Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 274 sanıklı Ergenekon davasında, "Örgüt yok, hukuka aykırı deliller var" hükmüne vararak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını hem usul, hem de esas bakımından bozdu. Yeni Yüzyıl gazetesi, Yargıtay'ın bu kararını manşetten "Tarihi hesaplaşma böyle heba olmuş" başlığıyla verdi.
Ümraniye'deki bir gecekonduda 27 el bombasının ele geçirilmesiyle başlayan Ergenekon davası temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyeti, kararını açıkladı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, 231 sayfalık gerekçeli kararın özetini okudu. Yeşil, yerel mahkemenin kararının usul ve esas yönünden bozulduğunu belirterek, bozma nedenlerini tek tek sıraladı.
Hem tanık hem de gizli tanık
Davanın bozulmasındaki en önemli nedenlerden birisi gizli tanıklardı. Mahkeme Başkanı Yeşil, "Tanık dinlenmesi taleplerinin gerekçesiz reddedilmesi, duruşmada hazır edilen tanıkların CMK'daki açık hükme rağmen dinlenmemeleri, sanık sıfatı bulunan bir kısım tanıkların aynı zamanda tanık ve gizli tanık olarak dinlenmesi, dolayısıyla 1 kuzudan 3 post çıkarılması bozma nedenlerindendir" dedi. Ergenekon davasının 60 gizli tanığı vardı. Bunlardan 44’ü için mahkemede dinleme kararı alındı ve 31’i dinlendi.
Şemdin Sakık da gizli tanıktı
Bunlardan en önemlileri ise aynı dava kapsamında sanık olan Osman Yıldırım’ın ‘Gizli Tanık 9’ olarak tanıklık yapmasıydı. Yakalandığında PKK’nın 2 Numarası ‘Parmaksız Zeki’ olarak bilinen Şemdin Sakık’ın da, ‘Deniz’ kod adıyla Ergenekon davasında tanıklık yapması tartışma yaratmıştı. Davanın bozulmasına gerekçe gösterilen diğer maddeler de aşağıda sıralanıyor.
1. Müebbetlik o kuzu Silivri’de beraat etti
Ergenekon’daki en tartışmalı karar, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet’in bombalanmasıyla suçlanan Osman Yıldırım’ın tahliye edilmesi oldu. Polislerin sorguda “Osmanım” diye hitap ettiği Yıldırım daha önce müebbet hapis aldığı suçlardan bu davada beraat etti. Cumhuriyet Gazetesi’nin 8-10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerinde bombalanması ve 17 Mayıs 2006’da gerçekleştirilen Danıştay saldırısının Osman Yıldırım ve Alparslan Aslan’ın olduğu bir ekip tarafında gerçekleştirildiği belirlendi. Saldırılarla ilgili Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yürütülen davada Osman Yıldırım, Alparslan Aslan ile birlikte müebbet hapis cezasına çaptırılmıştı. Daha sonra ifadesini değiştiren ve gizli tanık olan Yıldırım, beraat etti.
2. On binlerce sayfaya 2 saatlik savunma
Yargıtay ayrıca, “Sanıklara ve avukatlara süre sınırı konularak savunma izni verilmesi, sözlü beyana izin verilmemesi hukuksuzdur” dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin on binlerce sayfalık iddianamenin ardından sanıklara sınırlı söz hakkı verilmişti. Soruşturma aşamasında sanıkların ifadesi yasalara aykırı olarak gerekçe gösterilmeden kesintisiz, uzun süreli, geceleyin ve sağlıksız koşullarda alındı. Bu da bozma nedeniydi. Sanıkların suçlama, esas hakkındaki mütalaa ve tutuklamaya karşı itirazlarla ilgili talepleri de yasada olmayacak şekilde 1-2 saat gibi sürelerle sınırlandırılması da bozma nedenlerinden olduğunun altı çizildi.
3. Dijital veri teslimi yapılmadı
Bir başka gerekçe de “Dijital verilerin imajlarının arama mahallinde alınmaması bir kopyası sanığa verilmemesi hukuksuzluktur” maddesiydi. Davaya konu olan ve çok büyük tartışmalar yaratan 51 No'lu DVD'nin delil niteliği kafaları karıştırdı. DVD'nin bulunma görüntülerini inceleyen savcılık, DVD'nin odaya arama yapan polisler tarafından konulmuş olması ihtimali üzerinde duruldu. Davaya konu olan bazı dijital CD’lerde delil olarak sunulan bilgilerin CD’lere el konulduğu tarihten sonra oluşturulduğu da ortaya çıkmıştı. Sanıkların bilgisayarlarından alınan bilgilerin kopyası da kendilerine ve avukatlarına teslim edilmedi.
