Ahmet Çakar: Şunu tartışmasız söyleyebiliriz, Attilla Szalai en az 10 yıl Fenerbahçe'de kalır. Hem beyefendi hem fedakâr hem de iyi oyuncu. Pelkas ise şartlar ne olursa olsun Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusu olacak. Osayi çok değişik bir oyuncu. Karşısında olan bek biraz dengesiz, biraz da yavaş ise hiçbir şansı yok. Fenerbahçe ardı ardına goller buldu, arkasından da rölantiye girdi. Sıkıntı şu; ilk yarının son 10 ve ikinci yarının ilk 30 dakikasında Konyaspor bir gol bulmuş olsaydı, büyük problem başlayabilirdi. Aslında Konyaspor çok ama çok önemli pozisyonlar bulmasına rağmen kaleciliğine her gün değer katan Altay'ın başarısı vardı. Konyaspor bu umut golünü bulamadı ve maç biterken de Serdar Aziz son noktayı koydu. Fenerbahçe herkesin beklediğinin aksine deplasmanlarda iyi oynuyor. İyi oynamasa da kazanıyor ama evinde oynadığı maçlarda stres var. Mesela dün gece, skor net, alınan üç puan var ve kendi önünde olan takımların hemen dibinde. Fırat Aydınus yılların tecrübesi, Serdar Tatlı onu, antipatisi nedeniyle önemli maçlara az veriyor. Ama Aydınus dün gece alnı öpülesi maç yönetti. Birçok kişi Pelkas'a yapılan 'Kırmızı mı?' diyor ama ben asla diyorum. Ve sevgili Fırat'ın dün performansına baktığımızda sadece bir şey söyleyebilirim, mükemmeldi. [Sabah]
Serdar Ali Çelikler: F.Bahçe 56-80 arasını iyi analiz etmeli. Böyle bir oyuna gerek yok. Tamam 90 dakila boyunca ilk 30 dakikalık oyun oynanamaz kabul. Ama bu kadar geride kalmak da doğru değil. Pas oyunu ile rakip tutulabilirdi. Erol Bulut'a "BU YENİ OYUN"u kim 'tesir' ettirdiyse kendisini kutlarım. Bulut'un repertuarında böyle bir strateji yoktu çünkü. F.Bahçe haftaya Gençlerbirliği'ni de yenip milli ara öncesindeki en kritik maç olan Beşiktaş müsabakasına çıkacak. Bu iki karşılaşmada 4-6 puan, bu takımı şampiyonluk yolunda 1. takım haline sokar. Samandıra bunun farkında. Erol Bulut ve 'onu ikna eden' kimse Ferdi'yi oynatacaksa sol önde oynattırsın. Cisse de ancak ve sadece oyunun tamamen rakip yarı alana yıkıldığı maçlarda oynayabilir. Mesut da 6 haftalık tedavi sürecinden sonra ancak ve sadece son 25-30 dakikalarda oynar. Bu gerçekler kabul edilir, İrfan formunu bulur, Thiam'a da "Hep 11 başlayacaksın" güveni verilirse bu Yeni Fenerbahçe sonuna kadar gider. [HaberTürk]
Gürcan Bilgiç: Üç dakikada gelen iki golle topu rakibe bırakma sırası geldi. Sekizinci gündeki üçüncü maçın yıpranma payını da hesap ediyorlardı belki. Ön tarafın baskıdan vazgeçmesiyle birlikte Konya topu ayaklarda dolaştırmaya, Fenerbahçe'yi koşturmaya başladı. Önde top tutamadılar, bire birlerde de kaptırmaya başladılar. Gece-gündüz gibi farklılaştı oyun. Önce Gustavo-İrfan Can hamlesi geldi, orta saha nefeslendi. Sonra sıra Ozan ile Ferdi'deydi. Ama takımın psikolojisinde, "kontrol bizde olsun" fikri oluşmadı. Sezona "kazanan düzen" olarak damga vuran, kendi sahanda, en az risk ile 'alan kapat' modeli dakikaları yemeye başladı. Fırat Aydınus'un başını belaya sokmamak adına gözünün önündekilere düdük çalmaması üstündeki baskı kırılmasıydı. Yazık… Üç gün önce Mesut, dün de Pelkas sakatlanıp çıktılar. İki pozisyonda da rakip oyuncular kart görmeden devam ettiler. Fenerbahçe'nin rakibi eksik kalırsa, maç alamamaktan korkan bir grup oldu hakemler. [Sabah]
