Gündem

07.02.2014 - Alman basınından özetler

Bugünkü Alman gazetelerinin ağırlık verdiği konu Türkiye'de TBMM'den geçen internete kısıtlamalar getiren yasa.

07 Şubat 2014 13:40


Neue Osnabrücker Zeitung yasa bağlamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı sert bir dille eleştiriyor:

"Türkiye Başbakanı'nın Berlin ziyaretinin dönüm noktası olduğuna inananlar, yanıldı. Ankara'ya döner dönmez internet sayfalarının mahkeme kararı olmaksızın kapatılmasını öngören bir yasayı meclisten geçirdi. Bunun için söylenebilecek tek sözcük var: Sansür. Hırslı Erdoğan rakiplerini böyle susturmayı umuyor. Aynı zamanda halkın özgür ve kapsamlı biçimde bilgi almasını da engelliyor. Neyse ki Erdoğan, Türkiye demek değil, neyse ki yakında seçimler var. Bu seçimler halkın ne istediğini açıklığa kavuşturacak: Erdoğan'ın sultan olduğu bir Türkiye mi yoksa özgür bir demokrasi mi?"

Weser Kurier internet yasası ile ilgili yorumunda şu görüşleri savunuyor:

"Türkiye Başbakanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmak istediği bir yılın başında. Her şey bu amaca yönelik tabi. 59 yaşındaki politikacı Cumhurbaşkanlığı Köşkü yolunda işte bu nedenle sözde hükümet düşmanı komplocuların üzerine sert biçimde gidiyor: Binlerce polisin zorunlu görev değişikliği, Erdoğan hükümetine yönelik yolsuzluk suçlamalarının üzerine giden savcı ve hâkimlerin görev değişikliği ya da şimdi Meclis'ten geçen internet yasası... Erdoğan bunları yaparak, AB ile birçok köprüyü atmış oluyor. Birçok uzman yasanın en geç Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde durdurulacağı konusunda hem fikir. Ancak Erdoğan için Avrupa'nın direktifleri şu sıralar onun siyasi hedeflerinden daha az önem taşıyor. Erdoğan'ın geçen yıllardaki Avrupa politikası da Brüksel'le ilişkilerin donduğu gerilemelerle dolu. Ancak sonuçta her iki taraf görüşmeleri sürdürme konusunda fikir birliği sağladı. Büyük olasılıkla şimdi internet yasası konusunda da böyle olacak. Ancak Türkiye ve AB'nin ilişkileri bu krizden zarar almadan kurtulamayacak. Erdoğan otoriter bir ruhun şekillendirdiği yasa ile Brüksel'de geride kalan kredisinin güvenilirliğini de tüketmiş oluyor. Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından bu zararı tamir etse bile geriye güvensizlik kalıntıları kalacak. Erdoğan ülkesine iyilik yapmıyor."

Schwäbische Zeitung da aynı konuyla yorumunda, internet yasasının Türkiye'yi gerilemeye götürdüğü görüşünü savunuyor:

"İnternet Başbakan Erdoğan için seçimlerdeki en büyük tehdit. O ve partisi Adalet ve Kalkınma Partisi için izledikleri siyasetin seçimlerde dalgalandığı dönemler geride kalmış görünüyor. Yeni yasa gençliği koruma bahanesiyle bütün Türk medyasının tamamen aynı olmasını öngörüyor. Yanlış yaptığı konusunda hiçbir şüphesi olmayan, kendinden emin Erdoğan böyle yaparak, her otoriter devlet adamı gibi davranmış oluyor: İnternette kendisini eleştirenleri, muhalifleri susturmak istiyor, hoşa gitmeyen seslere kamuoyunda bir platform sunulmamasını sağlıyor. Türkiye bu adımla hiç kuşkusuz otoriter bir devlet olma yolunda. Bu karar AB üyeliğinde bir geri adım ve Brüksel tarafından cezalandırılmak zorunda."

Straubinger Tagblatt ise Türkiye ile ilgili yorumunda, ülkenin AB üyelik sürecini irdeliyor:

"Erdoğan'ın Türkiyesi AB ile müzakere sürecinde yeni bir fasıl açmalı mı? Berlin ve Brüksel geleceklerini Avrupa'da gören Türklere aksi takdirde zarar verebileceğinden korkuyor. Ancak tam tersi doğru: AB, hayatını Cumhurbaşkanlığı ile taçlandırmak isteyen Erdoğan'a şimdiye dek olduğundan daha somut bir biçimde Türkiye'nin ancak Brüksel Kulübü'nün tüzüklerine uyması halinde AB'de bir yere sahip olacağını açıklamak zorunda."