Gündem

15 yaşındaki gence yasa dışı kürtaj davasında karar çıktı

Avukat Keskin: Kadın ve İnsan hakları açısından önemli karar

01 Kasım 2016 13:44

15 yaşından küçük M.K'ya 4 yıl önce rızası dışında yasadışı kürtaj yaptığı ileri sürülen Doktor S.E. ile genç kadının hamile kaldığı O.G.'nin annesi A.G. hakkında "Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürtme" suçundan açılan dava karara bağlandı.

Benzer suçlardan hakkında daha önce dava açılan ve meslekten geçici uzaklaştırma cezası da verilen doktor S.E. ile anne A.G. "Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürtme" suçundan 4’er yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırıldı. Yaşı nedeniyle çocuk mahkemesinde yargılanan O.G. de “Cinsel istismar" ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. 


İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca açılan davanın iddianamesine göre olay şöyle gelişti:

Şüpheli A.G.'nin oğlu O.G. Ocak 2012'de 15 yaşından küçük olan komşusu M.K. ile evlerinde cinsel ilişkiye girdi. Mağdurenin hamile kalması üzerine şüpheli A.G., küçük kızı Alibeyköy'de özel muayenehanesi bulunan Kadın-Doğum Uzmanı Dr. S.E'ye götürerek kürtaj yaptırdı. Mağdure M.K. şikayetçi oldu. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen mağdurenin 'ruh ve beden sağlığının bozulmadığı' belirtildi. Ancak savcılık, şüphelilerin "Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürtme" suçunu işledikleri gerekçesiyle TCK'nin 99/1. maddesi uyarınca 5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılmalarını talep etti. 

 

"Mağdurenin annesi de kürtaja rıza gösterdi"

 


İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, mağdur M.K. ifadesinde, O.G. ile bir senelik birliktelikleri olduğunu, 2012 yılında cinsel ilişkiye girdiklerini anlattı. M.K. "Hamile olduğumdan şüphelenerek test yaptım. Hamile olduğumu öğrenince O.G.'ye söyledim. O da annesine söylemiş. Ben, O.G. ve annesi ile birlikte değişik hastanelere gittik. Hiçbiri bizi kabul etmedi. Daha sonra S. E.'nin muayenehanesine gittik. Yanımda O.G., annesi ve benim annem vardı. Doktor annemin rızası olmadan kürtaj yapamayacağını söyledi. Bunun üzerine annem de imza attı. Benim kürtaj olmaya rızam yoktu. Daha sonra o doktorun muayenehanesinde kürtaj oldum. Şikayetçiyim" diye konuştu. M.K.'nin babası da sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.

Tanık olarak dinlenen mağdur M.K.’nın annesi N.Y. ise şunları söyledi:

Mağdure benim öz kızımdır. Babası ile boşandığımız için velayeti babasındadır. Ancak olay tarihinde benim yanımda kalıyordu. Çok zaman geçti hatırlayamadığım bir tarihte kızım M.K. bana arkadaşı O.G. ile kendi rızası ile birlikte olduğunu ve hamile olduğunu söyledi. Daha sonra kızım çocuğu aldırdığını söyledi. Kızım, çocuğu kiminle birlikte ve ne şekilde nerede aldırdığı konusunda bilgim yoktur."


Sanık Doktor: Mağdureyi ilk kez gördüm


Sanık doktor S.E. ise mağdureyi ilk kez gördüğünü iddia ederek "6 Ocak-2 Mayıs 2012 tarihleri arasında muayenehanem kapalıydı. Yurtdışında Kıbrıs'taydım. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi. Sanık anne A.G. de doktor S.E.'yi ilk kez gördüğünü ileri sürererek "Ben M.K'yı doktora götürüp kürtaj yaptırmadım. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatime karar verilsin" diye konuştu. 

"Beraatimi istiyorum"

İstanbul Çocuk Ağır Ceza’da yargılanan sanık O.G. ise mağdure M.K. ile konuşmuşluğu ya da arkadaşlığı olmadığını belirterek beraatini istedi. O.G., “Cinsel istismar" suçundan 8 yıl 4 ay, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan da 2 yıl 1 ay hapis cezasına çaptırıldı. 

Avukat Keskin: Kadın ve insan hakları açısından önemli karar


Mağdur M.K.’nın avukatı Penbe Üner Keskin de yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Yerel mahkemeler tarafından verilen kararlar kadın hakları ve insan hakları açısından önemli kararlardır. Ancak yine de ülkemizde yasadışı kürtajın yeterli seviyede denetlenmediği düşüncesindeyim. Doktor S.E ve anne A.G.'ye yönelik verilen cezada indirim yapılmasını hakkaniyetli bulmuyorum. Sanık doktor açısından idari yönden de gereken yaptırımların uygulanması kamu vicdanını rahatlatacaktır. Sanık doktor S.E'ye yönelik tabibler birliği nezdinde de hukuki girişimlerde bulunulacaktır. Zira, kendilerini tabip olarak addeden ancak bizce adi bir suçludan farksız bu kişilerin halen bu mesleği icra edecek zemin bulmaları ülkedeki denetim eksikliğinin açık göstergesidir. Mağdur müvekkilimizin tüm sanıklar tarafından bedenine yönelik yaşatılan yasadışı bu eylemler psikolojisi üzerinde derin izler bırakmıştır. Bu süreçteki mücadelemiz başka mağdurların ortaya çıkmaması içindir."