Spor yazarları, Fenerbahçe-Rizespor maçını yorumladı: Türk hakemliği sadece futbol için değil, sosyal barış için de beka sorunudur

Spor yazarları, Fenerbahçe'nin 9 kişi kalan Rizespor'u 3-2 yendiği müsabakayı köşelerinde değerlendirdi.

03 Şubat 2025 07:58

Spor yazarları, Fenerbahçe-Rizespor maçını yorumladı: Türk hakemliği sadece futbol için değil, sosyal barış için de beka sorunudur

Gürcan Bilgiç: Benzeri 24 sene önce yaşandı. 2001 şampiyonluğunu getiren maçtı. 3-0 öne geçmişti Gaziantep, ikinci 45'te Kadıköy'den dört gol çıktı. Rapaic "rap rap" oldu. Camia bir bütün haline geldi. Dünün adını koymak gerekirse mesaj geçmişten gelendir. Rizespor'un ilk iki atağından da gol çıkarması bir yana, maçın bütününde Fenerbahçe'nin vücut dili maçı kazanacağının habercisiydi. Üç gol atıldı, iki gol VAR'dan ofsayta takıldı, dört şutta üst direk kurtarışı yaptı. Mourinho'nun ilk 11 üçlüsü yine çuvalladı esasında. Tüm maç vazgeçmedi bundan, sadece oyuncuları veya yerlerini değiştirerek hamlelerini yaptı. Yine de maçı çözen, Fenerbahçe'ye getiren Rizespor'un iki kırmızı ile eksilmesi oldu. (Sabah)

Ahmet Çakar: Kadıköy'de Türk futbol tarihinin ve dolayısıyla Türk hakemliğinin kötü niyetli, en kara gecelerinden birini izledik. Bir hakem nasıl hak yer, maçı bir taraftan alıp öbür tarafa nasıl verir Türkiye canlı canlı izledi. Rizespor oyuna çok iyi başlamıştı, art arda iki gol buldu ve yapı 45+7'de ortaya çıkıverdi. Bir kornerde Skriniar sözüm ona tutulup çekiliyor. Tutulduğu doğru ama oyuncu kendini yere bırakıyor. Böyle pozisyonlar dünya futbolunda her hafta yüzlerce kez yaşanıyor. VAR çağırdı, penaltıyı verdirdi, penaltıyı yapan oyuncu ikinci sarıdan oyundan atıldı ve devre bitti. İkinci yarı yine Rizespor direndi. Fenerbahçe hiçbir zaman tempo yapamadı. Önemli pozisyonlar yakalamış olsalar da bir türlü beraberliği bulamazken sahneye Burak Pakkan tekrar çıktı. Oyuncu değişikliği yapılırken Ghezzal'a ikinci sarıyı gösterdi ve oyundan attı. Artık Rize 9 kişiydi. 9 kişi ile 10 kişi arasında çok ciddi fark var. Nitekim de öyle oldu. Dzeko ve En-Nesyri'nin golleriyle Fenerbahçe maçı koparttı. Dün gece gördük ki Türk hakemliği, Türk futbolu için değil sosyal barış için de bir beka sorunudur. Eğer bu durum yetersizlik ve kabiliyetsizlikten kaynaklanıyorsa durum çok vahim. Yok hakemler manipüle ediliyorsa durum düşündüğünüzden daha vahimdir. (Sabah)

Ömer Üründül: Mourinho, inanılmaz teknik adam yanlışlarına ısrarla devam ediyor. Dünyanın neresinde görülmüş, iki yeni stoper transferi yapmışsın, ikisi de fizik açıdan hiç hazır değil. Üstelik hem takım arkadaşlarını hem birbirlerini tanımıyorlar. İkisini birden görevlendiriyorsun, olacak iş değil. Kendine bakmadığı her hafta gösterdiği düşüşle belli olan Amrabat da üçüncü ağır tank olunca F.Bahçe iki gol birden yedi. Üçüncü golü de İrfan Can kurtardı. İşler tam çıkmaza giriyordu ki devre sonunda Olawoyin kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bıraktı ve gereksiz bir penaltı hediye etti. Penaltı da gol olunca ikinci yarı saha içi dengeleri tamamen Fenerbahçe lehine döndü. Sonra Rize 9 kişi kaldı. Müthiş bir baskı, rakip nefes alamıyor, kaçan goller, rekor direkten dönen toplar ve uzun süre sonra beraberlik Dzeko ile geldi. Çok kaçıran En-Nesyri jeneriklik golle galibiyeti getirdi. Dünkü maç büyük bir kaosla neticelenebilirdi ama Mourinho hatalarından hâlâ ders çıkarmıyor. (Sabah)

