Gündem

04.05.2015 - Alman basınından özetler

Alman gazetelerinde Yunanistan krizi, mülteci akını ve istihbarat skandalını konu alan yorumlar dikkat çekiyor.

04 Mayıs 2015 13:39


Frankfurter Allgemeine Zeitung, ‘Hayallerin sonu' başlığıyla yer verdiği yorumda, Yunanistan'ın yolun sonuna geldiğini ve Euro Bölgesi disiplinliyle devlet iflası arasında tercih yapmak zorunda olduğunu yazıyor:

“Yunanistan açısından sadece çakılışın ne kadar sert olacağı merak konusu olabilir. Başbakan Aleksis Tsipras üç ay boyunca sıkı tasarruf politikasının sonuna gelindiği ve krizin kararnamelerle sona erdirilebileceği havasını yaymaya çalıştı. Taze para bulabilmek için çalmadığı kapı kalmadı ama Washington'dan, Moskova'dan ve Pekin'den eli boş döndü. Sonunda ancak Avrupa Birliği'ndeki ortaklarından yardım gelebileceğini idrak etti ve iktidarının ilk günlerinde yaktığı köprüleri tamir etmeye ve ortaklarının taleplerini ciddiye almaya başladı. Syriza seçilinceye kadar büyüme kaydeden Yunan ekonomisi tamamen durma noktasına geldi. Tasarruf uygulamaları ağır gelmiş ama işe yaramıştı. Artık karar verme zamanı geldi. Yunanistan, Euro artı tasarruf ile devlet iflası artı Drahmi arasında tercih yapacak.”

Aynı gazetenin Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis'e ayırdığı uzun köşe yazısında karizmatik görünümlü ekonomi profesörünün yardımlarına muhtaç olduğu ortaklarını kibri ve siyaset tecrübesi olmaması yüzünden kendine düşman ettiğini yazıyor. Die Welt gazetesi ise zenginlerden sonra orta halli Yunanların da paralarını nasıl yurtdışına kaçırdıklarına ışık tutuyor:

“Avrupa Merkez Bankası'nın hesaplarına göre Yunan vatandaşlarının Alman bankalarına yatırdıkları miktar üç milyar euroyu aşıyor. Euro Bölgesi ödeme sistemi Target rakamlarına göre Almanya bütün ortaklarından alacaklı. Yunan merkez bankasının bu sistem bünyesinde biriktirdiği borç giderek kabarıyor. Hekim ve avukat gibi kara parası olanlar doğrudan İsviçre bankalarına havale yapıp maliye bakanlığıyla başlarını derde sokmamak için yabancı yatırım fonlarına yöneliyorlar. Bu gibi sermaye hareketleri Yunan merkez bankası hesaplarına yansımıyor. Böylece nakit varlıklar dolambaçlı yollardan Yunanistan'ı terk ediyor.”

Trierischer Volksfreund gazetesi, Avrupa yönündeki mülteci akınını konu alan yorumunda mültecilere yeterince insani davranılmamasını eleştiriyor:

“Şu günlerde herkes mültecilere insan gibi davranılmasından söz ediyor. Dikkatlerin ağırlık merkezi Akdeniz'e kaydırılıyor. Aynı zamanda da denizde boğulan kadın, erkek ve çocuklarla Avrupa ülkelerinin kurtarma çalışmaları için vardıkları yüz kızartıcı uzlaşmaya. Afrika'dan kaçıp sağ kalabilenler üç, dört hafta sonra topraklarımıza da ulaşıyorlar. Bu insanlarla göz göze gelince ve travma geçiren çocukların yabancı görünce nasıl feryat ettiklerine tanık olunca akla ister istemez, ülkemizde mültecilere ne kadar insani yakınlık gösterildiği sorusu geliyor. Tıbbi bakımlarına bir göz atmak, gerçek hoşgeldin kültüründen, en az Libya'dan açılan bir şişme botun İtalya kıyılarındaki güvenli sulardan olduğu kadar uzak kaldığımızı anlamaya yetiyor.”

Flensburger Tageblatt gazetesinin yorum konusu ise Alman dış istihbaratının Amerikan haber alma teşkilatıyla işbirliği yaptığından hükümetin yıllardır haberdar olduğunun ortaya çıkmasıyla patlak veren skandal:

“Alman makamlarıyla Amerikan casusları arasındaki işbirliği en ayrıntılı şekliyle anlatılmalıdır. Hükümetin omuz silkercesine bunun istihbarat çalışmalarının kaçınılmaz bedeli olarak kabul edip defteri kapatması bu cumhuriyete yakışmaz. Almanya bugünkü demokratik düzeyine gelene kadar çok badireler atlattı. Demokrasinin içerden, devletin faaliyetleriyle tehdit altına girmesi kabul edilemez.”