Yakın çevresini üniversite kadrosuna aldığı, doktora denkliği almayan bir kişiyi öğretim üyesi olarak usulsüz çalıştırdığı iddialarıyla gündeme gelen Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek'in icraatlarına çok sayıda STK ve Alevi derneği tepki göstererek "Asimilasyoncudur, yıkıcı politikaları nedeniyle görevinden alınmalıdır" dedi.
Aralarında Alevi federasyonlarının da bulunduğu 15 dernek ve yapı Munzur Üniversitesi rektörü için “Ubeyde İpek Dersim’in tarihi, doğası, inancına karşı sürdürdüğü bu asimilasyoncu, ayrımcı ve yıkıcı politikaları nedeniyle görevinden alınmalıdır” açıklamasını yaptı.
Eğitime verdiği önem ve eğitim seviyesi en yüksek illerden biri olan Dersim uzun süredir Munzur Üniversitesi rektörünün neden olduğu sorunlarla boğuşmaktadır. Bilim mekânı ve sembolü olması gereken Üniversite ne yazık ki toplumun beklentilerine yanıt olamamış ve kentin tarihi, kültürel, doğal, sosyal yapısına karşı âdete politik bir odak olarak konumlanmıştır.
Politik misyonla rektörlüğüne atanan Ubeyde İpek’le birlikte Munzur Üniversitesi her bakımdan sorunların kaynağı olmuştur. Göreve getirildiği günden bu yana yaptığı yanlış, keyfi ve liyakatsiz uygulamalarla basının gündeminden düşmeyen rektör, Dersimlilerin ve demokrasi güçlerinin tepkisini çekmeye devam ediyor.
Hakkındaki iddialar meclis gündemine taşınan Ubeyde İpek’e dair hiçbir hukuki işlem yapılmaması ve hala görevine devam ediyor olması son derece düşündürücü olup onun belli çevreler tarafından korunduğunu göstermektedir.
"Üniversite rektör eliyle cemaatlere, Elazığ menşeili ilişki ağlarına teslim edildi"
Ubeyde İpek tarafından yıllardır yönetilen üniversitede yaşanan, kamusal gündeme dönüşmüş, kronikleşmiş sorunların en göze çarpan örnekleri şöyle sıralanabilir:
1) Üniversite ilk kurulduğunda, Dersimlilerin büyük beklentileri vardı. Fakat, sonradan adı Munzur Üniversitesi olarak değiştirilen bilim-eğitim kurumu, kenti her alanda geliştirmek yerine, nitelik itibariyle kentin gerisine düşmüş ve dinamiklerinin gelişmesinin önünde engel olmaya başlamıştır. Evrensel bir kavram olan üniversite fikriyatının içeriği boşaltılarak politik, ekonomik, sosyal açılardan kadrolaşmaya kurban edilmiş, cemaat mensuplarına, iktidar partisiyle irtibatlı Elâzığ menşeili ilişki ağlarına rektör eliyle teslim edilmiştir.
2) Dersim’de işsizlik had safhada iken, Munzur üniversitenin bütün kapıları Dersimli gençlere kapalıdır. Dersimli gençlere ve kadınlara layık görülen kadrolar ise temizlik işleri gibi düşük statülü güvencesiz işlerdir. Durmuş Boztuğ (eski rektör) döneminde az da olsa bir denge gözetilerek kadroya alınanlar dışında, Dersim kökenli akademisyenler neredeyse yok denecek kadar azdır.
"Rektör şoförüne, balıkçısına, yakınlarına kadro tahsisleri yapıyor"
Munzur Üniversitesi adeta rektör ve çevresinin iş ve işçi bulma kurumu gibi hareket etmektedir. Rektör İpek tarafından üniversiteye alınan akademisyenlerin büyük çoğunluğu Dersim’e yabancı, Elazığlı sağcı, milliyetçi ve dinci kimselerden oluşmaktadır. Rektör İpek yandaşlarına/hemşerilerine kadroyu garantilemek için farklı birimlerde eş zamanlı kadro ilanları çıkarmakta, şoförüne, balıkçısına, Fırat Üniversitesi’nde tanıdığı akademisyenlerin yakınlarına sürekli kadro tahsisleri yapmaktadır.
