Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak "Binbaşı Çavur ise 14 Temmuz gecesi kendisine ait lojmanda üç üsteğmen ile bir araya geldiğini kabul ediyor, “daha önce tanıdığım ve üsten tayinleri çıkan Müslim Macit ve Adem Kırcı bana vedalaşmak için uğramak istediklerini söylediler, ben de ‘işyerimde müsait değilim, gece uçuşum var, 23:30’da işim bitiyor’ deyince, onlar da ‘gece eve çay içmeye gelelim’ dediler, ben de olur dedim” şeklinde konuşuyor. Çavur’un kendisine atfedilen diyalogları kabul etmediği anlaşılıyor" dedi.
Sedat Ergin'in "15 Temmuz ve Akıncı Üssü (12): 14 Temmuz gecesi lojmanda darbe tebliği" başlığıyla yayımlanan (28 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
15 Temmuz darbe girişimine aktif bir şekilde katılan Hava Pilot Üsteğmen Müslim Macit, hayatta her şeyini Gülen cemaatine borçludur.
Bu kişilerin yönlendirmesiyle askeri liseye ve ardından Hava Harp Okulu’na girmiş, cemaat evlerinde kitap okuyup sohbetlere katılmış, Fethullah Gülen’in vaazlarını dinlemiş, liseden üsteğmenliğine kadar toplam 13 “abi”nin gözetimi altında kalmış, maaşının yüzde 15’ini cemaate himmet olarak vermiş, kurmaylık sınavını cemaatin yardımıyla kazanmış, bu arada F-16 pilotluğuna da cemaat tarafından yönlendirilmiştir.
Ve o gün geldiğinde cemaat kendisini göreve çağırmıştır. O gün, 14 Temmuz 2016 tarihidir. Macit’in savcılık ifadesine göre, üste görevli Kurmay Binbaşı Mehmet Fatih Çavur, Müslim Macit’i, kendisi gibi üsteğmen rütbesinde olan pilotlar Adem Kırcı ve Mehmet Çetin Kaplan ile birlikte evine davet etmiştir. “Çavur’un lojmandaki evine Perşembe günü 00.00 gibi perşembeyi cumaya bağlayan gece gittik” diye anlatıyor Macit.
Macit, Binbaşı Çavur’un görüşmede ertesi günü (15 Temmuz) “Üste çok farklı bir harekat olacağını, üssün kalabalık olacağını” belirterek, “Siz bugüne kadar bunlar için yetiştirildiniz, verdiğimiz emeğin karşılığını ödeyeceksiniz. Vatan için bunu yapmamız gerekiyor” dediğini hatırlıyor.
Çavur’un “Ben sizin evlere gidip gelmenizi biliyorum...” şeklindeki sözleri de Macit’in dikkatini çekmiştir.
Üsteğmen Müslim Macit 15 Temmuz 2016 gecesi 143. Filo güvenlik kamerasında 23:09:02-23:09:24 aralığında yürürken görülüyor. Üsteğmen Müslim Macit’in Emniyet Olay Yeri İnceleme Büro’da çekilen fotoğrafı.
Macit, “Ben Çavur binbaşının bu konuşmasından bizimle ilgili daha önceden cemaat evlerine gidip geldiğimiz bilgisinin kendisine verildiğini anladım. Bizi evine çağırıp gece yarısı bu konuşmayı yapması Çavur binbaşının da cemaat üyesi olduğu kanaatini bende oluşturdu. Zira konuşmalar bir mensubiyet ve güven ilişkisini kapsıyordu. Cemaatte hiç kimse ben cemaat üyesiyim demez. Ancak ordu içinde alkol kullanmayan, sohbetlerinde cinsel içerikli konuşmalar yapmayan kişilerin bu duruşlarında cemaat mensubu olma ihtimallerini değerlendiririz” diye konuşuyor.
*
Aynı toplantıda bulunan Üsteğmen Adem Kırcı’nın da savcılık ifadesinde bu dörtlü toplantıyı büyük ölçüde benzer bir içerikle -hatta daha geniş bir şekilde- anlatması Macit’in ifadesini teyit ediyor. Kırcı, Çavur’un “Siz bana emanetsiniz, sizleri ben iyi takip ediyorum, bizim elimizde yetiştiniz” dediğini de ekliyor.