Mehmet Demirkol: Erol Bulut’un bu durumu değiştirmek için yaptığı orta sahayı tazeleme hamlesi Gustavo-İrfan ve Ozan’a rağmen istenen sonucu vermese de İrfan’ın -Samatta’ya pası gibi- katkısının olacağı konusunda izler vardı. Uyum arttıkça pas yüzdesi de artar. Ve Fenerbahçe dün yine çok iyi olan Altay’ın performansına daha az bağımlı olur. İki önemli mesaj var: Aslında yapabilir ama belli ki Pelkas kanadı değil merkezi istiyor. Orada bambaşka oluyor. (Başarılı oyuncuya geçmiş olsun) Zaman zaman basit hatalar yapsa da Valencia’sız bir oyun Gustavo’suz oyundan daha imkansız. [Fanatik]
Ercan Güven: Aslında Fenerbahçe’nin “deplasmanda başarılı sonuçlar alması” sır değil. İşin püf noktası rakiplerde… Kadıköy’de kalenin önüne otobüs çekenler kendi sahalarında kazanma hırsına kapılıp Fenerbahçe’nin yeteneklerine kapıyı pencereyi açıyorlar. Konyaspor da bu tuzağa düşenlerdendi. Galatasaray puan kaybettikçe şampiyonluk şansından ümidi kesmeyen Fenerbahçe için ilk ve en önemli şart Beşiktaş maçına kadar kayıpsız gitmekti. Konya’da ilk başardığı buydu. Ancak, asıl önemlisi Fenerbahçe’deki istifa söylentilerinin, gerilimli günlerin ertelenmesini sağladı. Yarışta kaldı. Gustavo’ya kavuştu. Szalai’nin değeri arttı. Altay’ın formu yeniden sınandı ve tam not aldı. Daralan kadro tekrar genişledi. Caner ile birlikte daha da genişleyecek. Rakip baskı yaptığı ikinci yarı oyundan düşmeyerek fizik açıdan güçlü durumda olduğunu kanıtladı. Bir Konyaspor deplasmanından daha ne bekler ki, Fenerbahçe. Bir de Pelkas sakatlanmasaydı… [Milliyet]
Ömer Üründül: Fenerbahçe'nin ilk 29 dakikada her şeyiyle üstün oynadığı oyunda gol bulamayışı gerçekten çok ilginçti. Ardından üst üste iki gol bulmayı başardılar ve rahatladılar. İkinci yarıda Fenerbahçe geriye yaslandı ve Konyaspor oyunu domine etmeye başladı. Bunun en önemli nedeni bugüne kadar alışık olmadıkları tempolu bir ilk yarı sergilemeleriydi. Dün gece Pelkas'ın gerçek yerinde oynaması sahaya olumlu yansıdı. Osayi de karşısında istediği tarzda bir sol bek bulunca kendisini gösterdi, bir de güzel gol attı. Altay üç kurtarışla yine başarılıydı. Gol perdesini açan Szalai defansta da iyiydi. Ama bana göre sahanın yıldızı ilk 45 dakikada her bölgeye yaptığı müthiş pres ile Mert Hakan idi. Dün gecenin Fenerbahçe açısından en üzüncü yanı ise Pelkas'ın hastanelik oluşuydu. Birinci golde Gökhan Gönül kafayla asist yaptı, Szalai attı. İkinci gol sağ açık Osayi'nin kendi becerisi. Üçüncü gol de Serdar Aziz... Bu ne demek oluyor? Ne yazık ki Fenerbahçe'de santrfor olmadığı anlamına geliyor. [Sabah]