Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumu şöyle:
“AB mali yardımlar ve ticarette kolaylıklarla, iflasın eşiğindeki Ukrayna üzerinde Moskova’nın doğalgaz fiyatlarına getirdiği fahiş zamla artan ekonomik baskıyı hafifletmeye çalışıyor. Rusya, Ukrayna’ya karşı üniformasız askerlerle ilan edilmemiş bir savaş yürütüyor. Kremlin’in hammadde ihracatını siyasi hedefler için kullanmadığını hâlâ iddia eden varsa, Transdinyester ve Ukrayna’ya sevkedilen doğalgaz fiyatlarını karşılaştırsın. Doğalgaz Moskova için savaşın başka araçlarla devamı anlamına geliyor. Moskova’nın savaştaki hedefi ise çok açık: Ukrayna siyasi ve ekonomik açıdan kötürüm haline gelmeli ki, Putin’in iktidar alanındaki herkes, Batı ve demokrasiyle flört edenlerin sonunun ne olacağını bilsin.”
Düsseldorf kentinde yayımlanan Westdeutsche Zeitung'un yorumunda ise Ukrayna'nın doğusunda bir referandum düzenlenmesi önerisi ele alınıyor.
“Pek çok Doğu Ukraynalı, kendi Rus dili ve kültürünün güvenceye alınmasını istese de Rusya’ya bağlanma düşüncesine sıcak bakmıyor. Bu nedenle Ukrayna’dan kopma talebiyle düzenlenen gösterilere katılanların sayısı birkaç bini geçmedi. Adil koşullar altında düzenlenmesi durumunda bir referandum Kiev’in yararına olabilecektir. Ancak şimdiye kadar referandumu kendi talep eden ayrılıkçıların artık bu teklife yanaşıp yanaşmayacağı tamamen belirsiz. Çünkü referandumu kim teklif etmiş olursa olsun, konu halkı karar sürecine katmak değil. Tek konu kendi iktidarını güvenceye almak için her araca başvurmak.”
Mittelbayerische Zeitung'un yorumunda ise şu satırları okuyoruz:
“Sonuçta herşey Putin’e bağlı. İşgal etmek isterse, bunun için gerekçe bulacaktır. Askeri açıdan geride durmayı tercih eden Batı ise iş o raddeye geldiğinde bunu sineye çekmek zorunda kalacaktır. Ancak kesin olan bir şey var ki, o da Putin rejiminin komşu ülkedeki her yeni şiddet olayıyla dünya çapında kredisini daha da kaybedeceği.”
Badische Neueste Zeitung ise Rusya ile Batı arasındaki gerilimi, Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün pazartesi günü açıklanan silahlanma raporu ışığında değerlendiriyor:
“NATO ülkeleri askeri harcamalarını giderek daha da kısıp muharip asker sayısını azaltırken, Moskova silahlanmada muslukları açmış durumda. Ukrayna’daki durum, dünya politikalarındaki görünümün ne kadar çabuk değişebileceğini gösteriyor. Daha birkaç hafta önce Rus ordu mensupları NATO’nun Brüksel’deki ana karargahında memnuniyetle karşılanan konuklardı. Aradan geçen zamanda hava fazlasıyla soğudu.”