşleşen Çerkes soykırımı ve sürgünü Çerkeslerin günümüzdeki etnik ve kültürel sorunlarının en önemli temel nedenidir.

 

Anma Programı

 

16 Mayıs Cumartesi Balalı, Karaağaç Köyleri, Kefken, Kocaeli

14:30-15:30 Karaağaç Köyü Mezarlığı Sürgün Anıtı'nda toplanma

15:30-18:00 Konuşmalar ve duaların okuması

18:00-19:00 Serbest zaman

19:00-19:30 Toplu olarak Babalı Köyü sahiline gidilmesi

19:30- 20:30 Kortej oluşturulması ve sahile çelenk bırakılması

20:30-22:30 Anma Programı

Ayrıntılı bilgi için adresine bakınız.