"Spor yazarları, Karadağ-Türkiye maçını yorumladı: Montella'nın içine Kuntz kaçmıştı sanki"
Uğur Meleke: “Dünya Kupası elemelerinde ilk ikiye giremeyecekler için, Uluslar Ligi’nden tam 4 play-off bileti fırsatı söz konusu. Ve bu biletler de Uluslar Ligi genel puan tablosuna göre verilecek. Biz dün gece Karadağ maçına beraberlik değil galibiyet hedefiyle çıkmalıydık. Ve bunun sebebi sadece A Ligi’ne yükselmek değil; Dünya Kupası play-off opsiyonunu da cebe koymak olmalıydı. Eğer dün Karadağ’ı yenip grubu 14 puanla lider tamamlasaydık, Uluslar Ligi genel tablosunda 18’inci basamakta yer alacak ve çok çok büyük ihtimalle 2026 Dünya Kupası play-off opsiyonunu cebe koyacaktık. Ve sanırım ülkede hiç kimse bunun farkında değil.
Beni dün esas üzense şuydu: Sadece spor kamuoyu değil sanki futbolcularımız da, hocamız da Uluslar Ligi’nin öneminin farkında değil! Dün ilk devrede belki oyunu doğru okuyamadık, belki zemin ve hava koşulları kötüydü. Bunlar anlaşılabilir. Ancak Montella’nın ilk 3 değişikliğinin stoper, bek ve ön libero olması, 3-1 geriye düşene kadar oyuna hücumcu sokmaması inanılmaz. Ben Montella’yı Roma’da santrfor oynadığı günlerden beri izliyorum, anlatıyorum, yazıyorum. Dün sadece Türkiye döneminin değil, tüm kariyerinin en kötü günüydü bence. Kenarda büyük hedeflerden kopmuş, inançsız, hedefsiz bir adam vardı dün. Montella’nın içine Kuntz kaçmıştı sanki. (Hürriyet)
Ben Montella’yı Roma’da santrfor oynadığı günlerden beri izliyorum, anlatıyorum, yazıyorum. Dün sadece Türkiye döneminin değil, tüm kariyerinin en kötü günüydü bence. Kenarda büyük hedeflerden kopmuş, inançsız, hedefsiz bir adam vardı dün. Montella’nın içine Kuntz kaçmıştı sanki. (Hürriyet)
Fatih Doğan: Montella tutturmuş santrforsuz oyun ezberi… B, C planlarından yoksun oynamaya çalışıyor. Santrforsuz oynamayı bir inatlaşmatakıntı haline getirmiş gibi. Cenk Tosun var almıyor, kenarda Enes var oynatmıyor. Kenan'ı, Kerem'i, Arda'yı kötü zeminde yüksek Karadağ savunması arasında adeta ezdirdi. Montella, en zayıf halka Karadağ'a yenilmemizin ve A Ligi'ne yükselememizin tek sorumlusudur. Büyük takımlara motive olmak, taktik üretmek, 4-6-0 ezberiyle oynayıp bu yıldızlar topluluğuyla sonuç almak kolaydır. İki Karadağ maçı başta, Galler dahil tek tip oyunuyla Montella, A Milli Takım'ın A Ligi yolunda el freni olmuştur. Ayrılma aşamasındaki Prosinecki, sağ kanattan fotokopi gibi iki stratejik atakla Montella'ya taktik ve acı strateji dersi veriyorsa sıkıntı göründüğünden de büyük demektir. TFF yönetimi, Dünya Kupası yolculuğuna çıkmadan tek tip Montella'yı analiz masasına yatırmalıdır. (Sabah)
Ali Gültiken: Seçilen ilk 11 topu yerden kullanabilme düşüncesiyle oluşturulmuş. Oyun içinde bunu belirli bir süre devam ettirebilirsiniz ama bu şartları görüp sonrasında değişiklik yapmamak gerçekten büyük hayal kırıklığı oldu. Trajik olan şey; Kerem'le santrfor oynuyoruz ama rakip yarı sahasına girdiğimizde ceza sahasına yüksek toplarla orta yapmaya çalışıyoruz. Bunu anlamak mümkün değil… Kenarda Enes var, Semih var, bir çok maçta santrfor oynattığı Barış Alper var. Son dakikalara kadar oyuna bir santrfor almamış olması, hayal kırıklığının yaşanmasının en büyük sebeplerinden biri oldu. Bir diğer konu da bu saha zemininde orta sahadaki yumuşaklığımız oldu. Fiziki mücadeleyi kazanamayan, dönen toplarda rakibin yaptığı kontratakları önleyemeyen bir durum ortaya çıktı. Büyük hayallerle geldik, büyük hayal kırıklığı ile geri döndük. Bu maç bize kağıt üstünde hayal edilenle, saha gerçekliğinin farkını gösterdi. (Sabah)
Gürcan Bilgiç: Bizim klasiğimizdir: kolayı, zor yapmak… Galler maçında sinyaller geldi ama bu takıma toz konduramadık. Karadağ'da "Nasıl olsa kazanırız" takımı vardı sahada. Buna bir de "Kerem'i kurtarma operasyonu"nu eklememiz lazım. Sahaya çıkanlar maçı kazandılar sanki, bir de penaltıyı kaçıran Kerem'i yeniden oyuna dahil edecekler. Peki bundan Kerem'in haberi var mı? Tüm topları, pas seçeneklerini onun üstüne kurmaya çalıştılar. Pası veriyorlar, alamıyorlar. Kerem de bu rüzgarın içinde sürekli kaleyi arıyor. Pas vermesi gereken yerde bire biri zorluyor veya şuta dönüyor. "Bana bu soruları sormayın" deyip, santrforsuz oynamanın problemlerini bir kenara atmak isteyen Montella'yı da merkeze alalım. Einstein, "Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyenler" hakkında sert bir yorum yaptı. Biz duracağımız yeri bilelim. Santrforsuz oyunun, üstelik takım olarak kapanan takımlar karşısında nasıl verimsiz olduğunu bile bile, hatta yaşayarak görmesine rağmen yine aynı formatta devam etmek nasıl açıklanır? Dün santrforumuz Kerem'di, penaltı kaçıran, bizi grup liderliğinden eden Kerem. Benfica'nın yıldızını kazanmak için ülkeyi feda etti Montella… (Sabah)