Düsseldorf'ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung, Almanya'nın 24 yıl aradan sonra kupayı almasını şöyle yorumluyor:
"Alman futbolu 1994-2002 yılları arasında tıngır mıngır ilerleyen bir dönem yaşadı. Aynı dönemde siyaset dünyasında da benzer bir durgunluk vardı, işsizliğin yüksek olduğu ekonomik bir kriz söz konusuydu. Her iki alanda da (futbol ve siyaset) hayal gücü yetersizdi. 2004 yılında riskli bir yeni başlangıç dönemine cesaret edildi. Siyaset dünyasında bir dizi reforma imza atıldı, futbolda ise ekip gençleştirildi ve hücum oyununa dönüş oldu. Almanya şayet büyük bir ihtiyaç görüyorsa, problemlerin karşısına çıkma yeteneğine sahip. İşte o zaman reform yapılması konusunda herkes ortak hareket etmeye hazır hale geliyor. Almanlar yan gelip yatan değil, kolları sıvayıp üretime hazır bir ulus. Kendi içlerinde her şeyin sorunsuz gittiği söylenemez ama sonuç oluyor bu sistem işliyor."
Die Welt gazetesi Almanya'nın başarısıyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:
"Neyse ki final maçı olması gerektiği gibiydi. Harika iki takımın mücadelesi söz konusuydu, yarı finalde Brezilya'ya karşı olduğu gibi bir gezinti değildi. Bu kahramanca hizmetin, sonucu ödüllü oldu. Bu belki de Almanya'nın kazandığı en hak edilmiş Dünya Şampiyonası ödülü. Teknik Direktör Joachim Löw'ün takımı turnuvadaki en iyi takımdı. Kim uzun vadeli başarı elde etmek istiyorsa, o zaman bunu çalışarak kazanmalı. Bunun temelini oluşturan çalışma meşakkatli olabilir ve ekilen tohum yavaş yavaş büyür. Ancak Alman futbolunda 2000'li yılların başında alınan kararlar Almanya'nın 2014'de Dünya Şampiyonu olmasını sağladı. Bu, insanı yatıştıran bir mesaj. Hata yapılması elbette mümkün, hatta ve hatta hata yapmak, bazı konularda ilerleme sağlayabilmek için gerekli."
Würzburg'da yayımlanan Main-Post gazetesinde ise şu satırlar dikkat çekiyor:
"Neuer, Schweinsteiger, Götze ve arkadaşları modern, hizmet odaklı ama gergin olmayan Almanya için örnek alınabilecek harika karakterler olmaya uygunlar. İşte bu çok kültürlü ekip ekonominin de övünebileceği Almanya'nın harika olduğu mesajını verecek sempati elçileri. Bu da yeterli. Ancak Joachim Löw'ün gençleri Brezilya'daki şampiyonada çok da başarılı bir futbol oynadılar."
Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung, Ortadoğu'da giderek tırmanan gerginliğe yer ayırıyor. İsrail'in Gazze Şeridi'ne havadan ve karadan operasyonları ile Hamas'ın İsrail'e yönelik füze saldırıları gazetede şöyle yorumlanıyor:
"Acil ziyaretler ve hızlı bir ateşkes sağlanması yönünde yapılan uyarılar, AB'nin diplomatik atakları gibi görünse de aslında çaresizliğinin dışa vurumu. Çünkü Avrupa'dan verilen barış mesajlarına hiç bu kadar kulak tıkanmamıştı. Bundan daha da acısı İsrail'in El Fetih ve Hamas'ın birlik hükümeti oluşturmasıyla ortaya çıkan şansı kaybetmesi. Hamas'ın Ortadoğu'da güvenliğin mimarı olmasına dolaylı da olsa katılması stratejisi denenebilirdi. İsrail bunun yerine yok etmeyi tercih etti. Bunda başarılı olamıyor çünkü şiddet sarmalı her iki taraftaki radikalleri daha da harekete geçiriyor. Ayrıca Hamas'ın çok daha radikal Cihad savaşçıları çıkarmasına yarıyor."