Gündem

‘12 Eylül'de Aleviler de fişlendi'

12 Eylül davası için Genelkurmay Başkanlığınca gönderilen ‘Türkiye ’ye Yönelik İç Tehdit’ isimli rapor, darbe öncesi dönemde Alevilerin de fişlendiğini ortaya koydu

11 Temmuz 2013 13:32

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan 12 Eylül darbe davası için Genelkurmay Başkanlığı tarafından gönderilen “ Türkiye ’ye Yönelik İç Tehdit” isimli rapor, Alevilerin de fişlendiğini ortaya koydu. Radikal'den Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, raporda Aleviliğin “Türk töreleriyle Sünni prensiplerinin karışımı” olduğu savunuluyor. Ayrıca Alevilerin dış güçlerin kışkırtmalarıyla siyasal etkinlik sağlamak için devlet organlarına sızmaya çalıştıkları ileri sürülüyor.

12 Eylül darbesinden 3 ay önce hazırlanan ve Kenan Evren imzasıyla Haziran 1980 tarihinde tugay ve alay komutanlıklarına gönderilen raporda, Aleviler ve sol gruplar iç tehdit olarak değerlendiriliyor. Raporun eklerinde Lahika–H isimli tabloda, vatandaşların “Türk–Alevi”, “Türk-Sünni”, “Kürt–Sünni”, “Kürt–Alevi” şeklinde kategorilere ayrılarak, hangi ilde ne kadar Alevi ve Sünni yaşadığına dair sayılar veriliyor.

 

Mezhep haritası çıkarılmış

 

Raporun Lahika–G isimli bölümünde ise ise Doğu ve Güneydoğu ’da yaşayan vatandaşların mezheplerine göre ayrıldığı görülüyor. Raporda, Alevilerin ağırlıklı olarak Tunceli, Bingöl, Erzincan ve Malatya’da yaşadıklarına dikkat çekiliyor. Raporda, “Mezhep Ayrımcılığı” başlığı altında ise sorunun temelinin Osmanlı İmparatorluğu’na dayandığı belirtilerek şöyle deniliyor: “Sünni–Alevi çatışması olarak özellikle son yıllarda ortaya çıkan sorun bir yönüyle teokratik devlet kurma çabalarının bir sonucu, diğer yönüyle siyasal çıkar sağlamanın bir aracı olarak oluşmuştur.”

 

'Aslında onlar da Sünniler'

 

Mezhep ayrımcılığının son günlerde hortladığına dikkat çekilen raporda, “Belirli bölgelerde tahrik edilerek ülke çapında olaylara sebep olunan Alevi Bektaşilerin Türk töreleriyle Sünni prensiplerinin karışımından ibaret bir vicdani inanç içinde bulundukları birçok araştırma ile ortaya çıkmıştır. Mezhep ayrımcılığının hâlihazırda Yozgat, Tokat Amasya üçgeni ile Hatay’da hassas durumdadır. Bugünkü görünümü ile mezhep ayrımcılığı Aleviler ve Sünniler arasında çatışmadan ziyade solun Aleviler içinde, sağın Sünniler içinde güçlü olmasından ileri geldiği bildirilmektedir” deniliyor.

 

Hatay'a Karadenizliler getirildi

 

Raporda, Hatay’a ilişkin ayrı bir başlık da açılmış. Hatay’da yaşayan vatandaşların Kürt, Türk, Arap gibi etnik bir ayrıma tabi tutulup buna dair istatistiklere yer verilen raporda şu değerlendirme yapılıyor: “Kapalı bir topluluk arz eden Aleviler toplu bulundukları bölgelerde dış güçlerin kışkırtmalarıyla siyasal etkinlik sağlamak üzere devlet organlarına sızma veya bu mümkün olmadığı takdirde mahalli, resmi organları çıkarları doğrultusunda kullanılmak üzere faaliyette bulunmakta, kendilerinde olmayan memur, görevli ve vatandaşları bölge dışına itmeye gayret göstermekte, Kürtçülük faaliyeti içinde olanlarla işbirliği yapmaktadırlar.”