Norveç polisi, ülkenin kuzeyinde 2 bin kişinin yaşadığı küçük bir belde de aralarında çocuklara tecavüzün de bulunduğu 151 cinsel taciz vakasını belgeledi.
Saldırılar 1950'li yıllar ile 2017 arasında yaşandı ama kısa bir süre önce gün yüzüne çıktı. Bu kadar ciddi suçlar nasıl oldu da yıllar boyunca gizli kalabildi?
Nina Iversen, büyüdüğü Tysfjord beldesinde başına gelenler hakkında her zaman konuşan, yaşadıklarını anlatan biri olduğunu söylüyor:
"Her zaman bununla ilgili konuştum. 14 yaşımdayken 'Bu taciz hakkında kitap yazacağım ve buna son vereceğim' diye düşündüm ama tabii yapamadım."
Ergenlik döneminde gençler birbirlerine yaşadıkları cinsel taciz olaylarını anlatıyorlardı ama yetişkinler onları dinlemiyordu.
Iversen "Fahişe ve yalancı diyorlardı bize. Birçoğumuza böyle davranıyorlardı. Bu konuyla ilgili konuşmaya çalıştığımızda da bizimle ağız dalaşına giriyorlardı" diyor.
Iversen'in tacizcileri akrabalarıydı. Çocukluğunu sürekli korkunun hâkim olduğu bir aile ortamında geçirdi.
Iversen şimdi 40 yaşında ve artık Tysfjord'da yaşamıyor ama hala kendini güvende hissetmiyor.
Yaklaşık 900 metre derinlikte fiyortlara sahip Tysfjord, biri batı kıyısında Drag, diğeri doğuda Kjopsvik olmak üzere ikiye ayrılmış. İki bölge arasında arabalı feribot çalışıyor.
Burada nüfusun yarısı İskandinavya'nın yerli Sami (Lapon) halkından oluşuyor. Samiler Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya'da yaşıyor. 83 cinsel taciz mağdurunun da yaklaşık üçte ikisi Sami.
Nina Iversen 2005 yılında bir anneydi. Çocuklarına yönelik cinsel taciz tehdidinden kaygılanıyordu ve çocuk esirgeme kurumlarıyla iletişime geçti. Kendi deneyimlerini paylaştı ve doktoruna yaşadıklarını anlattı.
"Herkese söyledim" diyor Iversen, "Ama sözünüzün dinlenmesi için geçerli bir geçmişe sahip olmanız lazım. Benim gibi yoksul aileden gelenler dikkate alınmıyor."
Yetkililerin dikkatini çekmeye çalışan tek kişi Iversen değildi. Çocukları cinsel tacize uğrayan Sami kökenli bir aile, yardım talebinde bulunmak için 2007'de başbakana bir mektup yazdı. Mektup medyanın da gündemine düştü ve hükümetin harekete geçmesi beklentisi vardı.
O dönem, Norveç'te bir kilise papazının yardımcısı olan Sami kökenli Anna Kuoljok ve avukat eşi Ingar, çocukları cinsel taciz mağduru olan 20 aileyle iletişime geçti. Çift, yerel siyasetçilerin, sağlık çalışanlarının, polis ve diğer yetkililerin katıldığı halka açık toplantılarda konuşmalar yaptı.
"Çok vaka olduğu için söylediklerimizin doğru olmadığını düşündüler, yalan söylediğimize inandılar" diyor Anna.
Ingar da o dönemle ilgili "Bu tip hikâyeler duymaktan çok rahatsız oldular, meseleyi nasıl ele alacaklarını bilemediler" diyor.
Tysfjord Belediye Başkanı Tor Asgeir Johansen de bu toplantıları hatırlıyor ama neden dikkate alınmadıklarıyla ilgili başka bir açıklaması var.
Cinsel taciz mağdurlarına atıf yaparak şunları söyledi: "Olayların üstüne gidemediler çünkü insanlar anlatmıyordu. Toplum polis değil. Etrafta dolanıp insanların evlerine bakamayız. İnsanlar gelip yardım istemeli."
Birçok mağdur için, kültürel yapıları ne olursa olsun cinsel tacizi emniyete bildirmek zor. Ama Tysfjord'da özellikle çekiniyorlar çünkü Samiler polise ve yetkililere güvenmiyor.
