T24 - Mahfi Eğilmez, 2010'da Türkiye'nin ekonomisi için varsayımlarını köşesine taşıdı. Eğer Türkiye ve dünyada herhangi bir büyük çapta bir olumusuzluk olmazsa, Türkiye için 2010 yılının iyi geçeceğini düşünüyor.
Radikal gazetesi yazarı Mahfi Eğilmez'in "2010 tahminlerim" başlıklı (31 Aralık 2010) yazısı şöyle:
Yıllar önce bir yazımda nokta tahmin yapmanın tahmin değil kehanet olduğunu yazdığımı ve nokta tahmin yapanları eleştirdiğimi hatırlıyorum. İktisatçının tahmini aralık tahmini olmalıdır demiştim. Yani 2010 yılı büyümesi örneğin 5 olur demek yerine 4.5 ile 5.5 aralığında bir yerde olur biçimindeki tahminin daha anlamlı bir öngörü olduğunu vurgulamıştım. Bu dediğimde hala ısrarlıyım ama ne yazık ki bu tür aralıklı tahminler kimsenin ilgisini çekmiyor ve insanlar nokta tahmin bekliyorlar. Öyle olunca ben de aralıklı tahminlerimin orta noktasını nokta tahmin olarak açıklıyorum.
Kuşkusuz iktisatçıların tahminleri bir takım varsayımlara dayanır. Benim tahminlerim de varsayımlara dayanıyor ve bu varsayımların şaşması halinde tutmama riskini taşıyor. Öncelikle varsayımlarımı sıralayayım:
(1) Küresel sistemde yeni bir kriz olmayacak,
(2) Dünyada savaş ya da 11 Eylül çapında etkili bir olaya yol açacak bir terör eylemi olmayacak,
(3) Türkiye’de erken seçim olmayacak,
(4) Türkiye’de ekonomiyi geniş çapta etkileyecek siyasal sonuçlar yaratacak bir sıkıntı olmayacak.
Bu varsayımlar altında 2010 yılında Türkiye ekonomisine ilişkin tahminlerimi aşağıdaki tabloda sunuyorum. Tahminlerim arasında diğer iktisatçıların büyük çoğunluğundan ayrıldığım nokta sanırım büyüme oranı. Tahminlerini açıklayan iktisatçılar arasında büyüme konusunda sanırım en iyimseri benim. 2010 yılında Türkiye’nin gerek iç gerekse dış talebinde canlanma olacağını ve baz etkisinin yanı sıra bu canlanmanın ekonomiyi hızlı bir geri dönüş trendine sokacağını tahmin ediyorum. Ekonomide en bilinemez kesim olarak tarıma ilişkin fazlaca bir tahmin yeteneğim yok. Tarımla ilgili bilgiler hep sonradan ve ancak tahminlerimizi test etmeye yönelik olarak çıkıyor ortaya. Buna karşılık sanayi üretimindeki olumlu gelişme benim büyüme konusunda iyimser olmamı haklı kılıyor diye düşünüyorum.
Buna karşılık tıpkı yakın geçmişte yaşadığımız gibi bu büyümenin işsizlik üzerinde fazlaca bir katkı sağlayacağını söyleyebilmekten uzak olduğum kanısındayım. 2010 yılında Türkiye’nin bir cari açık sorunu olmayacağını buna karşılık cari açığın 2009 yılına göre önemli bir atış göstereceğini tahmin ediyorum. Bu artış da zaten büyümenin itici gücünü oluşturacak. Ben dolar kurunun değişmeden kalacağı, ya da dalgalanmalara karşılık ortalamada 1.5 düzeyinde seyredeceği bir yıl yaşayacağımızı tahmin ediyorum.
IMF ile bir düzenleme yapılmayacağı kanısındayım. Zaten bu kanı da erken seçim olmayacağı varsayımımla tutarlı. Çünkü eğer erken seçim olsaydı seçim sonrasında IMF ile ortak bir program uygulanması, seçimin yaratacağı hasarı gidermek açısından daha mantıklı olurdu.
TL’nin değerli, enflasyonun da hem talep hem de maliyet artışı nedeniyle yüksek kalacağını tahmin ettiğime göre faizlerin daha fazla düşmeyeceğini, hatta yılsonuna doğru artışa geçeceğini öngördüğümü söyleyebilirim. Bu durumda TL’ye yatırım yapmak akıllıca görünüyor.