Gündem

15 Eylül 2016 İngiltere Basın Özeti

Anketlere göre ABD'deki başkanlık yarışında Donald Trump önemli eyaletlerde Hillary Clinton'la farkı açıyor. Guardian: Libya'daki karmaşanın tek sorumlusu Cameron değil ve kokain ticaretinin Kolombiya'da doğaya verdiği zarar.

15 Eylül 2016 10:05

İngiltere basını, Amerikan başkanlık seçimi yarışındaki gelişmelere dünya haberleri sayfalarında geniş yer ayırmaya devam ediyor.

İ gazetesi, Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın seçim mücadelesinde en önemli eyaletler olarak öne çıkan Ohio ve Florida'da, rakibi Hillary Clinton'a önemli bir fark attığını yazıyor.

Bloomberg'ün anketine göre, ikili yarışta Ohio'da Trump'a verilen destek yüzde 48 olurken, Clinton yüzde 43'te kalıyor.

Bağımsız adaylar da ankete eklendiğinde Trump'a destek verenlerin oranı yüzde 44 olurken, Clinton yüzde 39 destek alıyor.

Florida'da yapılan bir başka ankete göreyse, Trump bu eyalette rakibinin dört puan önünde.

Gazete, bu sonuçların normalde hem önemli eyaletlerde hem de ulusal çaptaki anketlerde üstünlüğü elinde bulunduran Clinton'a bir darbe olacağı yorumunu da yapıyor.

İngiltere'de dün parlamentonun Dış İlişkiler Komitesi tarafından hazırlanan raporda eski Başbakan David Cameron'a yönelttiği suçlamalar gündem olmaya devam ediyor.

Rapora göre Cameron, Libya operasyonuna düzgün bir istihbarat analizi olmadan girişti, açıklanmayan bir rejim değişikliği amacına meyletti ve Muammer Kaddafi devrilmesinden sonra ülkenin yeniden inşasına yardımcı olmak gibi ahlaki bir sorumluluktan kaçındı.

Yapılan bu hatalar da, ülkenin iç savaşın eşiğindeki bir iflas etmiş devlete dönüşmesine neden oldu.

Konuya başyazılarından birini ayıran Guardian, Libya'da olanların sadece David Cameron'ın suçu olmadığı görüşünde.

Gazete şimdi Libya'ya müdahaleye karşı çıkan Dış İlişkiler Komitesi'ndeki milletvekillerinin çoğunun, Libya'da sivillerin korunmasını öngören müdahaleye parlamento oylamasında destek verdiğini söylüyor. Gazete Libya ve Irak'ın işgali arasında kurulan bazı paralelliklere de karşı çıkıyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

"Nedensiz ve proaktif bir işgalle, Libya halkının kendiliğinden ayaklanmasıyla tetiklenen Bingazi halkına yönelik doğrudan tehdide verilen tepki arasındaki farklara dikkat çekmek önemli. Srebrenica'nın hatıraları karar vericileri teşvik ediyordu. Belki de en kritiği Fransa ve İngiltere tarafından öncülüğü yapılan ve ABD'nin güçlendirdiği askeri müdahale Arap Birliği'nin uçuşa yasak bölge çağrısından sonra gelen bir BM Güvenlik Konseyi kararıyla yapılmıştı. Bunun bir katliamı önleyemeyeceğini fark eden ABD "tüm gerekli önlemler" kelimelerini ekletti. Belirsizlik herkesin işine geliyordu. Çin ve Rusya'nın oylamaya katılmamasına, Batı'nın da hiçbir zaman gerçekleşmeyecek kolay bir çözüm ummasına izin verdi....Ancak komite Cameron'ın Muammer Kaddafi'nin devrilmesi dışındaki alternatifleri yeterince değerlendirmemesi ve Kaddafi'nin devrilmesinin etkilerine hazırlanmadığı konusunda haklı. Obama çoktan planlama olmamasının başkanlık döneminin en büyük hatası olduğunu kabul etti."

İ gazetesinde yer alan bir haberde kokain ticaretinin Kolombiya'da doğaya verdiği zarar işleniyor. Habere göre ülkede ormansızlaşmanın üçte birinin nedeni kokain üretimi.

Kolombiya Hidroloji, Meteoroloji ve Çevre Araştırmaları Enstitüsüne göre, dünyadaki hayvan türlerinin yüzde 10'una ev sahipliği yapan Kolombiya ormanlarının 37 bin hektarı, kokain üretimi için kesildi.

Dünyanın en büyük kokain üreticisi Kolombiya'nın yüzölçümü olarak görece küçük olmasına karşın dünyanın en büyük biyolojik çeşitlilik barındıran ikinci ülkesi olduğuna dikkat çekiliyor.

Bu durumun da yaklaşık yüzde 18'i sadece Kolombiya'da bulunan 6 bin çeşit memel, balık, kuş, sürüngen türü için büyük bir sorun olduğu vurgulanıyor.

Habere göre her koka bitkisi tarlası için dört hektar ormanın kesilmesi gerekiyor. Ayrıca, kerosen, sülfürik asit, aseton ve karpit gibi zehirli kimyasallar doğaya karışıyor.

Daily Telegraph gazetesinin ilk sayfasında yer bulan bir sağlık haberi dikkat çekiyor.

Oxford ve Cambridge Üniversiteleri'nden uzmanların yaptığı araştırmaya göre, İngiltere'deki onbinlerce prostat kanseri hastası, kanser büyük ihtimalle yıllarca ciddi ya da ölümcül olmadığı halde gereksiz ameliyatlar geçiriyor ve radyoterapi tedavisi görüyor.

Hastalığın yakından izlenmesi ve müdahale edilmemesi seçeneğini tercih eden hastalarda 10 yıl içinde hayatta kalma oranının yüzde 99 olduğu kaydediliyor. Bu oranın tedavi gören hastalarda da aynı olduğu belirtiliyor.

Araştırma ameliyatlar ve kanser tedavilerinin hastalığın yayılmasını yavaşlattığı sonucuna varılırken, prostat kanseri genelde yaşlı erkeklerde sık görüldüğü için, hayatta kalma oranlarının aynı kaldığı söyleniyor.

Yakından izlenen hastalarda teşhisin ardından üç ayda bir test yapılıyor. İki yılın sonunda durum kötüleşmemişse testler altı ayda bire iniyor.

Prostat kanseri tedavisi, çok sayıda hastada idrar yolları hastalıklarına yol açıyor ve cinsel yaşamı olumsuz etkiliyor.