Mustafa Çulcu: Hakemliği bilmeyen MHK Başkanı ve akıl hocasının ülke hakemliğine ve futboluna verdiği zararı hâlâ göremiyor muyuz? Yazık oluyor tecrübesiz hakemlere. İlk defa bir F.Bahçe maçına çıkan Burak Pakkan'ın acemiliği ve tecrübesizliği çok net görülüyor. İlk yarıda Ghezzal ve Skriniar'ın oyunu sarı kartsız tamamlaması mucize! F.Bahçe'nin Skriniar ile attığı gol, net ofsayt, iptal doğru. Amrabat'a ve Mocsi'ye kontrolsüz girişleri nedeniyle çıkan sarı kartlar da doğruydu. İlk yarının uzatma dakikalarında Olawoyin'in, Skriniar'ı sarıp sarmalaması net penaltı. Hakemin bunu sahada görüp vermesi gerekirdi ama veremedi! VAR müdahalesi geldi. Avrupa'daki maçlarda bu tür sarılmalara VAR müdahalesinin geldiğini defalarca izledim. Bizde hâlâ tartışılıyor… Esas eksik olan, bu pozisyonda kornerden topun oyuna girip girmediğini göremedik, VAR bize göstermedi. Temel sorun, VAR'ın kamuoyuna eksik bilgi sunumu. Protokol gereği göstermek zorunda. Penaltıyı verirsen Olawoyin'in, ikinci sarıdan ihracı doğru. Ancak ilk sarıyı aldatmadan görmüştü, baskıdan dolayı çıkan o sarı gereksiz bir sarıydı. Hakemlerin sarı kartları gösterirken çok dikkatli olması gerekiyor. (Sabah)

Fırat Aydınus: Fenerbahçe lehine verilen penaltıda top oyunda ve Olawoyin, Skriniar’ı kural dışı tutarak pozisyon almasını engelliyor. Dikkat edilirse Skriniar ellerini kaldırarak herhangi bir temasta bulunmadığını gösteriyor. Yani karşılıklı çekme yok; tek taraflı bir durum var. Belçikalı VAR hakemi Bert Put da bunu kanıt göstererek Burak Pakkan’ı incelemeye davet etti. Her ne kadar Skriniar bu esnada pozisyonun son anlarında kısmen penaltıyı göstermeye çalışan bir tutum sergilemiş olsa da Rizesporlu futbolcunun eylemi 10 kusurlu hareketten biri ve penaltı. Tabii sezon boyunca buna benzer pozisyonlar es geçilince bu penaltı tartışmaya yol açtı. Sarı kart olarak ‘off the ball offence’ yani topun olmadığı alanda yapılmasını baz alacak ki ikinci sarı kartı gösterdi. Fakat bugüne kadar bu tür tutma ve çekmelerde verilen penaltılarda sarı kart göstermeyince bu biraz ilginç oldu. Kabul görmedi ve oturmadı ikinci sarı kart olarak. Rachid Ghezzal’ın atılmasına gelince... Ghezzal bir şey söyledi diye direkt mi kırmızı çıkardı yoksa sarı kartı gösterdikten sonra yavaş hareketleri devam ediyor diye ikinci sarı kartı mı çıkardı, bu hakem raporunda belli olur. Fakat yavaş hareket ediyor diye birinci sarı kartı gösterip daha birkaç saniye dolmadan kırmızı gösterdiyse ağır bir karar. Sonuçta o futbolcu sekerek çıkıyor sahadan. (Hürriyet

Engin Kehale: JOSE Mourinho’nun stoper üçlüsünün ikisini yeni oyunculardan kurması, Fred ve Sofyan Amrabat’ın ceza sahası önünü kötü savunmasıyla birleşince daha 15. dakika dolmadan deplasman ekibi skoru 2-0’a getirmişti. Devre sonunda İbrahim Olawoyin’e çıkan kırmızı kart ve Fenerbahçe lehine verilen penaltıya kadar da pas oyunuyla rakibini istediği uzaklıkta tutmayı başardı İlhan Palut’un öğrencileri. Ancak Portekizli teknik direktör, gelen golle birlikte kan kokusunu almıştı adeta!. Yine doğru değişiklikleri yaparak önce Dusan Tadic’i, sonra Anderson Talisca’yı sahaya attı. Rizespor, 11’e 10 oyunda doğru çıkamadı, baskı yedi ve topu çabuk kaybetmeye başladı. Fenerbahçe geldikçe geldi. Pozisyon buldu, direğe takıldı. (Hürriyet)

