Borsa İstanbul geçen hafta en fazla düşen 4. piyasası olurken, şirketlerin değeri 30 milyar TL azaldı. Reel sektör 17.2 milyar zarar etti.
Suruç'taki patlamanın ardından artan saldırılar ve Kuzey Irak ile DAEŞ kamplarına yapılan bombardımanların jeopolitik riskleri zirveye taşıdığı bayram sonrası ilk işlem haftasında, piyasalar adeta kan kustu. ABD Merkez Bankası'nın faiz artırımı yapacağına yönelik güçlenen sinyaller ve erken seçim riskinin de eklenmesi ile birlikte borsa, 1.5 ayın dibine indi. Faiz tekrar çift haneye çıkarken, dolar 5 haftanın zirvesine yükseldi.
Gerek ekonomik gerekse siyasi olarak yükselen tansiyon, en yıkıcı tahribatı borsada yaptı. Borsa İstanbul'da BIST-100 Endeksi geçen hafta yüzde 4.9 düşerek 78 bin 712 puanla 1.5 ayın en düşük kapanışını gerçekleştirdi. Borsa İstanbul, haftalık bazda dünyanın en fazla değer kaybeden dördüncü piyasası oldu. Bu listede ilk sırada, petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle yüzde 11.9 düşen Rusya Borsası yer aldı. Borsadaki düşüşün etkisiyle, işlem gören şirketlerin piyasa değeri bir haftada 30 milyar lira azalarak 575 milyar liraya indi. Borsanın lokomotif hisselerinin işlem gördüğü BIST-30 Endeksi'nde değer kazanan hisse olmazken, BIST-100'de ise sadece 7 hisse prim yaptı. Borsa genelinde işlem gören 438 hisseden sadece 63'ü yükseldi.
Euro yüzde 4 yükseldi
Risk algısının artması Merkez Bankası'nın attığı iki adıma rağmen, döviz piyasasında da kendini gösterdi. Dolar haftalık bazda yüzde 3.7 yükselerek 2.75 TL'yi geçerek 5 haftanın zirvesine ulaşırken, euro da yüzde 4 prim yaparak 3 liranın üzerine çıktı.
Hükümetin kurulması durumunda piyasaların rahatlayacağını belirten uzmanlar, jeopolitik risklerin takip edileceği görüşünde. Tansiyonun mevcut halinde kalması durumunda satış baskısının azalacağı belirtilirken, çatışmaların yoğunlaşması ise piyasaları olumsuz etkileyecek.
Reel sektör kaybetti
Dövizdeki artışın en büyük faturası ise nisan sonu itibarıyla 175.7 milyar dolarlık döviz açık pozisyonu taşıyan reel sektöre çıktı. Reel sektör şirketlerinin bir haftalık kur farkı zararı 17.2 milyar lira oldu. Türkiye'de reel sektörün 278.5 milyar dolarlık döviz yükümlülüğü bulunuyor. Reel sektörün kısa vadeli döviz açık pozisyonu ise 5.7 milyar doların üstünde. Piyasalardaki tedirginlik faiz cephesine de yansıdı. İki yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 10.05 ile yaklaşık 1.5 ay sonra tekrar çift haneye ulaştı.