Yangının ortasında kalan hayvanlarına "gitmeyin" diye seslenmişti: Canımız önemli değil hayvanları kurtardık ya başka bir şey istemiyorum

Antalya Manavgat'ta çıkan yangında, alevlerin arasında ineklerine “gitmeyin” diye seslendiği videoyu sosyal medyadan paylaşan Kalemler köyündeki Serdar Bayat (30), yaşadıklarını anlattı. Evi, ahırı, otomobili yanan; bazı küçükbaş ve büyükbaşları da ölen Bayat, “Canımız önemli değil hayvanları kurtardık ya başka bir şey istemiyorum. Araba yanmış, ev yanmış, hiç umurumda değil” dedi. Bayat, yangın sırasında doğan oğlağa da “Mucize” adını verdi.

30 Temmuz 2021 14:21

Manavgat’taki yangında hayvanlarını kurtarmaya çalışan ve onlara “gitmeyin” diye seslenen Serdar Bayat’ın çektiği görüntüler yürek burktu.Video çekmeden 10- 15 dakika önce ileriden alevleri gördüğünü, görür görmez ahırdaki hayvanları boşaltmaya başladıklarını aktaran Bayat, alevlerin bir anda geldiğini ve her yerin yandığını söyledi.

3 gündür süren yangın nedeniyle artık takati kalmadığını aktaran Serdar Bayat, en son ateş arasında kaldığını, başka bir şey hatırlamadığını söyledi.

Bayat, “İneklerin yarısı öldü, yarısı kaldı. Kendi canımızı düşünmüyorum. Esas olay yangından sonraki mücadelemiz. 3 gündür gelen giden yok. Ağlamaktan sesim kalmadı artık. Anlatacak bir şey yok artık. Ne su ne elektrik var. Hayvanın altındaki gübreler bile cayır cayır içten içe yanıyor. Tankerle su çekiyoruz. Annem hala yanan közleri söndürmeye çalışıyor" diye konuştu.

Yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan Bayat, yangın sırasında mucizeye şahit olduklarını da belirtti.

Gebe keçisinin yangın anında doğurduğunu belirten Bayat, oğlağa 'Mucize' adını verdiklerini söyledi.

29 inekten sadece 11- 12'sini canlı kurtardıklarını belirten Bayat, "Keçilerim de yanımdaydı, yangın esnasında doğum yapmış, oğlağımıza 'Mucize' adını verdik. Yangın bittikten sonra toprağın arasında kendinden geçmiş bir halde buldum. Evin önünde alevlerin arasında küçük oğlağı gördüm. Birkaç saat önce doğmuştu. Bu mucize gibi bir şeydi. Alevlerin 6-7 metre yükseldiği yerde nasıl doğdu, nasıl yaşadı; anlayamadım. Buzağılarım vardı. Bir tarafa taşıyorum orası yanıyor diğer tarafa götürüyorum orası yanıyor. En son buzağıları evin içine aldım " dedi.

Evlerin yarısının yandığını ve yarım saat alevlerin arasında kaldığını anlatan Serdar Bayat, "Kollarım, bacaklarım her yerim yanık içinde. Canımız önemli değil hayvanları kurtardık ya başka bir şey istemiyorum. Araba yanmış, ev yanmış, hiç umurumda değil. İyi ki kaçmamışız. Kaçmayıp da sağ kalan çok nadir" diye konuştu.

Hayvanlarını 'çocuklarım' diyerek seven Bayat, "Hayvanlarımız bizim için her şeyden daha kıymetli. Onları terk edemedim. Her yer yanmaya başladığında, iplerini kestiğim inekleri açık araziye götürdüm. Keçilerimi de alevlerin arasından uzaklaştırdım. Ellerimde ve ayaklarımda yanıklar oluştu. Zar zor kurtardım onları” dedi.

“Artık tükendik, diyecek bir şeyimiz kalmadı” diyen Bayat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık nasıl ahır yapacağız, bilmiyorum. Burası sera, kurtardığımız inekleri seralara getirdik. Hayat bundan sonra başlıyor artık. Yangından kurtulduk, diye sevinirken ne elektrik ne su var. Benim 1200- 1300 balya samanım yandı. 4-5 ton yem, 5-6 ton buğdayım yandı. Kendi yiyip içeceğimiz de yandı. Esas biz yangını atlattık, diye sevinirken bugün 3'üncü gün, 3 gündür ayaktayım. Şimdi başlıyor mücadelemiz. Biz neyi, nereden, nasıl toparlayacağız?"

“Artık tükendik, diyecek bir şeyimiz kalmadı” diyen Bayat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık nasıl ahır yapacağız, bilmiyorum. Burası sera, kurtardığımız inekleri seralara getirdik. Hayat bundan sonra başlıyor artık. Yangından kurtulduk, diye sevinirken ne elektrik ne su var. Benim 1200- 1300 balya samanım yandı. 4-5 ton yem, 5-6 ton buğdayım yandı. Kendi yiyip içeceğimiz de yandı. Esas biz yangını atlattık, diye sevinirken bugün 3'üncü gün, 3 gündür ayaktayım. Şimdi başlıyor mücadelemiz. Biz neyi, nereden, nasıl toparlayacağız?"