Berlin'de yayımlanan Der Tagesspiegel Avrupa toplumunda yaşanan tartışmaların anahtarının bilgi olduğu yorumuna yer veriyor:
"Yasal düzenlemeler de polisiye önlemler de Avrupa toplumları için İslam'a entellektüel bir yaklaşımın yerini tutmayacaktır. Burada, Ortadoğu'da ve Afrika'daki teröristler İslam'ı dayanak noktası olarak gösteriyor. Ama bilnmeyeni bilinir kılacak şey eğitimdir. Eğitim aydınlanmadır... Bu aydınlanmaya Müslümanlar kadar Hristiyanların, ateistler kadar Yahudilerin de ihtiyacı var. Bazen bu aydınlık, müşterileri terörist Amedy Coulibaly'den saklayan Yahudi marketinin Müslüman çalışanı 24 yaşındaki Lassana Bathily'de olduğu gibi kalpten gelir. Ancak kalpten gelen bu bilgeliğin de akıla ulaşabilmesi için yine eğitimle desteklenmesi gerekli. Hiçbir dinin ve hiçbir yaratıcının farklı düşünenlerin ve farklı inanca sahip olanların öldürülmesini haklı çıkaramayacağını, hiçbir dinin bizimki gibi bu denli çeşitli ve farklı etnik kökenlere sahip bir toplumda tek mutlak doğru olduğunu söyleyecek konumda olmadığını kavrayabilmek için."
Frankfurter Allgemeine Zeitung ise yorumunda alınması gereken önlemlere yer veriyor:
"Şimdi özgürlüklerinden ödün vermek zorunda kalmadan vatandaşları korumak için ne yapılması gerektiğinin yeniden araştırılmasının zamanıdır. Kanlı bir "kutsal savaş"a meraklı olduğunu gösteren kişi mercek altına alınabilir... Ancak halihazırda daha önceden masaya yatırılmış önerilerin de yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Veri depolama konusunun hukuka uygun şekilde formüle edilmesi ve ağır suçla mücadelede anlamlı bir yönteme dönüşmesi mümkün…
Nürnberger Nachrichten ise Almanya'daki İslam ve yabancı karşıtı Pegida hareketinin Paris saldırısı sonrasındaki gösterisine yer veriyor. Gazete organizatörlerin katılımcılara taşıdıkları Alman bayraklarına Charlie Hebdo saldırısı kurbanları için yas kurdelesi bağlamaları çağrısını ele alıyor:
"Dresden'de terör kurbanları için yas kurdelesi taşınması çağrısı tam anlamıyla bir saygısızlık. Zira Charlie Hebdo çalışanları, birçok Pegida mensubunun doğrudan ayaklar altına alacağı fikir ve basın özgürlüğünün en radikal savunucularıydı. Çünkü ciddi medya organları dünyayı tam da olduğu haliyle ifade etmeye çalışır: Çok katmanlı, karman çorman...
Berliner Zeitung'un aynı konudaki yorumu ise şöyle:
"Almanya'da Pegida hareketi ile AfD ve NPD partilerinin geniş kesimleri ifade ve basın özgürlüğünün en saldırgan düşmanıdır. Öyle ki bilindik nasyonal sosyalist jargonla, insan onurunun satılık olmadığını hatırlatan tüm medyayı "yalancı basın" diye karalarlar. İfade ve basın özgürlüğünün sadece Fransa'da değil tüm Avrupa'da Charlie Hebdo karikatüristlerinden daha kararlı bir savunucusu olmadı."