Gündem

09.01.2015 - Alman basınından özetler

Paris'teki terör saldırısı Alman basınında geniş yankı buldu.

08 Ocak 2015 21:52


Heilbronner Stimme adlı gazete Paris'teki kanlı terör saldırısını konu alan yorumunda ‘kalemin kılıçtan her zaman keskin olduğu' temasını işliyor:

“Paris'te kaybettiğimiz meslektaşlarımızdan bizlere kalan miras, ‘bağımsız gazetecinin bir milim dahi geri adım atamayacağı' olmalıdır. Ne yazı işlerindeki güvenlik önlemlerine, ne de oto sansüre ihtiyacımız var. Hadiseleri farklı yorumlama ya da karikatürize etme özgürlüğü, devletin dördüncü kuvveti sayılan gazeteciliğin sahip olabileceği en yüksek değerdir. Fanatik dincilerle lobicilerin hür basın üzerinde nüfuz kurmasına meydan verilmemelidir.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi de saldırıya şu satırlarla değiniyor:

“Teröristler, ‘Allah büyüktür, Peygamberin öcünü aldık!' diye bağırıyorlardı. Bu çığlıklar, büyük bir semavi dinin caniler tarafından suiistimalinin kanıtıdır. Biraz düşünmek yeter. Ama korkunun hüküm sürdüğü yerde beyin devreden çıkar ve korku daha da artar. Uzmanlar kolektif psikoz tehlikesinden söz ediyor. Fransa'daki İslam fobisinin daha da artacağı kesindir. Bunun, altı milyonla en kalabalık Müslüman nüfusu barındıran Avrupa ülkesi için ne anlama geldiğini tahmin etmek zor olmasa gerek.”

Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung gazetesi İslam dininin yenilenmeye ihtiyacı olduğunu yazıyor:

“Allahsız terör, İslami Reformasyonu tetikleyici olabilir mi? Sanki öyle gibi. Daha bundan birkaç hafta önce Müslümanlar Irak ve Suriye'deki IŞİD barbarlığını kınamışlardı. Cuma namazında da Almanya'daki camilerde Paris katliamı telin edilip basın özgürlüğü savunulması gereken değer ilan edilecek. İslam dünyası kaynıyor. Belki de İslam dinini yanlış dogma ve sahte dindarlıktan kurtaracak bir rehbere ihtiyacı var. İslam denince akla, küresel hilafet peşinde koşan fanatiklerle, Sünni'lerle Şiiler arasındaki kardeş kavgası ve İslam'ın modern çağa uygun olup olmadığı tartışması geliyor.”

Aachener Zeitung dinci terörün ferdi hürriyetleri ortadan kaldırmayı amaçladığı görüşünde:

“Medya ile ilgilenmeyen, onu beğenmeyen ve hatta medyadan tiksinti duyanları bile bir düşüncedir aldı. Basın hürriyetinin demokrasinin vazgeçilmez şartlarından biri olduğunu hatırlamaya ve sezmeye başladılar. Terörün demokrasiyi terbiyesiz ve saygısız bir dergiden çok daha fazla tehdit ettiğini anladılar. Söz konusu olan özgürlüklerdir. Fikir özgürlüğü, farklı görüşte olanın özgürlüğü, sanat ve bilimin özgürlüğü, genel, doğrudan, hür, eşit ve gizli seçme özgürlüğü, inanma ve inanmama özgürlüğü. Kısacası, kişiye göre değişen hayatını yaşama özgürlüğü.”