156 Kadın ve LGBTİ+ örgütü, infaz yasasının yürürlüğe girmesinin ardından yayınladıkları ortak bildiriyle, "Devlet kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda sorumluluklarını yerine getirmeli ve acil tedbirler almalıdır!" çağrısında bulundu. Koronavirüs önlemleri kapsamında evde kalmanın kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar için yarattığı şiddet sarmalına bir de İnfaz Yasası ile salıverilen cinsel istismar ve kadına yönelik şiddet failleri eklendi" ifadelerinin yer aldığı bildiride alınması gereken tedbirler sıralandı.
Bildiride, kadın, çocuk ve dezavantajlı grupların en çok ev içinde şiddet gördüğü hatırlatılırken, karantina günlerinde şiddete karşı başvurulacak mekanizmaların sınırlı olması nedeniyle kaygılı olunduğu ifade edildi. Acil eylem planı oluşturulması için çağrı yapılan bildiride, "Tüm bu riskler ortadayken, hiçbir sistematik koruma planı oluşturulmadan binlerce şiddet failinin salıverileceği bir dönemde kadınların koruma tedbirlerinin de ellerinden alınması, kadınların can güvenliğini hiçe saymak anlamına gelmektedir" dendi. Bildiri şu şekilde:
"Koronavirüs önlemleri kapsamında evde kalmanın kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar için yarattığı şiddet sarmalına bir de İnfaz Yasası ile salıverilen cinsel istismar ve kadına yönelik şiddet failleri eklendi. Devlet, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli, başta kadınlar olmak üzere tüm kamuoyunu aldığı tedbirler konusunda acilen bilgilendirmelidir!
"Yapılan tahliyeler ile kadın ve çocukların can güvenliği hiçe sayılmaktadır"
Kamuoyunda infaz paketi olarak bilinen “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 15 Nisan 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. On binlerce siyasi mahpus, gazeteci, öğrenci, avukat, yerel yönetici ve siyasetçi infaz indirimi kapsamı dışında tutularak yalnızca bir kısım mahkûmun tahliye edilmesini sağlayan ve kalıcı ve eşitsiz bir infaz rejimi getiren bu yasa değişikliğinin amacının koronavirüs kapsamında kamu sağlığını korumaktan çok uzak olduğu açıktır. Kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı gruplar lehine hiçbir tedbir almadan salt hapishane kapasitelerini azaltmak için yapılan tahliyeler ile kadın ve çocukların can güvenliği hiçe sayılmaktadır.
"İktidar tarafından defalarca vurgulanan bu hususun gerçeği çarpıttığı ortaya çıktı"
Kadın örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlanan taslak mart ayının ortalarında basına yansımış, cinsel dokunulmazlığa karşı suçların infaz sürelerinde kalıcı indirim yapılması üzerine kadın ve LGBTİ+ örgütleri tasarıya kuvvetle karşı çıkmıştı. Bunun üzerine tasarıda değişikliğe gidilmiş ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar infaz indiriminin kapsamı dışında bırakılarak tasarı Adalet Komisyonu’na gönderilmiştir. Tasarının Adalet Komisyonu’na gönderildiği gün, iktidar “cinsel suçların ve kadına şiddet suçlarının infaz indirimi kapsamında olmadığını” açıklamıştı. Ancak, iktidar tarafından defalarca vurgulanan bu hususun gerçeği çarpıttığı zaman içinde netleşmiştir.
