Yunanistan’daki referandumda seçmenin kreditörlerin şartlarına kırmızı kart göstermesinden sonra Atina yönetiminin atacağı adımlar merakla bekleniyor. Alacaklıları ‘teröristlikle’ suçlayan Varufakis’in maliye bakanlığından istifa etmesinin Tsipras hükümetinin Brüksel’deki ortaklarıyla yeniden masaya oturmasını kolaylaştıracağı belirtiliyor. Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi Varufakis’in referandumda istediği sonucu almasına rağmen görevden ayrılmasına şu satırları ayırmış:
“Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis’in istifa etmesi Syriza hükümetinin kurumlarla aralarındaki anlaşmazlığı daha da azdırmak niyetinde olmadığını gösteriyor. Tsipras referandumdaki büyük başarıdan cesaret alıp üstünlük sevdasına kapılmak yerine en sivri propagandacısını sahneden indirmekle akıllılık ve gerçekçilik örneği verdi. Varufakis hükümetin en parlak üyesiydi ve yeni hükümetin kurumlarla Yunanistan arasındaki ilişkilere yeni bir yön verme arzusunu sembolize etmekteydi. Bu mesajı herkes anladığı için provokatör Varufakis’in ön safta yer almasına gerek kalmadı. Ama eski bakanın bundan böyle hiç ses çıkarmayacağı da sanılmasın.”
Heide kentinde yayımlanan Dithmarsche Landeszeitung, iktisatçı Varufakis’in maliyeci olarak kendisinden beklenenleri veremediği görüşünde:
“Oyun teorisi profesörü bakanlar kurulu toplantılarına pantolon dışında sarkan yakası açık gömleği ve motosikletiyle gitmeyi adet edinmişti. Finans asisi gösterişi seviyordu. Beş ayı bile bulmayan görev süresinde kendini gösterme sanatının ustası olmuştu. Yunanistan maliye bakanı olarak ise içler acısı bir miras bıraktı. Göz boyama ustası hafta başında havlu attı. Bunu yapmakla belki de Yunanistan’a geride bıraktığımız beş ayın toplamından daha büyük bir hizmet vermiş oldu.”
‘Straubinger Tagblatt’ adlı gazete Yunanistan’ın kurtarılabilmesi için kreditörler gibi Atina hükümetinin de inadından vazgeçmesinin şart olduğunu yazıyor:
“Taraflar sözlerini yumuşatıp asıl konuya odaklanmalıdırlar. Aksi takdirde anlaşma sağlayıp Yunanistan’ı kurtarmak mümkün olmayacaktır. Doğrusunu söylemek gerekirse, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden ayrılması en az yeni bir yardım programı kadar pahalıya gelir. Bundan da ne Yunanistan’a, ne de para birliği yarar sağlar. Normali, Yunanistan’ın borçları yeniden yapılandırılması ve ‘yardım programı’ etiketi kullanılmadan yardımların başlatılması olur.”
Süddeutsche Zeitung’un yorumunda Yunanistan krizinin sadece para yardımlarıyla atlatılamayacağına dikkat çekiliyor:
“Şimdiye kadar hiçbir hükümet gözlerindeki ideolojik kamaşmışlıkla Avrupa’nın kural ve çoğunluk anlayışını reddetmemişti. Şimdi bu trajedinin acısını emekli, fakir ve hastalar çekiyor. Yunanistan çok kötü duruma düşecek. Avrupa Birliği para anlaşmazlığının ötesinde Yunanistan’a yardım etme gücünü kendinde bulmalıdır. Yunanistan’a AB üyeliği garantisi tanıyıp yapısal kalkınma yardımı yapmalıdır. Ama bu yetmeyecektir. Gerekli olan, Yunan devletini kayırmacılıktan arındırıp, modern ekonomik ve siyasi yapıya kavuşturacak kapsamlı bir reform programıdır. Acı gerçeği söylemek gerekirse, bu program çoktan hazırlanmıştı. Ama Yunanların çoğunluğu bu programı reddetti.”