Uzay aracı Rosetta‘nın Avrupa Uzay Ajansı tarafından Çuryumov kuyruklu yıldızına indirilmesi Alman basınında tarihi bir olay olarak ele alınıyor. Amerika Birleşik Devletleri ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında, karbondioksit salınımının azaltılmasına yönelik anlaşmanın imzalanması, öne çıkan diğer konu.
Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung, Rosetta misyonunu 1960’ların Apollo misyonuna benzeterek şu yorumda bulunuyor:
"Avrupa’nın uzay araştırmacıları bayram ediyorlar. Ve bu kesinlikle onların hakkı. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’da görevli meslektaşlarının gıpta ile seyrettikleri bir şeyi, bir araştırma robotunu kuyruklu yıldıza indirmeyi başardılar. Gerek bu Rosetta misyonu gerek ise Alman Astronot Alexander Gerst’in altı aylık uzay istasyonu macerası sayesinde kamuoyunun uzay araştırmalarına olan ilgisi ülkemizde yeniden yükselişe geçti. Bu bize biraz Apollo misyonu dönemini anımsatıyor. Rosetta misyonunun başarılı olması ile birlikte, Avrupa Uzay Ajansı ESA için siyasi karar mekanizmalarından, gelecekteki projelere mali kaynak sağlamak daha kolay olacaktır."
Rosetta’nın başarılı bir şekilde inişi Neue Presse gazetesince de övgü dolu sözlerle değerlendiriliyor.
"Uzay aracı Rosetta misyonu, insanlık tarihi açısından bir mihenk taşı olabilir. Varlığımızın sırlarını aydınlatabilecek bir adım bu. Milyarlarca yıllık kuyruklu yıldızlar dünyamızın nasıl oluştuğu konusunda bizi aydınlatabilirler. Ve uzay boşluğunda, insanlığın birkaç asır sonra kaçabileceği oluşumlar olup olmadığını öğrenebiliriz. Bu uzay misyonu bizim çoğu kez dar görüşlü ve bürokratik diyerek kötülediğimiz günümüz Avrupası’na da farklı bir göz ile bakmamızı sağlıyor. Bu misyon için Avrupa’nın bilimi, Avrupa’nın tekniği, Avrupa’nın fikir gücü bir vizyon haline getirildi ve bu vizyon gerçekleştirildi. Avrupa siyaseti kendine Avrupa bilimini örnek alsa ne güzel olur."
Çin ile Amerika Birleşik Devletleri arasında imzalanan iklimi koruma antlaşmasını sayfalarına taşıyan çok sayıda gazeteden biri de Nürnberger Nachrichten. İşte gazetenin konu hakkındaki yorumu:
Sanayi ülkeleri küresel mali krizin etkisini yavaş yavaş kaybetmesi ile birlikte, ekonomik büyüme isimli yılana bir tavşan gibi bakıyorlar. Çevreye vereceği olumsuz etkilere bakılmaksızın bu yılanınj büyümesi isteniyor. Yanlış bir hamle bu. Tersi bir düşünce gerçekten kalıcı büyümeyi teşvik eder. Özellikle çevreci ürünler ve enerji tasarrufu sağlayan üretim modelleri firmaları rekabette öne çıkarıyor. Ancak gördüğümüz şu ki petrol ve benzin uzun zamandır olmadığı kadar ucuzlamış durumdalar. Otomobil sürücüleri için iyi bir durum. Çevre ve tükenen kaynaklar için kötü… Amerika Birleşik Devletleri‘nde kaya tabakalarından doğalgaz çıkarılıyor ve fosil enerjinin fiyatı orada da düşüyor. Birkaç yıllığına belki. Peki iklimi koruma konusu bu kadar bekler mi?
Stuttgarter Zeitung ise iki sanayi devi, ABD ve Çin arasında imzalanan karbondioksit salınımının azaltılmasına yönelik anlaşmayı konu alıyor yorumunda.
"Pekin’de sağlanan anlaşma şimdi yeni bir mucizeye inanmamız için bir neden sunmuyor. Gerçekten etkili bir iklim anlaşmasına giden yol zorlu görünüyor. Ve tabii ki Amerika Birleşik Devletleri ile Çin’in sera gazlarını azaltma taahhütlerinin içi oldukça boş. Dünya üzerindeki sıcaklık artışının iki derece ile sınırlandırılmasına yönelik ortaya konan küresel hedefe bu anlaşma ile hiç de yakınlaşılmış değil. Ayrıca üzerinde mutabakata varılan iklim fonlarına aktarılacak paranın bulunması başlı başına dev bir sorun. Yine de önemli aktörler ev ödevlerini yapmaya başladılar. Bu da geliştirilebilecek bir süreç."