"Kadına yönelik şiddet suçlarının kapsamda olmadığı söylemi gerçek değil"
Paket kapsamında, bazı suçların infaz sürelerinde indirime giden kalıcı düzenlemelerin yanı sıra, koronavirüs salgını nedeniyle –siyasi mahkumlar hariç tutularak– mahkumların kapalı cezaevlerinden açık cezaevlerine geçişine ve açık cezaevlerinden de “izin” adı altında tahliyesine imkân veren geçici düzenlemeler de mevcuttur. Her ne kadar kadın örgütlerinin mücadelesi neticesinde cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar bakımından kalıcı bir infaz indirimine gidilmemiş olsa da, iktidar tarafından iddia edilenin aksine, kadına yönelik şiddetin infaz indirimi kapsamında olmadığını söylemek mümkün değildir. Her şeyden önce, Türk Ceza Kanunu’nda “kadına yönelik şiddet” diye bir suç yoktur. Eğer ifade edilmek istenen fiziksel şiddet kasten yaralama ise, kasten yaralama suçu ve kadınların sıkça maruz bırakıldığı tehdit, hakaret, şantaj suçları kalıcı infaz indirimi kapsamındadır. Bu nedenle, kadına yönelik şiddet suçunun infaz indirimi kapsamında olmadığı söylemi gerçeği yansıtmamaktadır.
"İznin tümden salıvermeye dönüşme riski bulunmaktadır"
Koronavirüs salgını nedeniyle getirildiği ifade edilen ve af sonucunu doğurma tehlikesi olan geçici düzenlemeler çok daha kaygı vericidir. Değişiklikler uyarınca, halihazırda cezalarını açık cezaevlerinde çekmekte olan siyasi hükümlüler hariç tüm mahkumlar 31 Mayıs 2020’ye kadar izinli sayılacak, bu izin gerekli olması halinde 31 Kasım 2020’ye kadar uzatılabilecektir. Bir başka deyişle, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, kadına yönelik fiziksel şiddet, kadın cinayetleri ya da cinayete teşebbüsten hüküm giymiş olanlar da dahil olmak üzere halihazırda açık cezaevinde olan tüm mahkumlar salıverilecektir. Tasarıya Komisyon aşamasında eklenen bir madde ile açık cezaevinden salınması planlanan hükümlülerin sayısını artırmak için, halihazırda kapalı cezaevlerinde cezalarını çekmekte olan hükümlülerin de açık cezaevlerine geçiş süresi oldukça azaltılmıştır. Buna göre yalnızca birkaç ay kapalı cezaevinde kalmış olan bir hükümlü, getirilen kalıcı infaz indirim sürelerinden de yararlanarak, doğrudan dışarı çıkabilir hale gelmektedir. Her ne kadar, bu salıvermeler bir “izin” şeklinde düzenlenmişse de, izinden dönmemenin bir cezai yaptırımının olmadığı ve “iznin” 7 ay gibi uzun bir süre boyunca uzatılabileceği göz önüne alındığında bunun tümden bir salıvermeye dönüşme riski bulunmaktadır.
Koronavirüs nedeniyle “izin” adı altında cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı ve kadına yönelik şiddet suçlarının faili olan binlerce erkeğin, şiddete maruz kalan kadın, çocuklar ve cinsiyet kimliği ve yönelimi nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılan gruplar açısından hiçbir önleyici koruyucu tedbir alınmadan dışarıya salınması, faillerin kadın ve çocuklara musallat olması, kadın ve çocuklar başta olmak üzere tüm dezavantajlı grupların hayatlarının tehlikeye girmesi anlamına gelmektedir.
"7/24 faillerle birlikte olmak, şiddet riskini arttırmaktadır
Yapılan çalışmalar kadınların en çok ev içinde şiddet gördüklerini ortaya koymaktadır. Salgın sebebiyle evde kalınan günlerde şiddete maruz bırakılan kadın, çocuk ve tüm dezavantajlı gruplar için evde 7/24 faillerle birlikte olmak, şiddet riskini arttırmaktadır. Dahası, 30 Mart 2020 tarihinde yayınlanan HSK kararıyla, hakimlere “6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi” talimatı verilmiştir. Bu talimat, şiddet uygulayan faillere hakkında evden uzaklaştırma kararı verilmemesi ya da kadınların sığınaklara yerleştirilmemesi riskini doğurmaktadır.
