ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail-Filistin sorununda iki devletli çözümden vazgeçilebileceğine ilişkin sözleri, İngiltere basınında büyük yankı uyandırdı.
Guardian gazetesi konuyla ilgili haberinde "Trump ABD'nin on yıllardır süregelen İsrail politikasını yırtıp attı" başlığını kullanırken, Times gazetesinin haberi "ABD bağımsız Filistin Devleti talebini bıraktı" başlığını taşıyor.
Guardian gazetesi haberinde, Filistinli başmüzakereci Saib Erakat'ın "bu iki ülke için felaket ve trajedi olur" sözlerine yer verdi. Times gazetesi ise Saib Erekat'ın tek alternatifin "herkesin aynı haklara sahip olduğu seküler ve demokratik tek bir devlet olabileceği" sözlerine yer veriyor, ancak devletin Yahudi kimliğini kaybedeceği gerekçesiyle bunun İsrail tarafından kabul görmeyeceğini söylüyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü'nün üst düzey yetkililerinden Hanan Aşravi'nin "Eğer Trump yönetimi iki devletli çözümü reddederse, barış ihtimalini yok etmiş ve Amerikan çıkarları, duruşu ile güvenilirliğini aşındırmış olur" sözleri de her iki gazetede yer buluyor.
Donald Trump dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Washington'da düzenlediği basın toplantısında, iki devletli çözüme ilişkin görüşleri sorulduğunda şu yanıtı vermişti:
"İki devlet ya da bir devlet. Ben her iki tarafın istediği çözümü istiyorum. Her iki taraf ne isterse ben kabul edebilirim. Açıkçası, Netanyahu ve İsrail ve Filistinliler memnunsa, ben de memnun olurum."
Guardian, Trump'ın ya da Netanyahu'nun iki devletli çözüme alternatifin ne olacağına ilişkin bir açıklama yapmadıklarına dikkat çekiyor.
Times gazetesi ise haberinde "Başkan Trump, ABD'nin bağımsız Filistin devleti kurulması hedefinden vazgeçerek, Orta Doğu'da barış arayışları için yeni bir dönem başlattı" diyor.
Ayrıca bu yaklaşımın, ABD'de hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi başkanlar tarafından sürdürülen ve barış sürecinin temel taşı olan "İsrail 1967'de Batı Şeria'da işgal ettiği toprakların hepsinden ya da büyük çoğunluğundan çekilmeli" politikasından vazgeçmek anlamına geleceğini söylüyor.
Guardian gazetesinin Kudüs muhabiri Peter Beaumont analizinde, ABD'nin itici gücü olmadan İsrail-Filistin arasında barış yapılmasının zorluğuna dikkat çekiyor:
"Amerika'nın yön verici güç olmayı bırakmasıyla, işgalini bitirmek istemeyen bir işgalciyle uluslararası toplumun desteği haricinde pek bir baskı gücü olmayan işgal edilen arasındaki müzakereler durma noktasına gelir."
ABD Savunma Bakanı James Mattis'in Brüksel'de ilk kez katıldığı NATO Savunma Bakanları toplantısında sarfettiği sözler de İngiliz gazetelerinde geniş yer bulan bir diğer haber.
Times gazetesi ana sayfadan gördüğü haberinde "ABD NATO'ya harcamalarla ilgili ültimatom verdi" başlığını kullanıyor.
Gazete, Trump'ın göreve geldiğinden beri ekibinden üst düzey bir ismin ilk kez Avrupa'ya resmi ziyarette bulunduğuna dikkat çekiyor.
James Mattis dün NATO ülkelerine savunma harcamalarını artırmaya ilişkin taahhütlerini yerine getirmeleri çağrısı yaptı, aksi takdirde ABD'nin İttifak'a karşı taahhütlerini azaltabileceği uyarısında bulundu.
Times editoryal görüş yazısında ise "NATO daha fazla para harcamalı ve kötüye giden dünyada Batı'yı nasıl savunacağını gözden geçirmeli. Bedel ödenmeye değer" diyor.
Guardian gazetesi de Mattis'in sözlerini "ültimatom" olarak değerlendiren bir diğer gazete. Guardian editoryal görüş yazısında "Avrupa'ya yönelik tehditler yalan haber değil. İşbirliği essas" diyor.
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un üvey kardeşi Kim Jong-nam'ın şüpheli ölümü bugün de İngiliz gazetelerinde.
İngiliz gazeteleri, Güney Kore istihbarat servisinin açıklamasına sayfalarında yer veriyor.
Güney Kore İstihabarat Dairesi Başkanı Lee Byong-ho, Kim Jong-nam'ın 2012'de bir suikast girişimini atlattıktan sonra kardeşine hayatını bağışlaması için yalvaran bir mektup yazdığını söylemişti.