Gündem

02.04.2014 - Alman basınından özetler

NATO dışişleri bakanları toplantısında Rusya ile askeri ve sivil işbirliğinin askıya alınması kararı aldı. Alman basınında ağırlıklı olarak NATO’nun tutumu ve Ukrayna krizine ilişkin yorumlar göze çarpıyor.

02 Nisan 2014 01:30


Nürnberger Nachrichten gazetesinde NATO'nun Rusya'ya yönelik tepkisi ele alınıyor:

“Ukrayna ve Kırım krizi ne kadar derinleşmiş olsa da birkaç gün öncesine kadar herkes şundan emindi: Soğuk Savaş'a dönüş mümkün değil. Son gelişmeler bundan kuşku duyulmasına yol açıyor. NATO'nun Rusya ile askeri ilişkileri askıya almasının belli bir mantığı var. Fakat yine de bir müzakere kanalı bu şekilde tıkanmış oluyor. Ermenistan, Azerbaycan ve Moldova ile yalnızca siyasi değil, askeri olarak da işbirliği yapılması planları ise bomba etkisine sahip.”

Magdeburg'da yayımlanan Volkstimme'de NATO ile ilgili bir yoruma yer veriyor;

“Doğu Avrupalı NATO ülkeleri, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimden dolayı diken üstünde. İttifak olanlara tepki gösterdi ve bir koruma kalkanı oluşturmayı başardı. Baltık bölgesinde hava sahasının Alman savaş uçakları ile denetlenmesi planlanıyor. Polonya ve Romanya da askeri birliklerine takviye talep ediyor. Fakat bölgede öncelikle radarla keşif faaliyetlerinin yürütülmesi amaçlanıyor. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Ramussen, karadan bir harekât istemiyor. İttifak, aleni savunma sinyallerine karşın, denge çabasını koruyor. Her ne olursa olsun, Kırım krizi NATO'nun kendisine gelmesini sağladı. Baltık ülkeleri, neden İttifak'a dâhil olduklarını şimdi daha iyi anladı. Ukrayna için üyelik perspektifi mevcut olmayacak. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier bunu makul bir şekilde dile getirdi. Ukrayna'nın önce kendisini toplaması gerekiyor, olası bir NATO üyeliği Rusya tarafından ‘provokasyon' olarak algılanabilir.”

Frankfurt'ta yayımlanan Märkische Oderzeitung Polonya'nın NATO'dan asker talebini ele alıyor:

“Polonya Dışişleri Bakanı NATO'nun ülkesinde asker konuşlandırması talebinde bulundu. Polonya'dan bakıldığında bu tutum gayet anlaşılır. Çünkü ülke, tarihi boyunca defalarca Rusya tarafından susturuldu veya hâkimiyet altına alındı. Ayrıca Batı'nın Kırım'ın Rusya'ya ilhakını öyle ya da böyle kabullenmiş olması da şaşkınlıkla karşılanıyor. Gorbaçov'un 1990'da verdiği NATO'yu doğuya doğru genişletmeme sözünün tutulup tutulmadığı tartışması Polonya'da pek de iyi karşılanmıyor. Neticede ülke kendi özgür iradesiyle İttifak'a katılma kararı aldı. Donald Tusk yönetimindeki hükümet, Rusya ile iyi ilişkiler arzuladıklarını açıkça ortaya koydu. Ancak bu dilek Rusya'da yankı bulmazsa, sabır taşabilir.”

Straubinger Tagblatt da Ukrayna krizini taşıyor yorum sütunlarına:

“Ukrayna'daki AGİT gözlemci misyonu bir kenara bırakılırsa, diplomasinin bariz bir biçimde meydana çıkan etkisizliği, provokatörlerin sesinin olması gerekenden daha yüksek çıkmasına neden oluyor. Tabii ki yeni bir gerginlik ne Doğu'nun ne de Batı'nın işine gelir. Ancak sorun, bu görüşün şu ana kadar Rusya tarafından paylaşılmıyor oluşunda.”