SPOR YAZARLARI GALATASARAY-FENERBAHÇE MAÇINI DEĞERLENDİRDİ
Mustafa Çulcu - Sabah: Türk hakemleri oyunu salmıyor, oynatmıyor, çok faul çalıyor diye eleştiriliyorlardı, buyrunuz Elit kategori, usta yabancı hakem Vincic… 35 faulle maçı tamamladı. 7 sarı kart çıkardı.
Fırat Aydınus - Hürriyet: Normalde oynatmayı tercih eden ve basit müdahalelerde oralı olmayan dediğimiz Vincic dün ne hikmetse her müdahalede düdüğüne başvurdu. Ama bazı net faulleri de çalmadı. Bazı oynatması gerekenlerde de oyunu kesti. Belki de havayı koklayıp, oyunun kontrolünü bu şekilde eline alması gerektiğine inandı ve toplamında 35 faul çaldı. Kendi ortalamasının çok üstünde olsa da Galatasaray-Fenerbahçe derbisi için standart ortalama faul sayısıydı.
Erman Toroğlu - Sözcü: Beraberlik Galatasaray’a yarıyor ama Fener’e yaramıyor. Ama Fenerbahçe’ye yaramayan bu beraberliğe futbolcular tepki gösteremediler. Mourinho da gösteremedi. Bundan sonra Fenerbahçe’nin şampiyonluk kazanması için Galatasaray’ın ve Okan Buruk’un büyük hatalar yapması lazım. Hakemiyle, yöneticisiyle bu maç çok tartışıldı. Sonunda ne oldu, dağ fare doğurdu. Sabaha kadar oynansa 0-0 bitecek bir maç. Keçiboynuzu gibi çiğne çiğne ağzında tat kalmaz. Futbolumuz işte bu.
Faik Çetiner - Fanatik: Galatasaray kazanamadan sevindi, Fenerbahçe kazanamadı ama, üzülmedi. 6 puan fark olsa da yarış devam ediyor. Hem de Mourinho’nun büyük maçları kazanamamasına rağmen. Fikstür ve sahadaki görüntülerine bakarsak Fenerbahçe’nin zirve şansını da küçümsememek lazım. Hakem Vincic mi? Bakalım maçtan sonra ona da sallayanlar olacak mı?
Kemal Belgin - Türkiye: G.Saray’da Osimhen koştu koştu durdu. F.Bahçe’de ise Dzeko var mıydı, yok muydu belli değildi. Hele ki En-Nesyri zıpladı hopladı sadece. Tabii esas olarak aklımın ermediği şey; Tadic’in F.Bahçe takımının organizatörü olarak hiçbir şey yapmaması ve 90 dakika sahada kalmayı başarmasıydı! Mourinho dört değişiklik yapmış ama Tadic’i hiç aklına getirmemişti. Okan Hoca ise pek değişiklikten yana değilmiş gibiydi Sara’yı oyundan alışı ona bir artı getirir en fazla.
Ahmet Çakar - Sabah: Sonuçta kazanan çıkmadı. 6 puanlık fark devam ediyor, üstelik ikili averaj da tamamen Galatasaray lehine. Bazı futbolcuların ya da pek çok ismin hayal kırıklığı olduğunu söyleyebiliriz. Bunların başında da Osimhen ve En-Nesyri geliyor. Son haftalarda sürekli gol atan bu oyuncular, dün gece neredeyse pozisyona giremediler.
Bülent Timurlenk - Sabah: G.Saray'ın sahasında bir isabetli şut atıp, korner bile kullanmadığı maçın senaryosunu yazan da yöneten de Jose Mourinho'dur. İstediğini alıp almadığını gelecek haftalar gösterecek ama bir futbol gerçeği, Galatasaray'ın 2025 yılında derbi/büyük maç kazanacak kadar futbol oynamadığı… Derbinin en iyileri Lemina ve Fred…
Uğur Meleke - Hürriyet: Belki iki teknik direktör ve futbolcuların önemli çoğunluğu beraberliğe razı gözüktüler ama birkaç adamı ayırabiliriz ekstra çabalarıyla. Fenerbahçe’de 3-4-1-2’ye dönüş sonrası oyunun kalbi haline dönüşen Dzeko, dün yine yorulana kadar takımının iyisiydi. Geriden gelen serseri topları indirerek zaman zaman olgun akına dönüştürdü. Bir pozisyonda iki kez pres yapıp, Fred’e şut fırsatı yarattı. Fenerbahçe’nin neredeyse tüm akınlarının sol kanattan geliştiğinin altını çizmek gerek. Sol stoper Yusuf, sol kanat bek Kostic ve o bölgeye yaklaşan Dzeko’ydu bunun sebebi. Oyuna girdikten sonra Djiku’nun kornerlerde bir etkinliği olduğunu da ekleyebiliriz. Galatasaray’daysa maçın defansta-ofansta yıldızı Lemina idi. Premier Lig’de Bowen’la yaşadığı soruna kadar tüm maçlarda düzenli oynayan Lemina çok hazır, çok güçlü ve çok istekli. Dün birçok pozisyonda Dzeko bağlantısını kesen oydu.
