Gündem

17.02.2015 - Alman basınından özetler

Alman basınından seçtiğimiz yorumlar, son terör saldırılarının ve IŞİD’in eylemlerinin Avrupa’ya yansımalarını konu alıyor. Bir yorum da Ukrayna’daki ateşkes ile ilgili.

16 Şubat 2015 23:25


Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da hafta sonunda bir kültür merkezi ve sinagoga silahlı saldırı düzenlenmiş, iki saldırıda 2 kişi ölmüş, 4 polis yaralanmıştı. Almanya’daki karnaval geçit törenlerinde ise dinî motifli teröre eleştirel yaklaşan semboller içeren bir araba törenden kaldırılmış, Braunschweig kentindeki karnaval geçit töreni ise güvenlik endişeleri nedeniyle iptal edilmişti. Münchner Merkur gazetesi terör korkusuna ilişkin yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Allah adına düzenlenen terör eylemleri ve onun çirkin refakatçisi olan korku bizleri de buldu. Pazartesi karnaval geçit törenlerine, Musevi cemaatlerine ve yazı işleri odalarına kadar girdi. Korku, elimizi kolumuzu bağlıyor. Karnaval geçit töreni iptal ediliyor, Museviler başlarına taktıkları kipayı kamu içinde takmamayı yeğliyor, gazeteler karikatürleri basmaya cesaret edemiyor. Ekilen terör tohumları acaba yeşeriyor mu? Buna izin vermemek hepimizin elinde. Onun önünde yumuşayarak ya da daha kötüsü; -İsrail başbakanının sorumsuz bir biçimde Avrupa Yahudilerine tavsiye ettiği gibi- ondan kaçarak terörü yenmemiz mümkün değil. Terörü yenmemiz ancak düşünce tarzımızı ve yaşama biçimimizi kararlı bir biçimde savunmakla mümkün olur.”

Hafta sonunda Mısır vatandaşı 21 Kıpti-Hrıstiyan IŞİD tarafından başları kesilerek katledildi. Bunun üzerine Mısır Libya’daki IŞİD mevzilerini havadan bombaladı. Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi IŞİD’in bu son vahşetinin nereye varabileceğini yorumunda şöyle irdeliyor:

“Bu son kitlesel baş kesme eylemi Suriye’nin metruk arka bahçesinde değil, doğrudan Akdeniz’in güneyinde İtalya ile yüzyüze olan bir kumsalda düzenlendi. Bu durum ‘İslam Devleti’ adlı oluşumun sadece çevresindeki Arap Dünyası’nı tehdit etmekle kalmadığı, karşı taraftaki Avrupa için de doğrudan tehlike oluşturduğu anlamına geliyor. Terör komandoları şişme botlarla Libya’dan açılarak birkaç saat içinde Avrupa kıyılarına ulaşabilir.”

Landeszeitung Lüneburg adlı gazete de Kopenhag’daki terör eylemlerini yorum sütununa taşımış:

“Toplumun tam ortasından çıkan yalnız kurtların terörünü tamamen durdurmak mümkün değil. Totaliter devletler bile vatandaşlarını tamamen kontrol altına almakta zorlanıyor. Ancak demokratik ülkeler en azından Kopenhag ve Paris’teki tecrübelerden ders çıkarırlarsa bu tek başına hareket eden kurtların yetişmesini de önlerler. Hem Paris'teki, hem de Kopenhag'daki katiller, banliyölerdeki göçmen gettolarında yaşıyorlardı ve cezaevlerinde radikalleştiler. Güvenlik birimlerinin elinde dosyaları bulunan nefret vaazcılarının izole edilmesi ve böylece ceza evlerinin cihadın birer akademisi haline dönüşmesinin önüne geçmek mümkün olabilmelidir.”

Magdeburg kentinde yayımlanan Volksstimme adlı gazete ise Ukrayna'yı ve varılan ateşkesi yorumunda ele alıyor:

“Doğu Ukrayna'daki ateşkes bıçak sırtında bir durum! Debalzovo ve çevresindeki tek tek çatışmalar iyiye işaret değil. Minsk II'nin kaderi de acaba Minsk I gibi mi olacak ve anlaşmanın imzalandığı kağıt parçasının hiçbir kıymet-i harbiyesi olmayacak mı? Olabilir ama bu pek mümkün görünmüyor. Çünkü ayrılıkçı güçlerin hamisi konumundaki Rusya bu defa tüm otoritesini ortaya attı, hatta bu konudaki karar tasarısını BM Güvenlik Konseyi'ne kadar götürdü. Siyaseten bir rota değişikliği Putin'in sisteminde Kremlin yönetiminin anında otoritesinden kayıp anlamına geleceğinden böyle bir değişiklik mümkün görünmüyor. Donesk ve Lugansk gibi bölgeler Moskova için de önemli görünüyor. Kiev de eğer güveni bozmazsa, o durumda bölgede barışın gerçekten bir şansı olabilir.”