3) Dersimli veya demokrat akademisyenler arasında da “makbul” akademisyen tipi yaratmakta, kafasına uymayanları da atanmaları gereken üst kadrolara atamamaktadır. Bu amaçla başta Barış İmzacısı akademisyenler olmak üzere imzacı olan olmayan pek çok akademisyen rektör ve yönetim eliyle hukuksuzca ihraç edilmişlerdir. Yıllardır Dr., Öğretim üyesi kadrosu bekleyen Dersimli ya da demokrat akademisyenler ise atanmayarak adeta cezalandırılmaktadırlar.
4) Munzur Üniversitesi, Dersim halkıyla değil Ensar Vakfı ve diğer dinci vakıflarla iş birliği yapmaktadır. İncelendiğinde üniversite dekanları/müdürlerinin büyük çoğunluğunun Elazığ orijinli kurumlarla ilişkili olduğu pekâlâ görülebilir. Üniversitede 14 profesör varken, üst düzey görevler için sürekli olarak Fırat Üniversitesi’nden görevlendirme yapmaktadır. Sözgelimi, bir önceki rektör yardımcısı yine Fırat Üniversitesi’nden getirilmiş, süresi dolduğunda üniversitesine dönmüş olduğu halde hala Tunceli Ensar Vakfı’nın başkanlığını yürütmektedir.
5) Munzur Üniversitesi gerek bina içleri gerekse dış mekanlar açık cezaevini andıracak biçimde kameralarla donatılmıştır. Bu da yetmiyormuş gibi her birimde istihbarat çalışması yürüten askeri personeller (uzman) yerleştirilmişlerdir. Üniversite çalışanlarının her adımı denetlenip gözetlenmektedir. Öyle ki rektör tarafından, çalışanların yatak odalarına kadar dinlenildiği algısı oluşturulmaktadır. Özellikle Dersimli ve demokrat akademisyenlere karşı büyük bir baskı ve yıldırma politikası uygulanarak yandaş akademisyen haline getirilmeye çalışılmaktadır.
"Taciz nedeniyle hakkında işlem yapılması gerekenler korundu"
6) Munzur Üniversitesi, Dersim halkını karşısına almış geleneksel devlet politikalarının asimilasyon merkezine dönüştürülmüştür. Gerek etnik ve inanç kimliklerine yönelik, gerekse doğa ve inanç merkezlerine karşı sürdürülen yıkıcı çalışmalarda önemli bir rol üstlenmiş bulunmaktadır. Sözgelimi Munzur Gözeleri projesi başkanlığını Rektör Ubeyde İpek’in yürüttüğü Fırat Kalkınma Ajansı tarafından yapılmaktadır. Yine Munzur Üniversitesi’nin “nadir toprak elementleri” alanında ihtisaslaşması için büyük bir bütçe ve çaba harcanmış, bakanlıkların devrede olduğu bu ihtisaslaşma kabul ettirilmiştir. Bu da Munzur Üniversitesi’nin maden arama/çıkarma projelerinde de önemli misyon sahibi olduğunu/olacağını göstermektedir.
7) Munzur Üniversitesi’nin bir başka özelliği de sürekli olarak taciz skandallarıyla gündeme gelmesidir. Tacize uğrayanların sesini duyurma ve hak arama çabaları engellenmiş ve taciz nedeniyle hakkında işlem yapılması gereken kişiler rektöre olan yakınlıkları nedeniyle korunmuşlardır. Bu durum hem üniversitenin hem de şehrin kimlik ve kültürüne zarar vermekte, farklı algılar oluşmasına ya da pekişmesine neden olmaktadır.
Tek yanlı dinci, milliyetçi bir kurum gibi çalışan Munzur Üniversitesi ve rektörü Ubeyde İpek’in Dersim’in tarihi, doğası, inancına karşı sürdürdüğü bu asimilasyoncu, ayrımcı, yıkıcı politikaları ve keyfi yönetimi nedeniyle görevinden alınmalı ve bu uygulamalara son verilmelidir.
Açıklama yapan kuruluşlar şöyle:
Dersim Dernekler Federasyonu (DEDEF), Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Dersim Sanat ve Kültür İnisiyatifi, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu, Alevi Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF), Avrupa Dersim Dernekler Federasyonu (FDG), Dersim İnşa Kongresi, Dersim Ortak Bellek Derneği Avrupa, Wenge Dersim/Hanover