Türkçedeki 40 ilginç kelime; "Çımgışmak, dakışmak..."
Palamar: Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat.
Süveyda: Kalbin ortasındaki gizli günahların saklı olduğu sanılan siyah beneğe, karalığa denir.
Cımgışmak: Vücutta el, kol, ayak ve bacaklar başta olmak üzere bir bölgenin uyuşması sonucu ortaya çıkan hafif sancı.
Çilemek: Yağmur serpintisi.
Develenmek: Çabuk olmak, acele etmek.
Eşbah: Şen şakrak ve girişken kişi.
Banım: Yağlı, salçalı ve sulu yemek.
Yatağan: Eskiden yeniçerilerin kullandığı, uzun, ağır, namlusu eğimli, iki yanı da keskin bir tür kılıç.
Çakıldak: Olgunlaşmamış meyve.
Azatlama: Eskiden işe yaramayacak duruma gelen hasta, zayıf ve yaşlı at, eşek gibi hayvanları doğaya salma işlemi.
Acar: Güçlü, becerikli, çevik, enerjik.
Badak: Kısa boylu olan kimse.
Gag: Daha çok bir komedi oyuncusunun rolünün parçası olarak, şakalar, gülünç fıkra ve hikâyeler; gülünç anlamındadır.
Çimmek: Yıkanmak.
Abis: Deniz veya okyanuslarda güneş ışığının ulaşamadığı en derin kısım.
Şekerrenk: Araya soğukluk girmiş, bozulmuş dostluğa denir.
Dakışmak: Arkasından kovalamak.
Ülger: Kadife, şeftali gibi meyvelerin üzerinde bulunan ince tüy.
Aysar: Ay'ın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan kimse.
Bambıl: Büyük cins arı.
Hasut: Haset eden, kıskanç.
Fıcıtmak: Sinirlenerek herhangi bir eşyayı atabildiği en uzak noktaya atmak.
Cula: Karga.
Güzeşte: Zaman bakımından geçmiş, geride kalmış.
Çirli: Düğün yemeği.
ANĞ: Tarla ve bahçelerde sınır çizgisi.
Ülübü: Fasulye.
Zırıncık: Tadı kaçmak.
Bızbız: Davula sol elle vurulan ince değnek.
Avet: Hediye, armağan.
Müşkülpesent: Çok dikkat ve özenle davranan veya böyle davranılmasını isteyen kimse.
Avurtlak: Giysinin uygun gelmeyip kabarık kalması.
Tansık: İnsan aklının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize.
Kıranta: Saçları ağarmaya başlamış orta yaşlı erkek.
Domuşmak: Surat asmak.
Debek: Sakar.
Diskur: Söylev, söylem.
Savat: Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakışlı
Cavşırı: Aykırı, ters.
Ayıgovan: Kaba saba, görgüsüz insan.