Gündem

12 dakikalık ihmal 30 can

Zonguldak'ta 30 madencinin can verdiği gruzi faciasıyla ilgili ikinci rapor: ölümlere 12 dakikalık ihmal neden oldu

24 Ağustos 2011 03:00



T24 - Zonguldak'ta, 17 Mayıs 2010'da meydana gelen 30 madencinin öldüğü grizu faciasıyla ilgili ikinci bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, saat 13.15'ten, patlamanın meydana geldiği 13.27'ye kadar geçen 12 dakikada ocaktaki metan gazı oranının yüzde 4'ün üzerinde seyrettiğine dikkat çekilerek, "Son 12 dakikada, patlama olasılığının çok yüksek olduğu bilindiği halde, Yapı-Tek çalışanlarına neden haber ulaştırılmadığı, neden tüm ekipmanların durdurulmadığı, neden acil kaçış planının uygulanmadığını anlamak mümkün değildir" denildi.



AA'nın haberine göre, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu'nda, galeri açma ve hazırlık işlerini yürüten taşeron firma Yapı-Tek'te çalışan 30 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan grizu faciasıyla ilgili ikinci bilirkişi raporu tamamlanarak 10 gün önce Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Geçen yıl ağustos ayında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nin (ZKÜ) hazırladığı ilk rapor doğrultusunda tutuklanan 6 kişi, bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu serbest bırakılmıştı.
 

Bilirkişinin 16 sayfalık raporu


Cumhuriyet Savcılığı, suçların kişiselleştirilmediği gerekçesiyle tatmin edici bulmadığı ZKÜ'nün raporunun ardından dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndererek ikinci bir rapor istedi. Ancak İstanbul'da çeşitli üniversitelerin ilgili bölümleriyle oluşturulan bilirkişi heyeti, rapor hazırlamaktan kaçındı. Bunun üzerine Savcılık, dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümü öğretim üyeleri Prof.Dr. Tevfik Güyagüler, Doç.Dr. Hasan Aydın Bilgin ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Süleyman Başterzi'den oluşan bilirkişi heyeti, 16 sayfadan oluşan raporunu 25 Haziran 2011 tarihinde tamamlayarak Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi.


Patlama nasıl oldu?


Raporda, galeri-1'de yapılan çalışmalar kapsamında dinamit atımı sonrası degaj (ani gaz boşalması) meydana geldiği, açığa çıkan büyük miktardaki gazın hava ile galeri-2'ye taşındığı, burada oluşan kıvılcım, sıcak yüzey gibi tutuşturucu ile temas etmesi sonucu da patlamanın meydana geldiği belirtildi.


'Kaçış planı neden uygulanmadı?'


Raporda, TTK bakım rapor defterindeki kayıtlara göre galeri-2'de saat 13.15'ten, patlamanın meydana geldiği 13.27'ye kadar geçen 12 dakikada metan gazı miktarının yüzde 4'ün üzerinde seyrettiğine dikkat çekildi. Raporda, "Son 12 dakikada, patlama olasılığının çok yüksek olduğu bilindiği halde, Uzaktan Gaz İzleme Merkezi görevlilerince nasıl bir çalışma yapıldığı, görevlilerin aşağıda çalışan Yapı-Tek çalışanlarına neden haber ulaştırmadığı, neden tüm ekipmanların durdurulmadığı, neden acil kaçış planının uygulanmadığını anlamak mümkün değildir" denildi.


Çalışma durdurulmalıydı


'Degaj' sonrası metan gazı oranının patlama seviyesi olan yüzde 5'i geçme olasılığının yüksek olduğuna dikkat çekilen raporda, "Olayda, Uzaktan Gaz İzleme Merkezi'nce ölçülen tehlikeli metan oranına rağmen, çalışmaların durdurulmadığı anlaşılmakta olup, bu durum büyük bir hatadır. Uzaktan Gaz İzleme Merkezi'nde nöbette bulunan maden mühendisi Taşkın Oruç ve maden teknikeri Özcan Güneyoğlu'nun, konunun önemini idrak edip çalışmanın durdurulmasını sağlamaları gerekirdi" denildi.


Sensör ve pervaneler hatalı yerleştirilmiş


Faciadan önce galeride yapılan dinamit atımının ardından 'degaj' meydana geldiğinin hatırlatıldığı raporda, bunu önlemek için kontrol sondajlarının yapılması gerektiği, ancak yapılmadığı belirtildi. Ocakta havalandırmada kullanılan pervanelerin hatalı yerleştirildiği, bunun sonucunda da galeri-1'de degaj sonrası açığa çıkan metanın, patlamanın olduğu galeri-2'ye taşındığı kaydedildi. Sistemdeki hava kapılarının güvenli olmadığının kaydedildiği raporda, gaz yükselmesi durumunda sesli, ışıklı ikaz veren seyyar metan dedektörlerinin bulundurulmamasının da büyük hata olduğu vurgulandı.


Ölen mühendisler de suçlandı


Faciaya neden olan hata ve eksikliklerin 17 madde halinde gerekçeleriyle anlatıldığı raporda, Yapı-Tek yöneticisi Halim Köse, Yapı-Tek Şantiye Şefi Kadir İpek, Yapı-Tek İş Güvenliği Uzmanı Ertekin Sayın, Yapı Denetim Sorumlusu Mustafa Küçük, Karadon Müessese Müdürü İsmail Güner, İş Güvenliği Şube Müdürü Murat Taşçı, Havalandırma ve Tozla Mücadele Başmühendisi Vedat Küçükbükücü, İş Güvenliği Başmühendisi Kaya Altınsoy, Uzaktan Gaz İzleme İstasyonu görevlileri Taşkın Oruç ve Özcan Güneyoğlu ile ölen mühendisler Koray Kebapçı ve Ramazan Yavuz da suçlandı.


Ölen mühendisler Kebapçı ve Yavuz, şantiye şefi Kadir İpek ve iş güvenliği uzmanı Ertekin Sayın ile birlikte sensörler ve pervanalerin hatalı yerleştirilmesinden sorumlu tutuldu. Kebapçı ayrıca, elindeki gaz ölçüm cihazıyla düzenli ölçüm yapmamak ve gaz maskesi olmadan ocağa giren işçileri denetlememekle suçlandı.


İşçiler, gaz maskesi almamış


Raporda, ölen maden işçileri için de, "Yeterli eğitimi almadıkları düşünülmekle birlikte, ocağa girerken yanlarına karbonmonoksit maskelerini almayan işçiler, yaşamlarına mal olan bu kazada ihmalkar davranmışlardır" denildi. TTK'nın 4 Ekim ve 14 Ekim 2008 ile 21 Mayıs 2009 tarihlerindeki yazılar ile Yapı-Tek'in, ocaktaki sensörlerin yerleri ve bağlantılarıyla oynanması, metan sensörlerinin sıfır ayarıyla oynanması ve işçilerin lambahanede düzensizliğe yol açıp ocağa piknik tüpü sokmak istemeleri nedeniyle uyarıldığına dikkat çekilen raporda, "Bu durum Yapı-Tek işçilerinin disiplinsiz ve eğitim konusunda önemil eksikliklerinin bulunduğuna işaret etmektedir" denildi.

Cumhuriyet Savcısı'nın rapor doğrultusunda hazırlayacağı iddianame ile sorumlular hakkında 'taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan Zonguldak 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılacağı belirtildi. Patlamayla ligili olarak halen tutuklu kimse bulunmuyor.