Nina Iversen ve diğerleri de başlarından geçenleri anlatmak istiyordu ama dinleyen yoktu.
Etnik ayrımlar coğrafya ve siyasetle bağlantılı. Batıdaki Drag köyünde daha çok Samiler yaşıyor, doğudaki Kjopsvik ise yetkililerin konutlarının bulunduğu bölge.
Medyada taciz haberlerinin yer alması 10 yıla yakın bir zaman aldı. Nina Iversen o zamanları yalnız ve zor bir dönem olarak hatırlıyor. Bunalmış, bitkindi, Facebook'ta cinsel tacizle ilgili bir şiir paylaştı.
Benzer deneyimler yaşayan bölge sakini bir diğer kadın bu şiiri görüp Iversen'le iletişime geçti. Kadın, iki serbest çalışan gazeteciyle iletişimde olduğunu söyledi. Ondan sonra olaylar çığ gibi büyüdü.
Iversen, kendi ailesinde mağdur olan kadınlar dâhil tanıdığı diğer mağdurlara ulaştı. Ulusal gazete Verdens Gang, 11 Haziran 2016'da 11 kadın ve erkek mağdurla yaptığı röportajlardan oluşan cinsel taciz haberini bastı.
Tepkiler gecikmedi. Nordland Emniyet Müdürü Tone Vangen, haberi Cumartesi günü evinde otururken okudu ve hemen harekete geçti. O dönemi şöyle anlatıyor:
"Çok ciddi bir durumdu. Öncelik listemizin en başında tutmamız gereken bir meseleydi. Amaç Tysfjord'da başka cinsel taciz vakalarının yaşanmasını önlemekti. Sonraki Pazartesi soruşturmanın başlatılması için kurumda yeni düzenlemeler yaptık."
Vangen, ne zaman olursa olsun, cinsel tacize uğrayanların yaşadıklarını bildirmesi çağrısında bulundu:
"Zamanaşımı nedeniyle dava açamayacak bile olsak herkesi ciddiye aldığımızı ve sorunun ne olduğunu anlamak istediğimizi, meselenin ne kadar büyük olduğunu anlamadığımızı söyledik."
Samilerle iletişime geçmesi ve güven ilişkisi oluşturması için polis memuru Aslak Finvik görevlendirildi.
"Çok karışık bir durumdu" diyor Finvik: "Polisin daha önce bilmediği birçok şey vardı, aile bağları, din gibi. Sami kültüründe Hristiyanlık öncesine ait unsurlar da var. İnsanlar şifaya, bir şamanın başka birinin acısını okuyarak onu kontrol edebileceğine inanıyorlar. Bunun hakkında konuşmaktan çekindiler, biz Norveçli olarak bunu anlayamıyoruz. Ama anlamamız Samiler için önemli."
Bu anlayış, Tysfjord'da ilk davanın açılmasıyla sonuçlanacaktı. Bir erkek, gücüyle şifa verdiğini ve şeytani ruhları uzaklaştırdığını iddia ederek 'tedavi' adı altında iletişime geçtiği kadınlara cinsel tacizde bulunmuş, beş buçuk yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Nina Iversen'in tacizcileri 2016 yılında öldü ve Iversen adaletin yerini bulduğunu göremedi.
Ama polisle işbirliği yapmaktan mutluydu. VG gazetesinin haberinden birkaç hafta sonra yaklaşık 40 mağdur doktor Fred Andersen'e başvurdu. En genci 10, en yaşlısı 80 yaşındaydı.
Andersen "Onlara tıbbi ve psikolojik destek verdik" diyor:
"Çok ağır bir yüktü. Gençler bunun üstesinden gelecek ve yeniden güçlenip kendilerine olan saygılarını inşa edecekler. Ama yaşlılar ve 50-60 yaşlarında işsiz, psikolojik sorunları olanlar acı çekecek."
Bu tacizlere neden en çok Sami halkı maruz kalıyor sorusu geliyor akla ama Drag'daki Sami topluluklar merkezi Arran'ın başkanı Lars Magne Andreassen sorunun kültürel özelliklerle açıklanmasına karşı çıkıyor:
"Özeleştiri yapmalıyız tabii. Ama bu, suçlanması gerekenin bizler olduğu anlamına gelmiyor. Burada yaşananları #MeeToo kampanyasıyla kıyaslayabiliriz. Neden dünyanın en güçlü kadınları sessiz kaldı? Onları suçlamalıyız? Tabi ki hayır. Konuşmamaları için geçerli sebepleri vardı, bir şeylerden korkuyorlardı."
