Gündem

08.09.2014 - Alman basınından özetler

İskoçya’da 18 Eylül’de yapılacak bağımsızlık referandumu ve Ukrayna krizi öne çıkan yorum konuları.

08 Eylül 2014 13:51


Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung, İskoçya'da ayrılıkçı hareketin güçlenmesinde Margaret Thatcher yönetiminin sorumlu olduğuna dikkat çekiyor, yorumunda:

“Şu anda Avrupa'nın sınırlarını sadece Vladimir Putin değiştirmiyor, Margaret Thatcher da ölümünden sonra buna vakıf olabilir. İskoçya'nın bağımsızlığını savunanların anketlerde ilk kez öne geçmesi Birleşik Krallık'ta şok dalgaları yarattı. Bu dalgalar kıta Avrupası'na da ulaşacak. İskoçya'nın ayrılması Londra'nın bir iç siyasi sorunu olarak başlayıp bir Avrupa sorununa dönüşecek. Ve bu sorunu Demir Lady'ye borçluyuz. Onun Muhafazakar Partisi, İskoçya'da bir seçim bölgesini bile belli bir süre boyunca alamasa da bu durum onu Kelt kuzey bölgesinde eşi benzeri görülmemiş bir sanayisizleştirme hamlesine gitmekten alıkoymadı. İstihdam alanlarının tırpanlanması, kökleri çok daha eskide olan İskoç kimliğini harekete geçirdi.”

Magdeburg'da yayımlanan Volksstimme gazetesinin aynı konudaki yorumu ise şöyle:

“Big Ben saat kulesinin çanları gece gündüz çalıyor olmalı: Büyük Britanya 300 yıldır hiç bugünkü kadar tehdit altında olmamıştı. İskoçlar, adalar üzerindeki birliğe, içeriden hücum ediyor, krallığın küçülmesi tehlikesi gündemde. Bu, Kraliçe, Başbakan, Britanya halkı ve Avrupa Birliği için ölümcül olur. Zira tüm Euro şüpheciliğine karşın Birleşik Krallık topluluğun taşıyıcı sütunlarından biri. Brüksel, parçalanmış bir krallıkla ilişkilerini nasıl sürdürecek? İskoçya birliğin öylece 29'uncu üyesi mi olacak? Avrupa Birliği Komisyonu'nun önünde çetrefil sorular duruyor. Üstüne üstlük bunlar çok kötü bir zamanda gündeme geliyor. Komisyon daha kendini bulma aşamasında. Şef Jean-Claude Juncker görev dağılımını bu hafta açıklayacak. Avrupa Birliği Komisyonu'na ayrılıkçılıktan sorumlu bir üye öngörülmüyor ama eğer olsaydı ona epey iş çıkardı: İskoçya, Katalonya ve diğer ayrılık adayları.”

Oldenburg'da yayımlanan Nordwest Zeitung Ukrayna krizini taşıyor yorum sütunlarına:

"Ukrayna Krizi'nin bitmesi daha uzun bir süre ufukta görünmeyecek gibi. Batı'nın en büyük silahı olan NATO'nun birlikte ve kararlı bir biçimde hareket etmesi, aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Putin ile uzlaşmanın önünde en büyük engel. Putin, ittifakı ve bunun doğuya doğru genişlemesini Rusya ve partnerleri için dolaysız bir tehdit olarak algılıyor. Bununla birlikte Putin, Rusya'nın Doğu Ukrayna'ya çok daha kararlı bir biçimde müdahale etmesini bekleyen ayrılıkçıların öfkesini de hissediyor. Putin'in şişeden çıkardığı cin, uzun süredir kontrolden çıkmış durumda.”

Potsdam merkezli Märkische Allgemeine gazetesi ise şu yorumu yapıyor:

“Vladimir Putin bilek gücüyle götürdüğü güç politikasında kendini ispatlanmış hissediyor. Uluslararası uzlaşmalara karşın askerleri yıllardır Transdinyester ve sadık davranmayan Gürcü bölgelerinde bulunuyor. Ukrayna'da da aynı tehdit beliriyor. Rus sınırında kalıcı bir güvensizlik ülkenin kalkınmasını çarpıcı bir biçimde frenleyebilir. Toplumsal istikrara büyük değer veren ciddi şirketleri buna kazanmak zor.”