A Milli Takım, EURO 2020 A Grubu ikinci maçında Galler’e 2-0 kaybetti ve henüz turnuvada puanla tanışamadı. Spor yazarları, mağlubiyeti ve Avrupa Şampiyonası’ndaki başarısızlığı değerlendirdi. Yazıların tamamını, paragraf sonlarında ismi verilen gazeteyi satın alarak ya da kendi internet sitelerinden okuyabilirsiniz.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Günümüz futbolunun istediği basit oyun modelini kesinlikle uygulayamıyoruz. İkincisi; taktik olarak da gerekenleri yapamıyoruz. Örneğin Ramsey'in özellikleri biliniyor. Orta saha oyuncusunun en büyük artısı zamanlı koşularla, sinsi sinsi depar kulvarlarına sızmak. İki kere yaptı, atamadı. Buna rağmen üçüncü kere kendisine böyle bir pozisyon verdik. Pes doğrusu! Çok kaliteli futbolcu da olsan fizik olarak hazır değilsen hiçbir şey ifade etmiyor. Cengiz, bizim için çok önemli bir kanat forveti ama 1.5 senedir maç eksiği var. Herkes Cengiz mutlaka oynasın diyordu. İşte gördük; Cengiz oynadı ve durum bu... (Sabah)
BÜLENT TİMURLENK: Hadi İtalya ev sahibiydi, formdaydı, açılış maçıydı… Galler için bahanemiz yoktu. Bakü'de ev sahibi bizdik. Bale ve arkadaşları da İsviçre maçında artılarını, eksilerini ortaya koymuşlardı. Geçiş oynuyorlar, Bale derine gelip takımı yönetiyor ama oyunun kontrolünü ellerine alamıyorlardı. Yapmamız gereken topa daha fazla sahip olmak, atakları bitirmek ve rakibin kontralarına orta sahada karşılık vermek... Havuz girişlerinde kurallar yazar ya, biz dün elimizde cam bardak, duş almadan 1.40 havuza balıklama atladık ilk 35 dakika... Top bizde kalmadı, önde baskı yaptıklarından, çıkarken kaptırdıklarımızla ikinci ataklarını yedik ve Bale-Ramsey'in ön gösterimini yaptıklarını pozisyonun esas çekiminde topu ağlarımızda gördük. (Sabah)
ŞANSAL BÜYÜKA: Reklamlar, havalar-civalar, atmalar-tutmalar, dayanaksız böbürlenmeler, gaz üstüne gaz vermeler... Hepsi hikaye... Havamızı-civamızı çabuk bozuyorlar, ilk fırsatta gazımızı alıyorlar. Mesleğe başladığımda “sabır-sistem-vizyon” diyorlardı, aradan kırk yıldan fazla zaman geçti, geldik-gidiyoruz, gene aynı hikayeleri dinliyoruz. Voleybolda harikalar yaratıyoruz, Basketbolda Avrupa şampiyonluklarını alıyoruz, atletizmde rekorlara imza atıyoruz, jimnastikte dünyaya takla attırıyoruz, bu kadar sevgiye, bu kadar ilgiye, bu kadar bütçeye rağmen futbolda sürekli hayal kırıklığı yaşıyoruz. Gerçeği kabul edelim: Biz bu işi beceremiyoruz. (Milliyet)
MUSTAFA SAPMAZ: Karşında en iyiler var. Onlara karşı oynamak harika. Öte yandan iyilere karşı oynamak, kazanma şansının daha sınırlı olduğu anlamına gelir. Bu durumda ne yaparsın? Anın tadını çıkarırsın. Ve bu durumu gelişmek, rakiplerinin seviyesine yükselmek için bir fırsat olarak değerlendirirsin. Turnuvanın en genç takımını, uçağa bindirmeden önce konuşmamız gerekenler buydu. Biz ise çocuklardan önce, şişirilmiş beklentilerimizi bavula doldurup uğurladık. Beklentiyi arşa taşıdık. Görüyorsunuz. Finale gitmek için iyi futbolcular kadar, taktiksel olgunluk ve esnekliğe sahip olmak gerekiyor. Bu konuda rakiplerle kıyasladığımızda gruptaki dördüncülüğümüz tesadüf değil. Taktiksel olarak gelişmemiz gerektiğini net şekilde gördük. (Akşam)
SERDAR ALİ ÇELİKLER: Şenol Güneş iyi bir teknik direktör idi... Ama dünya hızla değişiyor. Güncelleniyor. Herkesin ama herkesin bir planı, oyuna çıkış seti; ÇİZİLMİŞ HÜCUM PLANI var. Nedir o çizilmiş hücum planı? Galler'in bize attığı goldür. Tam 3 kez denediler ve 3. de Ramsey golü attı. 2. yarıda spiker Levent Özçelik "Hep aynı yerden geliyorlar. Engellememiz lazım" dedi. İşte bu. Hep aynı şeyi yapıyorlar çünkü ÇALIŞIYORLAR. Çalışmazsan, set bilmezsen, dünyayı takip etmezsen, OYUN'un; stratejin yoksa Vatan-Millet-Sakarya ile bir yere kadar gelirsin. Galler, aynı golden atarken sen 180 dakikada 1 tane karambol pozisyon anca bulursun. Hayati final maçında 2002 Dünya Kupası'nda giydiğin gri takım elbise totemi yaparsın. Bu seviyede artık taktik bilmeyen, set kuramayan, çizilmiş oyun planı olmayan hocaların yaşama şansı yok. Şenol Güneş'e güzel anılar için teşekkür edelim ve devrinin sonunun geldiğini kabul edelim. Maçı yorumlayan efsane teknik adam Mark Hughes, "Türkiye'nin hiçbir fikri yoktu" demiş. Sonuç her dilde aynı. Artık emeklilik zamanı hocam. (HaberTürk)
ERMAN TOROĞLU: Bu Milli Takım için önce federasyona bakarım, sonra da teknik direktöre. Ama benim için sürpriz olmadı. Türkiye'deki futbol kalitesinden böyle Milli Takım çıkardı. Zaten Türkiye liginde oynayan futbolcularımız azdı ilk 11'de sahaya sürdüğümüz iki maçta da. Doldurdular 'bizim çocuklar sizin çocuklar' diye. Benim çocuklarım; tekmeye kafa sokardı. Maç bitince yürüyecek halleri kalmazdı. Onun için bunlar benim çocuklarım değil, sizin çocuklarınız olsun. Hep beraber federasyonla, teknik direktörle mutlu yeni sezonlara. (Sabah)
Spor yazarları, Türkiye'nin Galler mağlubiyetini nasıl değerlendirdi?