Gündem

05.09.2014 - Alman basınından özetler

Alman gazetelerinde Ukrayna krizi ve NATO Zirvesi'ne ilişkin değerlendirmeler dikkat çekiyor.

05 Eylül 2014 01:20


Galler’in Newport kentinde başlayan NATO devlet ve hükümet başkanları zirvesine Ukrayna krizi damgasını vurdu. Westdeutsche Zeitung, Ukrayna krizi çerçevesinde Batı – Rusya ilişkilerini mercek altına alıyor:

“NATO ülkelerinin, Rusya’nın orta vadede Batı ile yakınlaşması ve Batı değerlerini kabul etmesine yönelik beklentileri, uzun zamandır kabul etmek istemedikleri bir aldatmacadan ibaret. Çeçenistan savaşından, Gürcistan savaşından ve Putin’in gücünü pekiştirmesinden sonra da kabul etmek istemediler. Bu nedenle ittifak şimdi sadece zararı sınırlandırmaya çalışıyor. Bunun somut anlamı ise şu: Şu anda söz konusu olan Ukrayna'nın kendisi değil, asıl mesele; üye ülkelerin dış sınırlarının dibinde daha güçlü bir Kremlin şefinin olmaması.“

Westfälische Nachrichten gazetesi de Rusya nedeniyle Avrupa'nın korku içinde olduğu değerlendirmesini yapıyor:

“Ukrayna krizi, Batı’yı Rusya ile ilişkilerinde zorlu bir sınavdan geçiriyor. Tüm barış planlarına ve zirvelere rağmen şu anda patlamaya hazır karmaşık bir durum oluşmakta. Barış seven Avrupa bu nedenle derin bir korku içinde. Huzursuzluk hâkim. NATO’nun acilen yeni bir stratejiye ihtiyacı var. ‘Caydırma‘ kelimesi birdenbire yeniden büyük harflerle yazılmaya başlandı.“

Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun planlanan barış görüşmelerinde dikkatli olması gerektiğine dikkat çekiyor:

“Petro Poroşenko’nun yolundan dönmesi kellesine mal olabilir. Rusya’nın savaşı, Kiev’de her şey pahasına ülkeyi savunmaya hazır ulusal güçlerin elini güçlendirdi. Düzenli ordu birlikleri ile savaşan yüzlerce gönüllü birlik kendini ihanete uğramış hissediyor. Ekim ayında seçimlerin gerçekleşmesi halinde, Moskova sonunda aylardır korkulan sonuca ulaşabilir: Rusya’ya karşı yeniden silahlanan bir NATO ve Kiev’de ulusalcıların ağırlıkta olduğu bir hükümet.“

Die Welt gazetesinde yer alan yorum ise Almanların Rusya korkusuna işaret ediyor:

“Duvarın yıkılmasından ve Sovyetler Birliği’nin barışçıl şekilde dağılmasından 25 yıl sonra Almanlar yine korkmaya başladı. Kriz ve cepheleşmeden kaynaklanan böyle bir korku şimdiye kadar hayal bile edilmiyordu. Ancak 10 Alman’dan 8’i Rusya’nın Ukrayna anlaşmazlığındaki davranışlarını tehditkâr buluyor. Putin’e, Batı’ya karşı sadece askeri ve ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki, etik ya da değerler topluluğu olarak medenileşmeye meydan okuduğu için şükran duyulmamalı. Bu frenlenemeyen despot saldırganlık karşısında kendimizi aptal ve zayıf olarak görmeye son vermeliyiz…“