Karantina günlerinde kadınların başvurabilecekleri mekanizmaların sınırlandırılmasıyla kadınların ev içi şiddetten uzaklaşmasının zorlaştırıldığı ve cezaevlerinden binlerce şiddet ve istismar failinin tahliye edileceği koşullar altında, devletin hala kadınlar ve çocukların korunması için alması gereken önlemlere ilişkin acil eylem planının bulunmaması karşısında olağanüstü kaygılıyız. Tüm bu riskler ortadayken, hiçbir sistematik koruma planı oluşturulmadan binlerce şiddet failinin salıverileceği bir dönemde kadınların koruma tedbirlerinin de ellerinden alınması, kadınların can güvenliğini hiçe saymak anlamına gelmektedir.
"Acil eylem planını oluşturulup, ivedilikle tedbirler alınmalı"
Tüm bu gelişmeler çerçevesinde, aşağıda imzası bulunan örgütler olarak, Devletin kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi konusunda yükümlülüğü olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, salgının yarattığı özellikli durumları da göz önüne alarak, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurum ve kuruluşları, kadına yönelik şiddetle ilgili aşağıdaki acil eylem planını oluşturmaya ve ivedilikle aşağıdaki tedbirleri almaya çağırıyoruz:
"Kadınlar hakları konusunda bilgilendirilmeli, gerekli desteğe ulaştırılmalı"
İnfaz yasası ile salıverilecek kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar failleri konusunda İstanbul Sözleşmesi’nin 56. Maddesi uyarınca kadınların ve toplumsal cinsiyet temelli şiddete maruz bırakılan tüm diğer bireylerin bilgilendirilmesi yükümlülüğü polis, jandarma, bekçi muhtar vb. her türlü yolla yerine getirilmeli, güvenlik riski bildiren kadınlar yasal hakları konusunda bilgilendirilmeli, ihtiyaç duydukları desteklere acilen ulaştırılmalıdır.
"Fail üzerinde denetim tedbirleri uygulanmalı"
İnfaz yasası ile salıverilecek kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar faillerinin sistematik olarak etkin bir şekilde takibi yapılmalı, koronavirüs nedeniyle faillere verilen “iznin” bir “tahliye” anlamına gelmemesi için fail üzerinde denetim tedbirleri uygulanmalıdır.
"Tedbir kararlarını yerine getirmeyenler hakkında cezai işlem uygulanmalı"
Tarafı olduğu İstanbul Sözleşmesi uyarınca, Devlet, her türlü olağanüstü halde dahi kadına yönelik şiddetle mücadelede pozitif yükümlülük sahibidir. 6284 sayılı Kanun, hiçbir ihmale veya keyfiyete yer bırakmaksızın, salgın süresince de kadın ve çocuklar öncelik alınarak ivedi ve etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Tedbir kararları, salgının yarattığı özel koşullar dikkate alınarak kadınların ve çocukların korunması yükümlülüğüne uygun bir şekilde verilmeli, tedbir kararlarını yerine getirmeyenler hakkında cezai işlem uygulanmalıdır.
"Acil Eylem Planı açıklanmalı ve bilgilendirme yapılmalı"
Salgın döneminde kadın ve çocuklar başta olmak üzere tüm dezavantajlı grupların şiddet görme tehlikesinin önlenmesi ve şiddetten uzaklaşabilmeleri için vakit kaybetmeden bir Acil Eylem Planı açıklanmalı ve bu bilgilere erişimin kolayca sağlanması için kamu spotu aracılığıyla bilgilendirme yapılmalıdır.
Salgın döneminde sığınak ve acil barınma ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla sığınak olarak kullanılabilecek mekân ve alanların sayısı ve kapasitesi acilen artırılmalı, sığınaklarda gerekli sağlık tedbirleri en sıkı şekilde uygulanmalıdır.