Uğur Meleke: Tabii ki ilk devrenin sonunda gelen penaltı ve kırmızı kart sonrası başka bir müsabaka başladı Kadıköy’de. Maça defansif olarak sıkıntılı başlayan Skriniar, çok kısa sürede hücumda etkili oldu. İlk yarıda bir gol attı, ofsayt sebebiyle iptal oldu. Bir de penaltı kazandırdı ardından takımına. İkinci devrenin başlamasıyla beraber Rizespor haliyle 4+4 biçiminde kendi birinci bölgesine yığıldı. Fenerbahçe’de ikinci yarının başında sahada zaten Dzeko, Nesyri, Tadic, Szymanski varlardı. Dakikalar geçtikçe Talisca, İrfan ve Cenk de eklendi sahadaki hücumcuların arasına. Fenerbahçe önce 10, sonra 9 kişi oynayan Rize’yi ikinci yarıda haliyle ceza alanı içine hapsetti. Tadic’in girişiyle özellikle sağ kanat hareketlendi, çok fazla kenar ortası yapıldı ve dört topu da direkten dönen Fenerbahçe, zor da olsa tabelayı 3-2’ye getirdi son bölümde. (Hürriyet)

Cem Dizdar: Yedek kadrosuna ligden bir oyuncu koysanız şampiyonluk iddiası yüksek bir takım olur ama ilk devreyi A kadrosuyla 1-2 geride bitirdi Fenerbahçe. Üstelik duran toplar dışında ciddi bir atak yapamadan! Durum epey tuhaftı! Jose Mourinho sezon başında sık sık takımının antrenman sayısını hatırlatan açıklamalar yapardı. Ama dün sahada takımla onca antrenman yapmış oyuncular yerine bir iki antrenmanla formayı giymiş iki oyuncu vardı; Skriniar ile Diego Carlos! Ne de olsa ’Burası Türkiye!’, çabuk unutulur burada çoğu şey değil mi? Onca harcamaya, sükseli transferlere rağmen pek bir şey yapacak gibi görünmüyordu Fenerbahçe ama devre sonunda ilginç bir eşleşmeden hem penaltı buldu hem rakibi 10 kişi kaldı. 44. dakikada geçersiz sayılan golde kafa vuruşunu yapan, ki o pozisyon da bir duran toptu, 1.87’lik Skriniar’ı kornerde savunan 1.78’lik İbrahim Olawoyin’di! Haliyle savunamadı. (Fanatik)

Faik Çetiner: Son 15 dakikada Rizespor’a bir ihanet de Ghezzal’dan geliyor, oyundan çıkarken kırmızı görüyor. Artık 9 kişi kalmış rakibe Fenerbahçe gol atar diyoruz ve zorda olsa goller geliyor. Maçtan sonra Mourinho’nun anlatacağı masalları dinleyen olur mu bilemem. Bu takım elindeki malzeme ve silahlar ile evinde Rizespor’u her zaman yener. Ama Mourinho’nun ilk 11 için açtığı papatya falları Fenerbahçe’nin hep başını ağrıtır. Şimdilik, “Yürü ya Mourinho” diyelim ve önümüzdeki maçlara bakalım. (Fanatik)

Halil Özer: Fenerbahçe çekirgesi bugün bir kez daha sıçradı... Futbolu ile değil sadece inanılmaz tecrübesi ile maçı kazanmayı bildi. Fenerbahçe seyircisini illaki kanser etmek istiyorsan bu takımı 3’lü oynat... Hayır Mou’nun inadını anlayamıyorum. Göztepe maçında gördük olmuyor. O maçı ucuz ve biraz da şansına kurtardı Fenerbahçe. Rize küçümsenecek bir takım değil. Hücuma hızlı çıkan, orta sahada ve gol noktalarında etkili bir takım. Yani üçlü sistem Rize’nin işine gelir. Bol bol boş alan. Hani Oğuz bir topu kesmese, kaleci İrfan olmasa ilk yarı daha farklı olurdu. Bu dakikaları ucuz kurtardı Fenerbahçe. İki golde Fred’in geciken hamleleri, Amrabat’ın durgunluğu ve yetersizliği, kanatların gidememesi, özellikle sol kanadın isabet düşüklüğü, oyun kurgusunun etkisizliği kötü Fenerbahçe görüntüsünü normalleştirdi. Sadece Szymanski biraz çabaladı hepsi o. (Milliyet)

Engin Verel: Fenerbahçe, ilk isabetli şutunu 33. dakikada attı. O da kalecinin kucağına gitti. Kaliteli futbolcular geldi, uyumsuzluk da var. Ama burada problem oynayanlarda değil, oynamayanlarda. Problem saha içinde değil, saha dışında. Bu sorunu ortadan kaldırmadığı müddetçe, kimi alırsa alsın Fenerbahçe'nin işi zor. Mesela Çağlar oynamalıydı. Neden oynamadı? Çok maç kurtardı. İşe yaramaz diye Rize'ye verdiğiniz Samet, iki gol kurtardı. Hakemin ikinci yarıdaki bütün iyi niyetine (!) karşın, top Fenerbahçe'yi bir türlü sevmedi. 9 kişilik Rizespor'un bu maçı kaybetmesi, futbolun adaleti adına da bir kayıptı. (Akşam)