Gündem

02.01.2015 - Alman basınından özetler

Almanya'da düzenlenen Pegida yürüyüşlerine Merkel'in tepkisi büyük yankı buldu. Ayrıca Yunanistan'da gittikçe derinleşen kriz, otoriter rejimlere yönelik eleştiriler basınında öne çıkan konular.

02 Ocak 2015 00:32


Alman basını Başbakan Angela Merkel’in, yeni yıl konuşmasında İslam ve yabancı karşıtı gösterilere sert tepki vermesine sayfalarında geniş yer ayırdı. Yunanistan’daki kriz ve dünya çapında zenginliklerin adaletsiz dağılımı öne çıkan diğer konular.

Başbakan Merkel’in, kısa adı Pegida olan ‚Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar‘ oluşumu tarafından gerçekleştirilen ayrımcı gösteri yürüyüşlerine yönelik eleştirileri, Trierischer Volksfreund gazetesince şöyle değerlendiriliyor:

“Angela Merkel’in yeni yıl konuşmasına gelen tepkiler, başbakanın doğru sözleri dile getirdiğini ve doğru kişileri hedef aldığını gösteriyor. Özellikle Almanya İçin Alternatif Partisi bir tarafına darbe almış köpek gibi havlamaya başladı. Merkel’in, Pegida’nın çağrısına uyulmaması yönündeki talebi, Dresden kentinde her Pazartesi günü bu yürüyüşlere katılanları pek etkilemeyecek belki ama belki ilk defa katılmayı düşünenleri engelleyebilir.“

Aynı konuyu işleyen bir başka gazete ise Schwäbische Zeitung. Angela Merkel’i destekleyen gazetenin yorumu şöyle:

“Angela Merkel Pegida gösterilerinde yabancı düşmanlığı ve nefreti gördüğünü dile getiriyor. Ve bu söylediklerinde çok haklı. Şayet Dresden’de 17 bin kişi gösteri hakkını kullanıp azınlıklara karşı öfkesini dile getiriyorsa, Saksonya Eyaleti'nde gerçekleştirilen 2014 eyalet seçimlerine bir bakmak lazım. Orada 84 bin seçmen doğrudan NPD Partisinin nazilerine oy verdi. Nerede ise 160 bin kişi de tercihini sağ popülist Almanya İçin Alternatif’ten yana kullandı. Bu rakamlar, sözde orta sınıf, zararsız ve endişeli göstericilerin gerçek yüzünü de ortaya koyuyor. Bu gösterilere katılan siyasete uzak insanlar, düpedüz sağcı olanlarla aynı kefeye konmayı göze almalılar. Çünkü atılan sloganların içeriği bu kişilerin hem sistemi hem de demokrasiyi istemediklerini gösteriyor.“

Basında öne çıkan bir diğer konu ise Yunanistan'daki gelişmeler. Yunanistan’da yaşanan ekonomik krizin ardından ülkenin şimdi de bir siyasi krize girmesini Westfälische Zeitung gazetesi şu şekilde değerlendiriyor:

“Yunanistan’ı kurtarma programından çıkarmaya yönelik talepler giderek artıyor. ‘Grexit’, Yunanların Euro Bölgesi‘nden dışlanması ya da kontrollü (veya kontrolsüz) borçların silinmesi, ülkeyi ve 11 milyonluk nüfusu daha derin bir krize sürükler. Bunu Yunanlılar da seziyor. Öyle olmasa banka hesaplarını boşaltmaya başlarlar mıydı? Yunanistan kendi dramının yeni perdesini yazıyor. Trajik bir oyun bu.“

Süddeutsche Zeitung gazetesinde ise zengin madenlere sahip bazı ülkelerdeki gelir dağılımının son derece adaletsiz oluşuna dair bir yorum göze çarpıyor:

“Hammadde üreticisi birçok ülke yüksek gelire sahip ama ekonomik sistemlerinin hedefi ülkedeki zenginlerin daha da zengin olması. Üretici bir toplum yaratmayı düşünmüyorlar. Bu ülkelerin hükümetleri belli çıkar grupları için varlar ve otoriterizm ile rüşvet kavramları üzerinde yükseliyorlar. Demokratik yapılara çok nadir rastlanıyor. Ekvator Gine’den, Suudi Arabistan’a, oradan Kazakistan’a kadar ağırlık despotlarda.“