Üsteğmen Adem Kırcı, 15 Temmuz 2016 tarihinde 141. Filo güvenlik kamerasında saat 16:40:06- 16:40:53 aralığında yürürken görülüyor. Üsteğmen Adem Kırcı’nın Emniyet Olay Yeri İnceleme Büro’da çekilen fotoğrafı.
Peki toplantıya katılan üçüncü üsteğmen olan Mehmet Çetin Kaplan bu konuda ne diyor? 15 Temmuz gecesi Kurmay Yüzbaşı Ertan Koral ile birlikte uçtuğu F-16’dan saat 23.18’de Gölbaşı’ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı’na attığı lazer güdümlü GBU-10 bombasıyla yedi vatandaşı şehit eden, beş vatandaşı yaralayan Kaplan, savcılıkta susma hakkını kullanmıştır.
Binbaşı Çavur ise 14 Temmuz gecesi kendisine ait lojmanda üç üsteğmen ile bir araya geldiğini kabul ediyor, “daha önce tanıdığım ve üsten tayinleri çıkan Müslim Macit ve Adem Kırcı bana vedalaşmak için uğramak istediklerini söylediler, ben de ‘işyerimde müsait değilim, gece uçuşum var, 23:30’da işim bitiyor’ deyince, onlar da ‘gece eve çay içmeye gelelim’ dediler, ben de olur dedim” şeklinde konuşuyor. Çavur’un kendisine atfedilen diyalogları kabul etmediği anlaşılıyor.
Buna karşılık, Akıncı Üssü’nün kule kayıtları, 15 Temmuz darbe gecesi Akıncı’dan Ankara semalarına doğru saat 22.05 gibi ikili kol olarak havalanan iki F-16 uçağından birini Fatih Çavur, diğerini Adem Kırcı’nın kullandığını gösteriyor. Bu F-16’lar, o gece Akıncı’dan darbe göreviyle kalkan ilk uçaklardır. Genelkurmay’ın üzerinde uçmak görevi verilmiştir Çavur ve Kırca’ya.
Bu arada 143. Filo’nun güvenlik kamerası kayıtlarında 16 Temmuz 2016 günü saat 11.29’da elinde uzun namlulu bir silahla görülen Binbaşı Çavur, ifadesinde “darbeden sabah saatlerinde haberdar olduğunu, bunu bir uzman çavuştan duyduğunu” ileri sürüyor.
*
Macit ve Kırcı’nın ifadeleri üzerinden Çavur’un evindeki toplantıya dönelim. İlginç bir nokta, Kırcı’nın da Binbaşı Çavur ve diğer iki üsteğmenin cemaat mensubiyetini o an anlamış olmasıdır. Kırcı, ifadesinde “İki saatlik misafirlik bitiminde lojmandan çıkıp Kaplan, Macit ve ben yürürken ‘zaten senin iyi çocuk olduğunu tahmin ediyordum’ şeklinde birbirimize konuşmalarda bulunduk. Bu şekilde Kaplan ve Macit’in de benim gibi cemaat evlerinde yetiştiğini” anladım diyor.
Üsteğmen Mehmet Çetin Kaplan, 15 Temmuz 2016 gecesi 141. Filo güvenlik kamerasında saat 23:25:05-23:25:12 aralığında yürürken görülüyor. Üsteğmen Mehmet Çetin Kaplan’ın Emniyet Olay Yeri İnceleme Büro’da çekilen fotoğrafı
Macit’in darbe günü karşılaştığı bir başka sürpriz daha vardır. 15 Temmuz günü 141. Filoda saat 18.00 sularında gece harekata katılacak olan pilotlara Kurmay Yarbay Hakan Karakuş tarafından gece yapılacak harekatla ilgili bir brifing verilir. Macit, daha sonraki aşamalarda üssün komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim ve Harekat Başkanı Kurmay Albay Ahmet Özçetin’in de bu işin içinde yer aldığını görür
Şaşkınlığını şöyle anlatıyor Macit: “Hakan Karakuş ve Ahmet Özçetin’in görevde çizdikleri profile baktığımda hizmet hareketinden olduklarını hiç düşünmemiştim. Ancak olay günü hizmet hareketinden olduklarını düşündüm. Hakan Evrim’in ise çizdiği profil hizmet hareketi mensubiyetini düşündürüyordu.”
Akıncı Üssü iddianamesinde yer alan bütün bu anlatımlar, Gülen örgütünün – mensuplarının aynı karargahta bile birbirlerini tanımadıkları - gizli yapılanması ve çalışma şekli konusunda göz açıcı bir çerçeve sunuyor.