"Burada olan da aynısı. İnsanlar dinlendiklerini fark ettiklerinde konuşmaya başladılar ve 60 yıllık olayların hepsi bir anda gün yüzüne çıktı."
Soruşturma kapsamında polis, mağdurlar, tanıklar ve tacizcilerden oluşan 1000'den fazla kişiyi sorguladı.
Ama Tysfjord'da belgelenen 151 vakadan yalnızca birkaçı mahkeme başvurdu, çoğu vaka zamanaşımına uğramıştı. Bu da, tacizci olduğu iddia edilen birçok kişinin hala bu küçük, dar toplumda yaşıyor olması anlamına geliyor.
Nina Iversen kısa bir süre öncesine kadar Tysfjord'a taşınmayı planlıyordu. Bir hafta sonu gitti ve Kjopsvik'te dolandı. İlkokulun kapısı yakınlarında cinsel tacizle suçlanan üç kişiyi gördü.
"Okuldan eve giden çocuklar vardı, bu kişiler de etrafta dolanıyordu, çok korkunçtu" diyor.
Bu kişileri ve diğerlerini denetlemek polis memuru Aslak Finvik'in görevi.
Finvik, "Sami ve Norveçli her biriyle konuştuk ve haklarında neler bildiğimizi söyledik. Mağdurlarla bağlantıya geçmemelerini söyledik. Geçerlerse de onları dava edeceğimiz uyarısında bulunduk" diyor.
Tysfjord'da hemen hemen herkesin bir tanıdığı cinsel taciz bağlantılı, kimi mağdur, kimi tacizci. Bazen tacizciler de mağdur.
Norveç kilisesinde papaz yardımcılığı yapan Anna Kuoljok, Drag'da Samilerin kaldığı geleneksel kulübelere benzer inşa edilen bu kilisede toplantılar düzenliyor.
"Duygulardan ve duyguları nasıl değerlendirmemiz gerektiği hakkında konuşuyoruz. Çok acı ve öfke var" diyor Kuoljok.
Tacizcileri reddetmek ise bir seçenek değil. Sami kültürü kapsayıcı ve Tanrı'yı, insanları, hayvanları ve doğayı kucaklayan bir inanca sahip.
Kuoljok, "Birlikte yaşamanın bir yolunu bulmalıyız çünkü herkes bu hayat çemberinin içinde" diyor.
Polis raporu Kasım 2017'de yayımlandığında emniyet müdürü Tone Vangen, Tysfjord halkından özür diledi.
"Polisin Haziran 2016'ya kadar yaptığı çalışmalar yeterince iyi değildi. Bu suç çok uzun bir süre birçok kişiyi etkiledi" diyor Kuoljok.
Güven zamanla inşa edildi bu beldede. Çocukları koruma eğitimleri getirildi ve Norveç hükümeti uyum ve direnç inşası için projeler hazırladı. Topluluk etkinliklerine Samiler ve Norveçliler ortak katılmaya başladı. Aybaşında Sami müziği ve kültürünü kutlamak için düzenlenen konsere 700 kişi katıldı.
Belediye Başkanının gözüne çarpan başka bir değişiklik daha var.
"Genelde insanlar birbirlerine daha kibar, öncesine kıyasla birbirleriyle daha çok ilgileniyorlar" diyor Belediye Başkanı.
Ortaya çıkan taciz vakaları, kırılgan olan bu toplumu başka krizlere de sürükledi. Aileleri, hayatları dağıldı en az iki kişi intihar etti. Nina Iversen'in deneyimi on yıllar boyunca kasvetli bir geçmişin arasına karıştı. Ama cinsel taciz vakalarını ortaya çıkaran ilk 11 mağdurdan biri olarak Iversen, nihayet hayatının doğru yolda ilerlediğini düşünüyor:
"Bugün, yaptıklarımdan gurur duyduğumu söyleyebilirim. Artık dinliyorlar. İlerleme sağlıyoruz ve insanlar bize inanıyor."