4. Danıştay ve Ergenekon birleşmemeliydi
Yargıtay kararı bozma gerekçelerinden birisi olarak, “Danıştay Saldırısı davası, Ergenekon Davası ile birleştirilmemeliydi” dedi. Avukat Alparslan Arslan’ın, Danıştay üyelerinden Yücel Özbilgin’i öldürdüğü olayla ilgili Osman Yıldırım’ın verdiği ifade davaların birleşmesine neden oldu.
Yıldırım, Danıştay saldırısını ve Cumhuriyet Gazetesinin bombalanma olaylarını 'Ergenekon terör örgütünün' talimatları doğrultusunda yaptıklarını söyledi. Katliamdan iki yıl sonra, bombaları Süleyman Esen’den değil Veli Küçük ve Muzaffer Tekin’in de katıldığı bir toplantıda aldığını söyledi. 2008 yılında Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, Osman Yıldırım’ın tanık olarak ifadesini aldı. Yargıtay’ın bozma kararının ardından dava Ergenekon davası ile birleştirildi. Yıldırım ise daha önce tanıklık yaptığı Ergenekon davasında sanık oldu. Ardından, davada ifade veren ‘Gizli tanık 9’un da Osman Yıldırım olduğu anlaşıldı. Yargıtay bozma kararında, “Danıştay eylemi vahim eylemdir. Osman Yıldırım, Danıştay Saldırısı'ndan ceza almalıydı” dedi.
5. Askeri bölgede arama böyle olmaz
Yargıtay’ın bozma gerekçeleri arasında “Askeri mahallerde usülsüz arama yapılmıştır” maddesi de vardı. Ergenekon davasının ardından başlatılan ve yine aynı davayla birleştirilmesi hedeflenen Balyoz Davası kapsamında 6 Aralık 2010’da Gölcük Donanma Komutanlığı’nda arama yapılmıştı. Genelkurmay’ın kozmik odasında yapılan arama da benzer bir şekilde gerçekleşti. Bu aramalara gerekçe gösterilen durum ise, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan isimsiz ihbarla harekete geçilmesiydi. Gölcük Donanma Komutanlığı’nda gerçekleşen arama da buna bir örnekti.
6. Örgüt de yok lideri de yok
Yargıtay bozma kararında, “Ergenekon Örgütünün kabulü mümkün değildir. Ergenekon isimli terör örgütü yoktur. Ergenekon örgütünün ne zaman nerde kim tarafından kurulduğu nasıl üye olunduğu ispatlanamamıştır” da dendi. Ergenekon operasyonlarının başlamasının ardından örgüt şeması oluşturabilmek için örgüt lideri arandı ancak bir türlü bulunamadı. Bazı gazeteler, İlker Başbuğ’u 1 numara olarak göstermeye çalışırken bazıları da dava sonrası yurtdışına çıkan Bedrettin Dalan’ı bir numara göstermeye çalıştı.
7. Yüce Divan’da yargılanmalıydı
Mahkeme bozma gerekçeleri arasında Emekli Orgeneral Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması gerektiği yönündeki itirazını da haklı gördüklerini açıkladı. Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un dava sürecindeki rahatsızlığı nedeniyle yargılamaya durma kararı verilmesi gerekirken, bunun yapılmaması da bozma nedeni sayıldı. “Devlet sırrı olduğu söylenen delili polis ve savcı inceleyemez. Avukat büro ve evlerinde usulsüz arama yapılmıştır. Avukat ve müvekkili arasında gizli olması gereken görüşmeler hukuksuzca dinlenmiştir. Resmi kurumlar, Genelkurmay Başkanlığı, emniyet, ‘Ergenekon yok’ dediği halde bu hususların dikkate alınmaması hukuksuzluktur. Silivri’de kamu düzenini ilgilendiren hatalar yapılmıştır” maddeleri de Yargıtay’ın bozma gerekçeleri arasındaydı.
Yargıtay'ın bozduğu Ergenekon davası kararında kim, ne kadar ceza almıştı?
Yargıtay Ergenekon davasının hükmünü bozdu, şimdi ne olacak?
Üç yıl önce-üç yıl sonra: Yargıtay gazetelerin Ergenekon başlıklarını da esastan bozdu!
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Gün gelecek 'ben bu davanın savcısıyım' diyen zat da yargılanacaktır!
Haberin tamamını okumak için tıklayınız