Almanya’da geçen Anayasa Mahkemesi, okullarda öğretmenleri yönelik başörtüsü yasağının din özgürlüğü ile bağdaşmadığına hükmetmişti. Almanya’daki sivil toplum kuruluşları, göçmen örgütleri ve Müslüman kuruluşlar alınan bu karardan memnun. Bu arada yapılan bir araştırma, Almanya’daki gençlerin yüzde 70’inin de başörtüsü yasağına karşı olduğunu ortaya koydu. Ancak medyada farklı görüşler de var.
Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorumunda, “Alınan karar açık toplum için bir tehlikedir” başlığı kullanılmış. Gazetenin Regina Mönch imzalı yorumunda, “Alman Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü kararı, Almanya’nın özgürlükçü anlayışını tehdit ediyor, özellikle de okullardaki Müslüman çocuklar için yanlış bir mesaj” ifadeleri kullanılıyor. Yorumda ayrıca, özellikle okullarda, semtlerde, anne-babaların çocuklarının başörtüsü takıp takmaması konusunda vereceği kararda çevre baskısının daha artacağından endişe edildiği belirtiliyor ve şu ifadeler ekleniyor: “Bu karar yaşamımızı değiştirecek, insanları kutuplaştıracak ve aralarındaki dayanışma duygularını zedeleyecek. Ayrıca okul içi barışı da olumsuz etkileyecek. Çünkü örneğin Alevi inancında olan, okula başörtüsüz gönderilen çocuklar, dini vecibelere uymadıkları gerekçesiyle çevrelerindeki başörtülü arkadaşlarının baskısına maruz kalacaklar. Ya da eğer ataerkil kimi babalar, Müslüman çocukların çoğunlukta olduğu bir okulda, başörtüsüz öğretmenlerin elini sıkmaz, kızlarının okul gezisine gitmesini engeller ya da dinî inançlarının güçlü olduğunu gösteren başörtülü öğretmenlerin ders vermesinde ısrar ederse , o zaman ne olacak?”
Kölner-Stadt-Anzeiger gazetesindeki yorumda da, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Michael Bertram, Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararını sert bir dille eleştiriyor. Haber-analizin özetinde şu görüşler yer alıyor:
“Bertram, Almanya’daki kamuya ait okullarda genel olarak öğretmenlerin başörtüsü takmasına izin verilmesi, İslami kuruluşların ve onların temsilcilerinin agresif taleplerine boyun eğme anlamına geliyor. Bertram, Federal Anayasa Mahkemesi yargıçlarının bu son kararının hoşgörü mesajı değil, Almanya’daki gerçekleri göz ardı etmelerinin işareti olduğu görüşünü savunuyor.”
Die Welt gazetesinin yorumunda ise İsrail’de yarın yapılacak genel seçimlere değiniliyor. Gazete, Almanların büyük bir bölümünün İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun iktidardan gitmesinden yana olduğunu, birçok kişinin bu şekilde bölgeye barışın geleceğini sandığını belirtiyor. Yorum şu ifadelerle noktalanıyor:
“Ukrayna sorununda tüm çaresizliklerini ortaya koyan Avrupalıların şimdi tam da Ortadoğu anlaşmazlığını çözmek istemelerini beyan etmeleri, onların tarihi hiç anlamadıklarının ve kendi güçlerini abartılı gördüklerinin bir kanıtı!”
Die Tageszeitung ise ABD’nin şimdiye kadar Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşmeyi kesinlikle reddettiğini, ancak Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry ile yapılan bir mülakatta Kerry’nin, “Nihayetinde Esad ile görüşme ihtiyacı doğabilir” dediğine yer veriyor. Haber-analizin devamında şu satırlar dikkat çekiyor
“Kendisiyle pazar günü yapılan mülakatta John Kerry, Suriye’de iç savaşın sona erdirilmesi için Beşar Esad ile görüşmeye hazır olduklarını vurguladı. Kerry, ABD ile diğer ülkelerin Esad’ı, Suriye’de siyasi bir geçiş dönemi konusunda iknaya çalıştıklarını da belirtti. ABD Dışişleri Bakanı, bu hedef doğrultusunda batılı ülkelerin kararlı olduklarının Esad ile konuşulması gerektiğini de sözlerine ekledi.”