103 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara katliamındaki 16 firari sanık için devam eden davanın ikinci duruşmasında, IŞİD'in sınır emiri İlhami Balı'nın eşi tutuklu Hülya Balı'nın tanıklığına müdahale edildi. SEGBİS ile görüntülü olarak duruşmaya bağlanan Balı, tanıklık yapmak istemediğini söyleyerek kendi sorunlarını anlatmaya başladı. Hâkim, savcının ve avukatların itirazlarına rağmen “Tanıklık yapmak istemiyorsun” diyerek Balı'yı dinlemedi. Mahkeme davayı 21 Kasım’a erteledi.
Evrensel'in haberine göre, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Hatay ve Bursa Barosu müdahil olma taleplerini sundu. İstanbul Barosu da önceki duruşmada yaptığı katılım talebini yineledi. IŞİD'in sınır emiri olduğu belirtilen İlhami Balı'nın eşi ve Hülya Balı tanık olarak dinlenmesi için tutuklu bulunduğu Kilis Cezaevi'nde hazır bulundu. SEGBİS sistemi ile görüntülü olarak duruşmaya katılan Balı, tanıklık yapmak istemediğini söyledi. 2014 yılında eşinin tehdidiyle Suriye'ye gitmek zorunda kaldığını anlatan Balı, “6 defadır SEGBİS'e çıkıyorum. Etkin pişmanlıktan yararlanamıyorum, mağdur bırakıldım. 2 çocuğum var, tedavi olması gerekiyor. 3 defa eşim adına da tanıklık yaptım ve eşimin kod adı olduğunu da söyledim. Hiçbir şekilde etkin pişmanlıktan yararlanamıyorum. Ben kendimi hiçbir şekilde ifade edemiyorum” dedi. Balı'nın “Hakim beye bir şey söylemek istiyorum” dediği sırada hakim “tanıklık yapmak istemiyorsun” diyerek Balı'yı konuşturmak istemedi.
"Tanıklıktan çekilme hakkı sadece eşiyle ilgili olabilir"
Hakimin müdahalesi üzerine avukatlar itirazda bulundu. Yıldız İmrek tanıklıktan çekilmenin sadece eşiyle ilgili olduğunu belirterek tanıklıktan tümüyle çekilemeyeceğini vurguladı. İmrek, “Tanıklıktan çekilme hakkı sadece eşiyle ilgili olabilir. Tanık sorgusunun devam etmesi gerekiyor. Aksi halde adil yargılama ilkesinin ihlali olur” dedi. İmrek mahkemenin ve avukatların tanığa soru sormasına izin verilmesi gerektiğini söyledi.
Savcıyı da dinlemedi
Avukat Tonguç Cankurt, Hülya Balı ile ilgili kararı kabul etmediklerini belirterek, terörle mücadele ekiplerinin tuttuğu tutanakla Balı'nın ifadesi arasında farklılıklar olduğunu söyledi. Hülya Balı'nın nasıl yakalandığının tartışma konusu olduğunu ifade eden Cankurt, “İfadeler birbirleriyle hep çelişkili, bunları Balı'ya sorabilmemiz için tanıklık etmesi gerekiyordu” dedi. Avukat Murat Kemal Gündüz, Hülya Balı'nın IŞİD'le ilgili çok önemli şeyler söylediği belirterek, Balı'nın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak konuşmak istediğine dikkat çeken Gündüz, Hülya Balı ve Deniz Büyükçelebi'nin eşinin tanık olarak dinlenmesini istedi.
İstihbahrat, sanıkların bilgisini göndermiyor
Avukat İlke Işık da “Bir devlet memuru işten atılınca her yerden istihbarat raporu geliyor ama bizim dosyamıza ilişkin istihbarat raporları delil olamıyor. Yargıtay Ceza Kurulu, MİT ve istihbarat bilgilerinin paylaşılmasını istiyor ama yok! Firari sanık Ahmet Güneş eğer zamanında tahliye edilmeseydi burada olacaktı. İstihbarat, Ahmet Güneş ve arkadaşları hakkında ne yazmış ki tahliye edilmiş? İstihbarat daire başkanlığına tekrar müzekkere yazmak zorundasınız. Ellerinde intihar eylem listesi varmış. 3 yıldır neden böyle bir bilgi gelmez? Aysenur İnci'nin buraya getirilerek dinlenmesini istiyoruz. Sanıklar hakkında birçok bilgi var ama bizim dosyaya gelmiyor” dedi.
"Katliam emrini veren Nusret Yılmaz üyelikten yargılanıyor"
İlhami Balı'nın mahkemede Türkiye sorumlusu olarak gösterilmesine rağmen ortaya çıkan delillere göre aslında sınır geçişlerinden sorumlu biri olduğuna dikkat çeken Işık, Balı'yı görevlendiren, 10 Ekim katliamının emrini de veren Nusret Yılmaz'ın sadece örgüt üyeliğinden yargılanmasını eleştirdi. Daha önce tahliye edilen firari sanıkların istihbarat raporlarına rağmen serbest bırakılması konusunda artık bir şey yapılması gerektiğini söyleyen Işık, TEM'den gelen bilgilere rağmen bu sanıkların neden yakalanmadığını sordu.
"Boş sandalyelere rağmen salonu dolduracağız"
Duruşma öncesi Ankara Adliyesi önünde yapılan açıklamada konuşan 10 Ekim Der Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun “Bu duruşmadaki boş sandalyelere rağmen biz salonları doldurmaya, mücadele ederek adalet demeye devam edeceğiz. Bir katliamla ilgili yapılacak yargılama bütün failleri yargılamadıkça adil bir yargılama yapılmış sayılmaz. Bugüne kadar bulunmayan ve bulunmasına izin verilmeyen sanıklar için buradayız. Bu önceki davadan da önemli. Türkiye'nin 50 ilinden gelen insanlar olarak bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz” dedi.