Ali Gültiken - Sabah: Galatasaray zaten 6 puan farkla maça başladı. Bu maçın berabere bitmesiyle beraber ikili averajda da öne geçti. Bu da 7 puan demek. O yüzden G.Saray'da Okan Hoca'nın seçtiği bu oyunu normal karşılamak lazım. Şampiyonluktaki en önemli rakiple puan farkına bir de averaj üstünlüğünü ilave ettiğinde gecenin kazananı olarak devam etti. F.Bahçe açısından da kaybetmeden hâlâ yarışın içinde olması önemliydi.
Güntekin Onay - Hürriyet: Dün hafta boyunca yaratılan gerginliğin suni ve gereksiz olduğunu, bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde daha gördük. Kaybetmekten korkan iki teknik adamın bu kadar pahalı kadrolarla oynattığı, bizlere izlettiği futbol maalesef bu.
Cem Dizdar - Fanatik: Fenerbahçe bir iki girişimde bulunduysa da bu kadar münakaşa, bağırış çağırış, itham, serzeniş, talep, öfkeye rağmen boşa oynanmış bir maç izledik. Korner olacak da herkes biraz heyecanlanacak! O bile olmadı… Maç bitti, saha birden polis doldu. Geri 12 maç kaldı ve bu maça kadar biriken gerilim gelecek maçlara aktarıldı. Bakalım bundan sonra hangi maçta, hangi yabancı hakem adaleti nasıl sağlayacak?
Ömer Üründül - Sabah: Büyük kariyerine rağmen Mourinho kadar yaptığı yanlışta ısrar eden bir teknik adam görmedim. Defalarca vurguladım, bilhassa zorluk derecesi yüksek maçlarda çift santrforun biri 39 yaşında, onların arkasında fizik gücü çok yetersiz Tadic oynarsa başarılı sonuç sadece tesadüflere bağlıdır. Ve bu Tadic 90 dakika sahada kaldı. G.Saray bu neticeyle ligde çok büyük bir avantaj elde etti. Büyük tecrübesiyle tansiyonu çok iyi düşüren ve sahada bir hakem otoritesi olduğunu hissettiren Vincic'i de kutlamak lazım.
Ercan Taner - Sözcü: Bu maçın berabere bitmesi, psikolojik üstünlüğün Galatasaray’da devam etmesini sağlayacak. Fenerbahçe kaybetmek istemedi bunu anlıyorum ama Talisca daha önce oyuna girmeliydi mesela. Çünkü galibiyete kesinlikle Fenerbahçe’nin daha fazla ihtiyacı vardı. Alınacak 3 puan ligdeki senaryonun kesinlikle yeniden yazılması demekti. Dün akşamki sonuçtan Okan Buruk memnundur. Mourinho kaybetmedi ama dengeleri değiştiremedi. Maçın hakemi Vincic, iyi maç yönetti ve akıllarda soru işareti bırakmadı.
Halil Özer - Milliyet: Kimsenin risk almadığı bu karşılaşmada Galatasaray’da Lemina ile Muslera… Fenerbahçe’de kaleci dahil tüm savunması ve 2. yarıda Fred. O kadar. Öne çıkanların sayısına bakın maçın yorumunu yapın.
Attila Gökçe - Milliyet: Golsüz, şutsuz, kornersiz… Ofsaytsız ruhsuz ve heyecansız bir ilk yarı izledik. Uzun lig maratonunda kupaların çeyrek ve yarı final eşleşmelerindeki “erken final” kavramını andıran maçta mücadele vardı. Oyun yoktu. Aylardır bu maçı bekleyen taraftar grupları da hayal kırıklığına uğradılar.