Suriye'deki IŞİD terörü karşısında Türkiye'nin izlediği politika bugünkü Alman basınının en çok ele aldığı konular arasında. Berlin'de yayımlanan Der Tagesspiegel adlı gazete Türkiye'ye yöneltilen eleştirileri şöyle yorumluyor:
“Tek bir Avrupa ülkesi dahi kara birliklerini Kobani'ye göndermeye hazır olduğunu duyurmadı. Hiçbir Batılı ülke askerlerini IŞİD'in üzerine sürme riskini göze alamıyor. Ama Türkiye'den bu isteniyor. Türk hükümet üyeleri, Batı'nın Türk askerlerini tehlikeli IŞİD operasyonunda hayatı tehlikeye atılabilecek lejyonerler olarak gördüğünü söylemekte haklılar.”
Mainz'da yayımlanan Allgemeine Zeitung Almanya'da düzenlenen IŞİD'i protesto eylemlerine ayırdığı yorumda PKK'nın rolüne işaret ediyor:
“Bütün bu gösterilerin arkasında, Türkiye'deki sayısız saldırı ve cinayetin sorumlusu olan terör örgütü PKK var. Avrupa hükümetleri, çatışma ve yaralanmalara da sahne olan bu gösterilere müsamaha ediyor ve yasaklamıyor. PKK terörü yüzünden Türkiye'de 45 bin kişi ölmüştü. Türkiye'deki son eylemlerde ölenlerin sayısı da 40'ı buldu. Halbuki barış sürecinde ilerleme sağlanmakta ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile mahkum PKK lideri Abdullah Öcalan bu sürece öncülük etmekteydi. Kobani'nin düşmesiyle barış süreci akamete uğrayacaktır. Türkiye bu kenti kurtarmak için harekete geçmiyor. Ancak, Suriye'deki Kürt eylemcilerin topraklarında Türk tankı görmek istemediklerini de unutmayalım. Askerden arındırılmış bölgeye de yanaşmıyorlar. Onlar, Irak, Suriye, İran ve Türkiye topraklarındaki büyük Kürdistan'ın hayalini kuruyorlar. Bunu, Kürtlerin IŞİD'e karşı verdikleri mücadeleyi alçaltmak için söylemiyoruz. Ama hedefleri uluslararası koalisyonununkiyle örtüşmüyor.”
Berlin'in Tageszeitung gazetesinin Türkiye'deki Kürtlerin hükümetin eylemsizliğini protesto gösterilerini konu alan yorumu özetle şöyle:
“Türk hükümeti PKK lideri Öcalan'ı, göstericilere olaylara son verme çağrısında bulunmaya bu kez de ikna edebildi. Bu, geçen haftaydı. Ama Öcalan çağrısını tekrarlamayacak. PKK lideri hükümet olumlu adımlar atmadığı takdirde barış sürecinin sona ereceğini duyurdu. Bu sözler kanlı sokak çatışmalarının ve PKK'nın Türkiye'deki silahlı mücadelesinin yeniden başlayabileceği anlamına geliyor. Oysa Kobani önemli bir fırsattı. Şimdiye kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eline Suriye ve Türkiye Kürtlerinin şükranlığını kazanmak için hiç böylesine büyük bir fırsat geçmemişti. Sadece yardım elini uzatması yeterli olacaktı.”
Die Welt gazetesi ise İran'ın IŞİD meselesindeki rolünü yorumluyor:
“Ortadoğu'nun istikrarsızlığa sürüklenip IŞİD'in parlamasından sadece ABD'nin sorumlu olduğunu düşünmekle bölgedeki durumu doğru değerlendirmek mümkün değildir. Sünni – Şii savaşının patlak vermesinin en büyük sorumlusu İran'dır. IŞİD en büyük hasımları olan Şiilerle Tahran yönetimini Batı'nın müttefikleri durumuna düşürüp onların itibarını zedelemek için Batı'yı savaşın içine çekmeye çalışıyor. Biz IŞİD'in baş düşmanı değiliz. IŞİD bizleri sadece emellerine alet etmek istiyor. Düşmanımın düşmanı her zaman dostum olmaz. Bu nedenle bölgedeki durumun bir hamlede düzelmesi için elzem olanın sağlanması, yani İran'daki rejimin değişmesine çalışılması Batı'nın çıkarına olacaktır.”