"Cinsel şiddet kriz merkezlerinin kurulması için gerekli adımlar atılmalı"
Salgın koşullarında kadınların hastane ve karakollara erişmekte yaşadığı güçlük ve kaygılar göz önüne alındığında, Devletin İstanbul Sözleşmesi’nin 25. Maddesi gereğince oluşturmakla yükümlü olduğu cinsel şiddet kriz merkezleri önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, cinsel şiddet kriz merkezlerinin kurulması için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır.
Alo 183 veya kadına yönelik şiddet için acilen kurulacak başka bir hat, sadece toplumsal cinsiyet temelli şiddet özelinde 7/24 erişilebilir ve çok dilli bir Acil Yardım Hattı olarak çalışmalı, kadınlara sosyal, psikolojik ve hukuki destek verilmesi sağlanmalıdır.
İmzacılar:
- 17 Mayıs Derneği
- İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi
- 78'liler Girişiminden Kadınlar
- Adalar Vakfı Kadın Çalışma Grubu
- Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınma Evi Derneği (AKDAM)
- Adana Kadın Platformu
- Amazon Kadın ve Yaşam Derneği
- Anadolu İş Kadınları Derneği (AİKAD)
- Anka Üreten Kadın Derneği
- Antakya Kadın Dayanışması
- Antalya Feminist Kolektif
- Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği
- Avrupa Kadın Lobisi - Türkiye Koordinasyonu
- Aydın Kadın Efeler Derneği
- Ayvalık Kadın İnisiyatifi
- Bağımsız Kadın Derneği
- Başlangıç Kadın Meclisi
- Bir Kadın Bir Hayat Derneği
- Biz Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Derneği
- Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
- Buca Kadın Platformu
- Bursa Kadın Platformu
- Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
- Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği
- Çanakkale Elder
- Çanakkale Kadın Dayanışma
- Çanakkale LGBTİ+ İnisiyatifi
- Çekmeköy Kadın Meclisi
- Çekmeköy Kadın Platformu
- Çeşme Kadın Girişimi ve Üretim Kooperatifi (ÇEŞKA)
- Çiğli Evka-2 Kadın Kültür Derneği (Çekev)
- Demir Leblebi Kadın Derneği
- Demokratik Alevi Dernekleri Kadın Meclisi
- Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği
- Denizli Kadın Platformu
- DİSK Birleşik Metal Sendikası Kadın Komisyonu
- DİSK Kadın Komisyonu
- Diyarbakır Dicle Amed Kadın Platformu
- Edirne Kadın Merkezi Danışma Merkezi (EKAMEDER)
- Edirne Kadın Platformu
- Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi
- Ege Kadın Buluşması Platformu
- Eğitim-senli Kadınlar
- Ekmek ve Gül
- erktolia
- Erzincan Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
- Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği
- EŞİTİZ - Eşitlik İzleme Kadın Grubu
- EVKAD/Adana
- FeminAmfi
- Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
- Filmmor
- Gaziantep ZeugMADİ LGBTİ+
- Genç Yeşiller Kadınları
- Giresun Kadın Platformu
- Güç-Kat Dezavantajlı Kadınlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
- Gül Suyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi Derneği
- Günebakan Kadın Derneği
- Halkevci Kadınlar
- Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü
- Havle Kadın Derneği
- İHD Ankara Şubesi Kadın Komisyonu
- İHD İstanbul Kadın Komisyonu
- İlerici Kadınlar Meclisi
- İmece Ev İşçileri Sendikası
- İstanbul Feminist Enstitü
- İzmir Amargi
- İzmir Kadın Dayanışma Derneği
- İzmir Kadın Dünyası Derneği
- İzmir Kadın Platformu
- Kadıköy Kent Konseyi Kadın Meclisi
- Kadıköy Kent Konseyi LGBTİ+ Meclisi
- Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka.Der)
- Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
- Kadın Çalışmaları Derneği
- Kadın Dayanışma Vakfı
- Kadın Eğitim ve İstihdam Derneği (KEİD)
- Kadın Emeği Kolektifi
- Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği (KEBSED)
- Kadın Haklarını Koruma Derneği
- Kadın Koalisyonu - Uluslararası Çalışma Grubu
- Kadın Meclisleri
- Kadın Mühendisler, Mimarlar, Şehir Plancılar Grubu
- Kadın Savunma Ağı
- Kadın Yazarlar Derneği
- Kadınca Yaşam Derneği
- Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği
- Kadınlar Birlikte Güçlü - İstanbul
- Kadınlar Birlikte Güçlü - İzmir
- Kadınların Gücü Kültür Eğitim Dayanışma ve Yardım Sevenler Derneği (KADGÜÇ)
- Kadınların Kurtuluşu
- Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV)
- Kahdem - Kadınlara Hukuki Destek Merkezi
- Kamer Vakfı
- Kampüs Cadıları
- Kampüssüzler’den Kadınlar
- Kaos GL
- Kapatılan VAKAD Aktivistleri
- Karabağlar Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi
- Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği
- Karya Kadın Derneği
- Kayseri Kadın Dayanışma Derneği
- KAZETE - Bağımsız Kadın Gazetesi
- KESK Kadın Meclisi
- Kırkyama Kadın Dayanışması
- Kırmızı Biber Derneği
- Koza Kadın Derneği
- Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması
- Kuir Eskişehir Lgbti Topluluğu
- Lotus Kadın Yaşam ve Dayanışma Derneği
- Maltepeli Kadınlar
- Mardin Şahmaran Kadın Platformu
- Mersin Kadın Platformu
- Mezopotamya Kadın Kooperatifi
- Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
- Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği
- Mor Sarmaşık
- Muğla Emek Benim Kadın Derneği
- Ordu Kadını Güçlendirme Derneği
- Özgür Genç Kadın
- Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Kadın Komisyonu
- Samandağ Kadın Dayanışma Derneği
- Samsun Kadın Dayanışması
- Sancaktepe Yerel Demokrasi Kadın Meclisi
- Sasalı Sosyal Dayanışma ve Geliştirme Derneği’nden Kadınlar
- Seyhan Kadın Çocuk Dayanışma Eğitim ve Kültür Derneği (SEKAD)
- Sınır Tanımayan Kadınlar
- Sosyal Dayanışma Ağı - SODA
- Sosyalist Kadın Meclisleri
- Söke Kadın Sığınma Danışma ve Dayanışma Derneği
- Sultangazi Kadın Dayanışma
- Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği Kadınları
- Tarsus Kadın Platformu
- TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu
- Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) Kadın Komisyonu
- Trabzon Kadın Gelişim ve İletişim Derneği
- Türk Kadınlar Birliği ve 80 Şubesi
- Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
- Türk Tabipler Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu
- Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
- Uçan Süpürge Vakfı
- Urla Kadın Dayanışma Derneği
- Üniversiteli Kadın Kolektifi
- Van Ahtamar Kadın Platformu
- Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu
- Türkiye Yunanistan Kadınları Barış Girişimi WINPEACE
- Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği
- Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi (YAKA-KOOP)
- Yaşam Kadın Merkezi
- Yaşamda Kadın ve Sanat Derneği
- Yeni Demokrat Kadın
- Yeni Yaşam Derneği’nden Kadınlar
- Yeniyol’dan Kadınlar
- Yeşil Feministler
- Yoğurtçu Kadın Forumu
- Zonguldak Kadın Platformu
[1] https://www.evrensel.net/haber/400360/kadin-orgutleri-istismarin-ve-siddetin-onunu-acacak-bir-tasariyi-kabul-etmiyoruz
[2] https://www.hurriyet.com.tr/galeri-ceza-infaz-indiriminde-son-durum-ne-41482340