Gündem

01.08.2014 - Alman basınından özetler

İsrail – Hamas çatışması, Snowden’ın durumu ve Arjantin’in iflasına ilişkin yorumlar öne çıkıyor.

01 Ağustos 2014 00:53


Stuttgarter Zeitung'da Ortadoğu ile ilgili yorumda şu satırlara yer veriliyor;

“Daha ne kadar bu şekilde devam edebilir? Bu çılgınlık ne zaman sona erecek? İsrail'in savaşarak gerçekten ne elde etmeyi amaçladığı belli olmadığı sürece bu soru yanıtsız kalacak. Başbakan Benyamin Netanyahu Gazze Şeridi'nin askeri güçlerden arındırılması için çabaladıklarını söylüyor. Ancak bu amaca iki şekilde ulaşılabilir: Ya kalıcı bir işgalle ya da bir sözleşme üzerinde siyasi anlaşma sağlanması yoluyla. İsrail bu seçeneklerden ilkini kesinlikle istemiyor, Hamas ise ikisini de istemiyor. Bu böyle sürdükçe kan akmaya devam edecek.”

Süddeutsche Zeitung da Hamas'ın stratejisine dikkat çekiyor:

“… İsrail tarafından dikte edilen bir barış ve Gazze sınırlarının kapalı kalması, bin 400 ölüden sonra insanlar için statükoya dönüş anlamına gelir. Hamas'ı destekleyenler için de bu affedilemez bir durum olur. İşte bu nedenle İslamcılar bu savaştan kolay kolay vazgeçemez. Çocuklar ve siviller ölüyorsa, Birleşmiş Milletler'e bağlı okullar vuruluyorsa, İsrail orantılı güç kullanılmasını görmezden geliyorsa, bu barbarlığın görüntüleri eşzamanlı olarak dünyada dolaşırken İsrail ve Mısır, uluslararası baskı altına girmektedir. Onlar bir şekilde vazgeçmek zorunda kalacak. Hamas'ın askeri yenilgisi ise onun büyük bir siyasi başarısı olacaktır.”

ABD'nin gizli belgelerini ifşa eden eski NSA çalışanı Edward Snowden'ın durumu da Alman basınında geniş yer buluyor. Berliner Zeitung'da şu yorumu okuyoruz;

“Gizli belgeleri ifşa eden Snowden'ın demokrasinin işleyişi açısından ne anlama geldiği en azından Avrupa'da sorgulanmıyor. Böyle bir durumda aslında Snowden'ın ABD'deki hukuk devletine güvenmemesi ve Avrupalıların da onu kabul etmemesi nedeniyle tarihin en başarılı ve en önemli ihbarcısı eski NSA çalışanı Snowden'ın ABD yargısından kaçmak için Moskova'ya sığınması Avrupa'daki herhangi bir hükümet, en başta da Alman hükümeti için katlanılmaz olmalı.”

Arjantin'in borçlarını ödeyememesi nedeniyle iflas bayrağını çekmesi de Die Welt gazetesinde şöyle yorumlanıyor:

“İflas öncelikle Arjantinlilerin kendi seçimi. 2001 yılındaki devlet iflasında orta sınıfın büyük bir bölümü yoksulluğa sürüklenmişti. Borç ödenemeyecek noktaya gelinmesi ise siyasetin vatandaşlarına servis ettiği ve onların da zaten istediği politikalardı. Yani bir yandan cömert kamu harcamaları, öte yandan Arjantin para birimi Peso'nun Amerikan Doları'na bağlanması. Arjantinliler ikisine birden sahip olmak yerine sadece birine sahip olabilirdi ya da hiç birine…”

Rheinpfalz gazetesinde de Arjantin'le ilgili şu satırlar yer alıyor:

“İflas, Arjantin'i zayıf bir anında yakaladı. Güney Amerikalı ülke yeniden siyasi ve ekonomik bir krizin pençesinde. Geçen yıldan beri ekonomisi resesyona girmiş olan Arjantin’de enflasyon bu yıl yüzde 40'a tırmandı. Bu trajedide 2007'den beri iktidarda olan solcu Devlet Başkanı Kirchner'in politikalarının da büyük payı var. Kirchner gelecek yıl yapılacak seçimlerin ardından halefine artık borç alamayan bir ülke bırakacak.“