Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün (8 Mayıs 2018) kullandığı, "Milletimiz 'tamam' derse, kenara çekiliriz" ifadesi, BirGün’ün manşetinde, "16 Nisan'da 'hayır'ı gasp ettiler, bu kez kazanacağız; yarım bıraktığımızı 'tamam'layacağız" yorumuyla yer aldı.
TIKLAYIN - Erdoğan: Milletimiz 'tamam' derse, kenara çekiliriz
"16 yıldır ülşkeyi yöneten AKP ve Erdoğan, 15 gün içerisinde açıklayacağı seçim beyannamesinde yine birçok vaatte bulunacak. Verilen sözler gerçekleşmesi, halk 'Devam değil, Tamam' dedi" sözlerinin yer aldığı söz konusu haberin devamında aynen şunlar kaydedildi:
"3 Kasım 2002 seçimelrinde tek başına iktidara gelenb AKP, temel meselelerde tek söz sahibi olan konumunu koruyarak iktidarını 16 yıldır sürdürüyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklaıdğı sçeim manifestosunda 16 yıldır ülkeyi yönetmiyormuşçasına 'daha fazla özgürlük, demokrasi ve adalet' vaat etti. AKP'nin vaatlerinin ikinci ayağı ise seçim beyannamesi olacak. 16 Nisan Referandumu öncesinde gayri resmi bir koalisyon yaparak yanına MHP'yi de katan AKP, 15 gün içerisinde yurttaşlara vaatlerini içeren seçim beyannamesini açıklamayı planlıyor.
Peki daha önce yurttaşlara verilen sözler yerine getirildi mi?
Ekonomi vaatleri
AKP’nin ekonomiye dair birçok vaadi bulunmakla birlikte söz konusu vaatlerin özünü ‘ekonomik büyüme’, ‘refah’ ve istikrar iddiaları oluşturuyordu. Bugün gelinen aşamada enflasyon ve işsizlik çift hanede, fabrikalar, dükkânlar ardı ardına kapanıyor. Dövizdeki artış ise durdurulamazken dolar ve avro hemen her gün yeni rekorlar kırıyor.
Demokrasi vaatleri
Darbe girişimini bahane eden AKP/Saray rejimi iki yıla yakın bir süredir ülkeyi OHAL ile yönetiyor. Anayasayı, yasaları, bir hukuk devletinin asgari gereklerini hiçe sayan AKP hükümeti, KHK’lerle ülkeyi yönetmeye başladı. Kamuda, bürokraside, akademide on binlerce muhalif keyfi gerekçelerle işten çıkarıldı. Temel hak ve özgürlükler askıya alındı. Eylemler, etkinlikler, grevler yasaklandı. Olağanlaştırılan OHAL rejimi ile tek adam rejiminin yolları döşendi.
Adalet vaatleri
Yargı bütünüyle iktidara bağlandı. Tasfiye edilen binlerce hakim ve savcının yerine AKP üyesi isimler getirildi. Anayasa Referandumu ile birlikte Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 13 üyesinden 4’ünü doğrudan Cumhurbaşkanı’nın ataması sağlandı. Adalet Bakanı ve Müsteşarı da HSK’nin doğal üyesi olarak Cumhurbaşkanı’nın kontrolünde olması Cumhurbaşkanı’nın 6 üyeyi doğrudan kontrol etmesine olanak tanıyor. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sinin de Cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi sağlandı. OHAL’de avukatlara yönelik baskılar da tavan yaptı. Nisan 2018’in verilerine göre OHAL boyunca 570 avukat tutukladı, bin 480 avukat hakkında ise işlem başlatıldı.
Özgürlük vaatleri
Gençlere nerede olurlarsa olsunlar, sınırsız, ücretsiz internet erişimi sağlanacak iddiası da boş çıktı. Sosyal medya ve internete getirilen yasaklamalarda rekor kırıldı. 2018 yılı itibariyle 170 binden fazla internet sitesi yasaklı ve 100 binden fazla site içeriği engellenmiş durumda. Engellenen içerikler arasında haberler önemli bir yer kaplıyor. Yasaklı sitelerinin içinde en önemli olanlarından biriyse Wikipedia. Tüm bunların haricinde dünya genelinde internet yasaklarını aşmak için kullanılan VPN servislerinin engellenmesi de hükümetin gündeminde. Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu VPN servislerinin engellenmesi için çalışmalarını sürdürüyor. RTÜK’e interneti denetleme yetkisi verildi.
Şeffaflık vaatleri
AKP’nin hemen hemen tüm seçim vaatlerinin başında kamuda şeffaflık paketinin çıkarılması yer aldı. Ancak hiçbir zaman beklenen şeffaflık gelmedi. 1 Kasım seçimleri öncesinde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dile getirdiği paket, Erdoğan’dan “Bu paketten sonra il başkanı bile bulamazsınız” tepkisini almış ve rafa kaldırılmıştı. 1 Kasım seçim beyannamesinde kamuoyuna açıklanan bu paketin süratle hayata geçirileceği vaat edilse de aradan geçen 2,5 yılda herhangi bir adım atılmadı. Sayıştay raporlarının 2013 yılından bu yana Meclis’te gönderilmemesi de kamu kurumlarının harcamalarının Meclis denetimi dışında kalmasını sağlıyor ve kamu yönetiminde şeffaflığa önemli bir darbe vuruyor.
Siyasi Partiler Kanunu
AKP’nin en önemsediği vaatleri arasında yer alan Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik için tek bir adım dahi atılmadı. Hatta ‘siyasetin demokratikleştirilmesi’ ana fikriyle hareket edilen bu vaadin tersine ülkenin başbakanı ilginç bir yöntemle bu dönemde görevinden ‘azledildi.’ Birçok konuda o dönem ‘tarafsız’ olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çatışma yaşayan dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu hakkında ‘Pelikan Dosyası’ adlı bir metin dolaşıma sokuldu. Erdoğan-Davutoğlu çatışmasının anlatıldığı metin ardından Cumhurbaşkanı ile görüşen Davutoğlu, görüşme sonrasında görevini bıraktığını açıkladı.
Siyasi etik kanunu çıkarılacak
AKP’nin hemen her seçim dönemi gündeme getirdiği ‘Siyasi Etik Kanunu’, seçim vaatleri arasında yer alsa da en çabuk unutulan başlıklardan biri olma özelliğini taşıyor. Eski Adalet Bakanı Çiçek döneminde kurulan ve dört partinin desteklediği Siyasi Etik Uzlaşma Komisyonu, 2012'de bir araya geldi ve AKP, CHP, MHP ve HDP, 17 maddeden oluşan Siyasi Etik Kanun Teklifi’ni hazırladı. Söz konusu teklif hâlâ rafta bekliyor. AKP’nin iki yıl önce TBMM’ye sunduğu bir başka Siyasi Etik Kanunu teklifi ise hâlâ görüşülmeyi bekliyor.