HÜLYA KARABAĞLI - Ankara
TBMM Cezaevi Alt Komisyonu'nun 13 mahkûmun öldüğü Şanlıurfa Cezaevi raporunda, kurumda yangın alarm sisteminin olmadığı ve kamera sisteminin olmadığı anlaşıldı. Raporda, bu eksiklik cezaevinin eski bir bina olmasına bağlandı. Cezaevinde hayatlarını kaybeden mahkûmların yanarak değil, dumandan zehirlenerek öldükleri belirtilirken, petrol türevi olan yanıcı sünger yatakların da değiştirilmesi gerektiği vurgulandı
TBMM Cezaevi Alt Komisyonu, 13 mahkûmun hayatını kaybettiği Şanlıurfa Cezaevi’nde incelemelerde bulundu.
16 Haziran 2012 tarihinde C-15 koğuşunda 13 mahkûmun ölmesiyle sonuçlanan Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda TBMM Cezaevi Alt Komisyonu'nun raporu tamamlandı. Rapora, tutuklu, hükümlü ve yöneticilerin çarpıcı açıklamaları yansıdı.
Mahkûmlar gardiyanlarla yangını söndürdü
Raporda, "Petrol türevinden üretilen yatak süngerlerinin kullanımının büyük bir risk olduğu bu olayda somut bir biçimde görülmüştür" dendi. Raporda, "C-15 koğuşundaki yangın ancak etrafa duman kokusu yayılınca ortaya çıktı. Diğer koğuşlarda kalan mahkûmlar gardiyanların yangınla baş edemediğini görünce mazgallara vurarak yardım etme çağrısı yaptı. Böylelikle, mahkûmlar ve gardiyanlar yangını söndürmek ve ölümlerin artmasını önlemek için omuz omuza mücadele verdi" denildi.
600 kapasiteli cezaevinde 1057 mahkum
Cezaevi alt komisyon raporu gelecek hafta üst komisyonda ele alınacak. Yangın sonrası incelemelere alt komisyonun AKP'li başkanı Murat Yıldırım, Kerim Yıldız, Ahmet Salih Dal, Abdurrahim Akdağ, CHP'den Malik Ecder Özdemir, BDP'den Ertuğrul Kürkçü katıldı.
Alt komisyon raporuna göre, yatak süngerlerinin ateş alması sonucunda 3'ü hükümlü 10 tutuklu öldü. 600 kapasiteli cezaevinde bin 57 mahkum var. C-15 koğuşu, koğuşun bulunduğu koridorda kamera ve yangın ikaz düzenekleri yok. Koğuş incelemesiyle ilgili heyet rapora, "Kapısı açıldığında yanık kokusunun hala hissedildiği" değerlendirmesi girdi.
Mahkûmlar yanarak ölmemiş
Heyet, raporuna, havalandırma bölümünden de inceledikleri C-15 koğuşunda yatak süngerlerinin hemen kapı girişinde ateşe verildiğine dikkat çekti. Koğuşun alt ve üst kısmına dikkat çekilerek, "Hayatını kaybedenlerin cesetlerinin bir kısmının üst kattaki pencerenin büsbütün yanmamış olmasından olay anında her tarafa yayılmış çok hararetli bir ateşin bulunmadığını çıkarmasak mümkündür. Bu durum ölümlerin solunum yolu kaynaklı olduğu tezini güçlendirmektedir. C-15 koğuşu ve koğuşun bulunduğu koridorda kamera ve yangın ikazı düzeneklerinin bulunmadığı gözlenen başka bir husus olmuştur" denildi.
Yangın vantilatörden çıkmadı
Raporun sonuç bölümünde, kapasite fazlalığına dikkat çekildi. “Yangının vantilatörden çıkmadığı tespit edilmiştir” dendi. “Petrol türevinden üretilen yatak süngerlerinin kullanımının büyük bir risk olduğu bu olayda somut bir biçimde görülmüştür. Bu uygulamanın terk edilmesi tavsiye edilmelidir” önerisinde bulunuldu. Raporda, “Yangına müdahalede görevli personelin ihmali olduğu yönünde bir kanıya varılmamıştır” yorumu da eklendi.